Kurtuluş Savaşı Şiirleri

deep Harbi Aktif Üye
Kurtuluş Savaşı şiirleri, Kurtuluş Savaşı ile ilgili Şiir

Kurtuluş Savaşı

Kara duman çöktü yurdun başına
Düşmanın emrini dışladı atam
Kalleş İngiliz'in yurtta işi ne
Böylece savaşa başladı atam

Saldırdı düşmanlar sardı vatanı
Kalleş kurşunları yıktı mekanı
Çağırdı atamIZ silah tutanı
Bütün düşmanları fişledi atam

Samsundan Sivas'a misyon yüklendi
Yurdun her yerinden canlar eklendi
Düşmanlar şaşırdı kaçtı saklandı
Haini vatanda haşladı atam

Kurtuluş savaşı sarınca yurdu
Mehmetçik kalleşe hançeri vurdu
Kurtuldu yurdumuz Murada erdi
Düşmanı göğsünden şişledi atam

Yiğitler can verdi Türk sancağına
Huzur geldi yurdun dört bucağına
Sevgi ateşini yurt bucağına
Sevgiyle yakarak besledi atam

İffetim namusum canımdır vatan
Damarımda coşan kanımdır vatan
Mutlu yaşanacak günümdür vatan
Bağımsız Türkiye düşledi atam

Minnet borcumuz var paşadan ere
Ordumuz nöbette böyledir töre
Cumhuriyet namus düşürmem yere
Özgürlük dersini işledi atam

Murat duman der ki; Şehitler verdim
Böylece kurtuldu bu aziz yurdum
Yiğit Kahramana selama durdum
Düşmanı sırtüstü tuşladı atam

Kurtuluş Savaşı ile ilgili uzun ve kısa şiirler
ATATÜRK KURTULUŞ SAVAŞINDA

Bir gemi yanaştı Samsun'a sabaha karşı
Selam durdu kayığı, çaparası, takası
Selam durdu tayfası

Bir duman tüterdi bu geminin bacasından
Bir duman
Duman değildi bu
Memleketin uçup giden kaygılarıydı.

Samsun limanına bu gemiden atılan
Demir değil
Sarılan anayurda
Kemal Paşanın kollarıydı.

Selam vererek Anadolu çocuklarına
Çıkarken yüce komutan
Karadeniz'in halini görmeliydi.

Kalkıp ayağa ardı sıra baktı dalgalar
Kalktı takalar,
İzin verseydi Kemal Paşa
Ardından gürleyip giderlerdi
Erzurum'a kadar

Cahit KÜLEBİ

Kurtuluş Savaşı

Kağnıları taşır kadınlar,
Askerler hücumdadırlar,
Bu uzun savaşı,
Üzüntüyle bekler analar.

Mustafa Kemal kaburgasını kırar,
Vatanı yasa boğar,
Zorlu Kurtuluş Savaşı'nı,
En sonunda kazanırlar.

Osmanlı Devleti kaldırılır,
Dünyada barış sağlanır,
Eğitimde,ölçülerde yenilikler uygulanır,
Mustafa Kemal duygulanır.

Ahmet Çelik

KURTULUŞ SAVAŞI DESTANI

YIL 1915...
VATANIMIN üzerinde kara bulutlar;
Bize karşı birleşmişler, bütün düşmanlar...
Ermeniler bir yanda,
İngilizler bir yanda,
Fransızlar başka bir yanda....
Bütün haçlı zihniyeti bir arada,
Parsellemişler VATANIMI kendi aralarında...
KAHPE DÜŞMANLAR, BU VATAN SİZE KALIR MI?
TÜRK’ÜN ASALETİNE ZİNCİRLER DAYANIR MI?
İşgal başlamış; şehir şehir, kasaba kasaba,
Zulüm başlamış, silahsız halka,
Mazlumların feryadı, yükselmiş arşa...
Evler talan edilmiş...
Evler yıkılmış...
İnsanlar canlı canlı yakılmış...
Süngülerin ucuna bebeler takılmış...
Taş üstünde taş,
Baş üstünde baş,
Bırakmamakmış, niyetleri...
Ağır olacak elbet, bu zalimlerin diyetleri...
TÜRK’ÜN ASİL KANINI...
TÜRK’ÜN VATAN SEVDASINI...
TÜRK’ÜN GÖĞSÜNDEKİ İMANINI...
Hesaba katamamışlar...
Aldanmışlar, yanılmışlar...
Yüze, onla...
Silaha, yabayla...
Topa, imanla...
Elif’in kağnısıyla...
Nene hatunun baltasıyla...
Sütçü imamım fetvasıyla...
Zekiye çocuğun VATAN sevdasıyla...
Başladı VATAN savunması...
Her savaştan geldi zafer havası...
Yıl 1919...
Bir kurtarıcı çıktı ortaya...
Halkı topladı bir araya...
Adı: MUSTAFA KEMAL’Dİ,
Başkumandandı...
Savaşlar yönetti,
Zaferlere imza attı...
Vatan kurtarılmaya başlandı...
Çanakkale’den, Dumrupınar’dan
Antep’ten, Urfa’dan
İzmir’den, İstanbul’dan
Zafer haberleri geldi her yerden...
BİR DESTAN YAZILDI, ŞEREFLE, ŞANLA...
BİR DESTAN YAZILDI, ŞEHİTLE, KANLA...
BU VATAN KURTARILDI BÜYÜK CEFAYLA...
Bu VATANI sevmeliyiz...
Bu VATANI korumalıyız...
Bu VATANI yüceltmeliyiz...
GEREKTİĞİNDE BU VATAN İÇİN ÖLMELİYİZ..

Mustafa Kemal'in Kağnısı

Yediyordu Elif kağnısını,
Kara geceden geceden.
Sankim elif elif uzuyordu, inceliyordu,
Uzak cephelerin acısıydı gıcırtılar,
İnliyordu dağın ardı, yasla,
Her bir heceden heceden.
Mustafa Kemal’in kağnısı derdi, kağnısına
Mermi taşırdı öteye, dağ taş aşardı.
Çabuk giderdi, çok götürürdü Elifçik,
Nam salmıştı asker içinde.
Bu kez yine herkesten evvel almıştı yükünü,
Doğrulmuştu yola önceden önceden.
Öküzleriyle kardeş gibiydi Elif,
Yemezdi, içmezdi, yemeden içmeden onlar,
Kocabaş, çok ihtiyardı, çok zayıftı,
Mahzundu bütün bütün Sarıkız, yanısıra,
Gecenin ulu ağırlığına karşı,
Hafiftiler, inceden inceden.
İriydi Elif, kuvvetliydi kağnı başında.
Elma elmaydı yanakları, üzüm üzümdü gözleri,
Kınalı ellerinden rüzgar geçerdi daim;
Toprak gülümserdi çarıklı ayaklarına.
Alını, yeşilini kapmıştı, geçirmişti,
Niceden, niceden.
Durdu birdenbire Kocabaş, ova bayır durdu,
Nazar mı değdi göklerden, ne?
Dah etti, yok. Dahha dedi gitmez,
Ta gerilerden başka kağnılar yetişti geçti gacur gucur
Nasıl dururdu Mustafa Kemal’in kağnısı
Kahroldu Elifçik, düşünceden düşünceden.
Aman Kocabaş, ayağını öpeyim Kocabaş,
Vur beni, öldür beni, koma yollarda beni.
Geçer götürür ana, çocuk, mermisini askerciğin,
Koma yollarda beni, kulun köpeğin olayım.
Bak hele üzerimden ses seda uzaklaşır,
Düşerim gerilere, iyceden iyceden.
Kocabaş yığıldı çamura,
Büyüdü gözleri, büyüdü yürek kadar,
Örtüldü gözleri örtüldü hep.
Kalır mı Mustafa Kemal’in kağnısı, bacım.
Kocabaşın yerine koştu kendini Elifçik,
Yürüdü düşman üstüne, yüceden yüceden.
Fazıl Hüsnü DAĞLARCA
 

Benzer Konular

Yanıtlar
1
Görüntülenme
6B
Yanıtlar
0
Görüntülenme
3B
Yanıtlar
0
Görüntülenme
9B
Yanıtlar
0
Görüntülenme
121B
Yanıtlar
0
Görüntülenme
41B
Üst