Panislamizm nedir?

deep Harbi Aktif Üye
Panislamizm ne demek?
19. yüzyılın ikinci yarısında İslam dünyasının karşılaştığı tehlikelerden kurtulması için, tüm Müslümanların halifenin etrafında toplanıp Batı dünyasına karşı birlik oluşturmaları gerektiğini savunan akım. Hindistan'daki askeri ayaklanmanın (1857-1858) ardından İngilizler buradaki Müslüman halkı lidersiz bıraktı. 1881 yılında ise İngilizler Mısır'ı, Fransızlar Tunus'u işgal ettiler. Arka arkaya yaşanan işgaller ve haksızlıklar İslam dünyasını sarsmaya başlayınca çözüm yolları aranmaya başlandı. 1870 yıllarında Namık Kemal Osmanlıların Müslüman toplumların liderliğini üstlenmesi gerektiğini ifade etmeye başladı. Namık Kemal'in bu söylemi, siyasi bir birlikten çok kültürel birliği içeriyordu.

Osmanlı İmparatorluğu hem halifeliğin merkezi olması hem geniş bir İslami coğrafyada hüküm sürmesi hem de Avrupa'ya en yakın ve doğrudan ilişki içinde olan Müslüman ülke olması sebepleriyle, Müslümanların doğal lideri konumundaydı. Bu dönemde, Rus emperyalizmi içinde yok olma tehlikesiyle karşı karşıya olan Orta Asya'daki Türk hanları da Osmanlı'dan destek ve yardım talep ediyordu. Aynı döneme rastlayan Osmanlı-Rus savaşları yüzünden yardım edilemediyse de, İslam Birliği ideali unutulmadı. İkinci Abdülhamid döneminde İslam Birliği devletin resmi siyaseti oldu. Bu siyasete yön verilmesinde özellikle Cemaleddin Afgani'nin (1838-1897) öğretilerinin önemli rolü oldu. Afgani'nin öğretilerine göre, Müslümanların karşı karşıya kaldıkları zorlukların temelinde din ahlakına uygun olmayan emperyalizmin yayılmacı ve tahakküm edici politikaları vardı. Bu nedenle, sorunun asıl kaynağını iyi tespit etmek, Müslümanlar arasında da samimi İslam ahlakının yaşanmasını yaygınlaştırmak, Müslümanları eski gücüne kavuşturmak, tüm Müslümanları halifenin idaresinde tek bir güç olarak birleştirmek gerekiyordu. İkinci Abdülhamid, bu politikayı benimsedi. İmparatorluk içindeki Müslüman bağlılığını güçlendirmek için çeşitli adımlar attı. İmparatorluk sınırları dışında da önemli bir Müslüman kamuoyu desteği kazandı. Bu siyaset bir süre başarılı oldu. Cezayir, Mısır, Hindistan ve Japonya'daki Müslümanlar İkinci Abdülhamid'e destek oldular. Hindistan, Türkistan, Batı Hint Adaları, Madagaskar ve Cezayir'de de emperyalist işgallere karşı Müslüman direnişi başgösterdi.

İkinci Meşrutiyet döneminde de bu siyasete devam edilmek istendi. Balkan Savaşları ve Birinci Dünya Savaşı sırasında İslam dünyasının desteğinden yararlanmak için çabalar harcandı. Ancak dönemin koşulları içinde bu siyasette gereken başarı elde edilemedi.
 

Benzer Konular

Yanıtlar
0
Görüntülenme
13B
Yanıtlar
0
Görüntülenme
2B
Yanıtlar
0
Görüntülenme
2B
Yanıtlar
0
Görüntülenme
6B
Yanıtlar
0
Görüntülenme
1B
Üst