Kurtuluş Savaşı Proje Ödevi

deep Harbi Aktif Üye
Kurtuluş Savaşı Performans Ödevi, Kurtuluş Savaşı Proje Ödevi, Kurtuluş Savaşı yıllık ödev

Kurtuluş Savaşı Dönemi hakkında detaylı bilgi

KURTULUŞ SAVAŞI

( 1919-1922)

Türk Kurtuluş Savaşı; ülke bütünlüğünü korumak, ulusal egemenliğe dayalı, tam bağımsız yeni bir Türk devleti kurmak için tüm ulusca girişilen, çok cepheli bir savaştır. Kurtuluş Savaşı; Osmanlı Devleti’ni yok eden, Türklere yaşam hakkı tanımayan 30 Ekim 1918 tarihli Mondros Ateşkes Antlaşması sonucu Türk milletinin bir ölüm-kalım mücadelesi olarak başlamıştır.

KURTULUŞ SAVAŞI ÖNCESİ DURUM:

Osmanlı Devleti’nin Birinci Dünya Savaşı’ndaki yenilgisini belirleyen Mondros Ateşkes Antlaşması (30 Ekim 1918) ile Anadolu ve Trakya her türlü işgale açık bir duruma geliyordu. Çünkü Mondros ateşkes hükümleri galip devletlere gerekli gördükleri her yeri işgal etme hakkı tanıyordu. Ülke işgale uğrarken Padişah için önemli olan; saltanatın, halifeliğin ve hanedanın selameti idi. Bu antlaşma çok ağır koşulları içerirken, İstanbul Hükümeti ileride yapılacak barış görüşmelerinde bu koşulları hafifletebileceğini umuyordu.
Mondros Ateşkes antlaşmasının hemen ardından işgaller başladı. Bu antlaşmanın 7 inci maddesine göre, İtilaf devletleri güvenliklerini tehdit eden bir durumu bahane ederek istedikleri bölgeleri işgal edebileceklerdi.
Boğazlar İngilizlerin kontrolüne geçti. İngilizler Çanakkale, Musul, Batum, Antep, Konya, Maraş, Samsun, Bilecik, Merzifon, Urla ve Kars’ı işgal ettiler. Fransızlar ise; Trakya’daki demiryolunun önemli istasyonlarını, Dörtyol, Mersin, Adana ve Afyon istasyonunu işgal ettiler. İngilizler tarafından işgal edilen, Güney Doğu’daki bazı iller daha sonradan Fransızlara terk edilmiştir. İtalyanlar ise Antalya, Kuşadası, Bodrum, Fethiye ve Marmaris’i işgal ettiler. Konya ve Akşehir’e de asker yolladılar. Mondros Mütarekesi’nin Doğu Anadolu’da 6 vilayetin Ermenilere bırakılacağına ilişkin maddesi Ermenileri harekete geçirdi. Ermeniler kurdukları Alaylarla Doğu Anadolu’da yayılmaya ve bölgedeki Türklere zulüm ve baskı yapmaya başladılar. Kozan, Osmaniye, Mersin ve Adana’ya Fransızlarla birlikte Ermeni çetecileri de geldi.
Yunanlılar kendilerine vaat edilen Ege Bölgesi’ni ele geçirmek üzere, İngiliz, Amerikan ve Fransız savaş gemilerinin koruması altında, 15 Mayıs 1919’da İzmir’i işgale başladılar. İzmir’in işgaline tepki olarak gazeteci Hasan Tahsin tarafından düşmana atılan ilk kurşun Kurtuluş Savaşımızın başlangıcı olmuştur. Daha sonra Yunanlılar 3 koldan Ege Bölgesi’ni işgale başladılar.
Mondros ateşkes antlaşmasından sonra işgallerin başlamasına karşılık Padişah ve Osmanlı Hükümeti işgallere karşı ses çıkarmamışlar, orduyu geliştirip güçlendirmeye yönelmemişler, sadece kendi çıkarlarını düşünmüşler, çekingen ve korkak davranmışlar, ülkeyi içinde bulunduğu durumdan kurtarmak için hiçbir tedbir almamışlardır.
Kurtuluş savaşımızda işgallere karşı ilk silahlı direniş Güneydoğu Anadolu’da Fransızlara karşı başlamışsa da, ilk Kuvayı Milliye hareketi Batı Anadolu’da Yunanlılara karşı oluşturulmuştur. Yunan birliklerinin İzmir’i işgal etmesi ve Anadolu içlerine ilerlemeye başlamasına seyirci kalan Osmanlı Hükümeti’nden artık hiçbir şey beklenemezdi. Bu durum, Kuvayı Milliye’nin doğuşunu ve Milli Mücadele’nin başlamasını kolaylaştırıcı etkenler olmuştu.

MUSTAFA KEMAL’İN SAMSUN’A ÇIKIŞI VE KONGRELER:

Gelişmeleri yakından takip eden Mustafa Kemal Paşa, Türk Halkının ulusal egemenliğe dayanan, kayıtsız ve şartsız olarak bağımsız, yeni bir Türk devleti kuracak güçte olduğunu inanıyordu. Padişahın ve İstanbul Hükümeti’nin teslimiyetçi tutumu karşısında kurtuluş yolunun Milli Mücadele olduğunu anlamıştı. Düşman işgallerine karşı bazı bölgelerde gösterilen direniş ve milli teşekküllerin kurulması da onu umutlandırmıştı.
Mustafa Kemal Paşa’nın Anadolu’ya geçmek için bir fırsat aradığı sırada, Karadeniz’deki Pontus Rum çetelerinin bölgedeki Türklere karşı saldırıları artmıştı. İngiltere asayiş ve sükunun sağlanmaması durumunda bölgeyi işgal edeceğini bir nota ile İstanbul Hükümeti’ne bildirdi. Padişah bölgedeki güvenliğin sağlanması için Mustafa Kemal Paşa’yı 9.Ordu Müfettişliğine atamıştır. Güvendiği arkadaşlarını yanına alan Mustafa Kemal Paşa, 19 Mayıs 1919’da Samsun’a çıktı. Bu tarih aynı zamanda Kurtuluş Savaşı’nın fiilen başladığı tarihtir.
Mustafa Kemal, askeri örgütlenmeyi sağlamak için Havza’dan Anadolu’daki tüm komutanlarla temasa geçmiştir. Komutanlara ve Valilere yayınladığı genelgelerle (Havza Genelgesi) halka felaketin büyüklüğünün anlatılmasını ve işgallere karşı da mitinglerin yapılmasını istemiştir. İlk miting 30 Mayıs 1919’da Havza’da yapılmıştır.

AMASYA TAMİMİ

(22 Haziran 1919)

12 Haziran 1919’da Havza’dan Amasya’ya gelen Mustafa Kemal Paşa buradan yayınladığı bildiri ile ülkenin içine düştüğü durumu açıklıkla saptıyor, çözümün bütün güçlerin birleşmesinden geçtiğini vurguluyordu. M.Kemal Amasya’da Anadolu ve Rumeli’de kurulan Mudafaa-i Hukuku Derneklerini birleştirme, kongreler yaparak tüm ulusun kesin kararına dayalı yeni bir yönetim kurma amacıyla Amasya Tamimi’ni hazırlamıştır.
Bu tamimin önemli maddeleri:
-Vatanın bütünlüğü ulusun bağımsızlığı tehlikededir. Hükümet millet için üstlendiği görev ve sorumluluklarını yerine getirememektedir.
-Ulusun bağımsızlığını yine ulusun azim ve kararı kurtaracaktır.
-Ulusun haklarını dünyaya duyurmak için her türlü etkiden ve kontrolden uzak bir ulusal kongrenin toplanması şarttır. Bu kongreye her ilden, her sancaktan milletin güvenini kazanmış üç temsilcinin seçilerek hemen yola çıkarılması gereklidir. Keyfiyet milli bir sır olarak saklanmalıdır.
-Doğu illeri adına, 10 Temmuz’da Erzurum’da bir kongre toplanacaktır.
Amasya Tamimi’nin önemi: Bu tamim ulusal egemenliğe dayalı yeni Türk devletinin kurulması yolunda atılan ilk adımdır. Ulusun teşkilatlandırma ve mücadele yöntemleri belirginleşmiştir. Ulusal egemenlik ve ulusal bağımsızlık fikri ilk kez ortaya atılmıştır.

ERZURUM KONGRESİ

(23 Temmuz-7 Ağustos 1919)

Vilayet-ı Şarkiye Müdafaa-i Hukuk-u Milliye Cemiyeti Erzurum Şubesi ile Trabzon Müdafaa-i Hukuk-u Milliye Cemiyeti ortak bir kongre düzenlemek için çalışmalar yapıyorlardı. 3 Temmuz’da Erzurum’a gelen Mustafa Kemal, 8 Temmuz’da İstanbul’a görevinden ve askerlikten ayrıldığını bildirerek, Osmanlı Hükümeti ile tüm ilişkilerini sona erdirmiştir. Mustafa Kemal ertesi gün Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti Erzurum Şubesi’nin başkanlığına seçildi. Erzurum, Sivas, Bitlis, Van ve Trabzon’u temsil etmek üzere 56 delegenin katıldığı Erzurum kongresi 23 Temmuz 1919’da Mustafa Kemal’in başkanlığında toplanarak aşağıda yazılı tarihi kararı almıştır.
Erzurum Kongresi Kararları:
-Ulusal sınırlar içinde vatan bir bütündür, bölünemez.
-Yabancıların baskısı altındaki Osmanlı Hükümeti’nin dağılması karşısında ulus tümden direniş ve savunmaya geçecektir.
-Vatanı kurtarma yolunda İstanbul Hükümet’i başarısız kalırsa geçici bir hükümet kurulacaktır.
-Ulusal kuvvetleri ve ulusal iradeyi egemen kılmak esastır
-Hıristiyanlara egemenlik ve ayrıcalık tanınamaz.
-Manda ve himaye kabul edilemez.
-Mebusan Meclisi açılmalı, hükümetin çalışmalarını denetlemelidir.
Kongrenin Önemi:
-Yeni bir devlet kurma düşüncesi belirginleşmiştir.
-Misak-ı Milli sınırları ilk kez belirlenmiştir.
-Mustafa Kemal’in başkanlığında Doğu illerini temsilen, Heyet-i Temsiliye (Temsil Heyeti) adıyla bir yürütme organı seçilmiştir.
-Erzurum Kongresi’nin toplanma amacı bölgesel, alınan kararlar yönünden ise ulusaldır.

SİVAS KONGRESİ

(4-11 Eylül 1919)

Ulusal direnişi oluşturmada ikinci büyük adım Sivas’ta atılmıştır. Bu kongre, Heyet-i Temsiliye’nin yanı sıra bazı vilayetlerden seçilmiş temsilcilerle birlikte 38 delegenin katılımı ile 04/11 Eylül 1919’da yapılmıştır. İstanbul Hükümeti’nin Sivas’ta kongrenin yapılmasını önlemek için uyguladığı tüm baskılar sonuçsuz kalmıştır.
Sivas Kongresi Kararları:
-Erzurum Kongresinde alınan kararlar kabul edildi.
-Anadolu ve Rumeli’de kurulmuş olan Müdafaa-i Hukuk dernekleri, Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Derneği adı altında birleştirildi. Erzurum Kongresi’nde seçilen 9 kişilik Heyet-i Temsiliye, 6 kişi daha ilave edilerek tüm yurdu temsil etme yetkisiyle genişletildi. Başkanlığına Mustafa Kemal getirilmiştir.
Önemi :
-Erzurum kongresinde alınan kararlar bir bölge halkının kararları olmaktan çıkarılıp tüm ulusa mal edilmiştir.
-Ulusun geleceğine ulusun kendisinin karar vereceği ilkesi gerçekleştirilmiştir.
-M.Kemal kongrede Temsil Heyeti’nin başkanı olarak seçilmekle Ulusal Kurtuluş Savaşı’nın yetkili lideri haline gelmiştir.
-TBMM bu kongrede seçilen Temsil Heyeti tarafından açılacaktır.

AMASYA GÖRÜŞMELERİ

(20-22 Ekim1919)

Mustafa Kemal, İstanbul Hükümeti ile yaptığı yazışmalarda; Hükümetin Erzurum ve Sivas Kongreleri’nde alınan kararlarına bağlı olmasını, Meclis-i Mebusan toplanana kadar hükümetin önemli kararlar almamasını, atamalarda Heyet-i Temsiliye’ye danışılmasını istemiştir. Ancak bütün bu yazışmalar bir sonuç vermedi. Bununla birlikte, İstanbul Hükümeti Mustafa Kemal ile görüşmek üzere Anadolu’ya bir temsilci gönderdi.(Bahriye Nazırı Salih Paşa).
İstanbul Hükümeti ile Heyet-i Temsiliye arasında yapılan Amasya görüşmelerinde taraflar şu esaslar üzerinde anlaşmışlardır:
-İstanbul Hükümeti Sivas Kongresi kararlarını Meclis-i Mebusan’da onaylanması şartıyla kabul edecektir.
-Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Derneği yasal bir kuruluş olarak İstanbul Hükümeti’nce tanınacaktır.
-Türklerin çoğunlukta olduğu yerlerin işgaline izin verilmeyecektir.
-Müslüman olmayan topluluklara Türklerin egemenlik haklarını, toplumsal dengesini bozacak ayrıcalıklar tanınmayacaktır.
-Meclis-i Mebusan’ın güvenlik bakımından İstanbul’ da toplanması uygun değildir.
-İtilaf Devletleri ile yapılacak barış görüşmelerinde Heyet-i Temsiliye’nin uygun göreceği temsilcilerin bulunması sağlanacaktır.
Sonuç:
-Heyet-i Temsiliye Osmanlı Hükümeti tarafından resmen tanınmıştır.
-Görüşmeler sonunda Meclis-i Mebusan’ın İstanbul’da açılması İstanbul Hükümeti’nce kabul edilmiştir.

HEYET-İ TEMSİLİYE’NİN ANKARA’ YA GELİŞİ (27 ARALIK 1919)

27 Aralık 1919’da Ankara’ya gelen Mustafa Kemal burasını Anadolu’daki direniş hareketinin merkezi olarak seçmişti. Gerçekten de Ankara coğrafi konum bakımından Anadolu’nun ortasına yakın bir yerde bulunuyordu.Ayrıca o dönemin en önemli ulaşım aracı olan demiryolu Ankara’ya kadar uzanıyordu.

MECLİS-İ MEBUSAN’IN SON TOPLANTISI VE MİSAK-I MİLLİ’NİN KABUL EDİLMESİ (28 Ocak 1920)

12 Ocak 1920’de Osmanlı Meclis-i Mebusan son kez toplandı. Bu meclisin verdiği en önemli karar, taslakları Mustafa Kemal tarafından milletvekillerine Ankara’da verilen ve sonraları Misak-i Milli olarak adlandırılacak olan Ahd-ı Milliye(Ulusal And) 28 Ocak 1920’de kabul edildi. Meclisin ve İstanbul Hükümeti’nin çalışmalarından ve Anadolu’da artan direniş hareketlerinden rahatsızlık duyan İtilaf Devletleri 16 Mart 1920’de İstanbul’u işgal ettiler. Yunan birlikleri de Anadolu içlerine doğru ilerlemeye başladı. İstanbul’un işgalinden sonra Meclis-i Mebusan padişah tarafından kapatılmıştır.
Misak-ı Milli (Ulusal And) kararları:
-Halkı özgür kalır kalmaz ana yurda kendi istekleriyle katılmış olan Kars, Ardahan, Artvin için gerekirse yeniden oylama yapılacaktır.
-Batı Trakya’nın durumu orada yaşayanlar tarafından saptanmalıdır.
-Halifeliğin, İstanbul ve Marmara’nın güvenliği sağlanmalıdır. Boğazlar konusu, ilgili devletlerle birlikte verilecek kararlarla çözümlendikten sonra Boğazlar dünya ticaretine açılabilecektir.
-Azınlıklar için istenen haklar sınırlarımız dışındaki Türklere de uygulanması koşuluyla kabul edilebilir.
-Ulusal ve ekonomik gelişmemizi mümkün kılmak amacıyla tam serbestlik ve bağımsızlık sağlanması, siyasi, adli, mali gelişmemize engel olan sınırlamaların kaldırılması gereklidir.
-Müslüman Arapların çoğunlukta olduğu yerlerin kaderi halkın oyuna uygun olmalıdır.
Önemi:
-Misak-ı Milli ile M.Kemal Paşa’nın düşünceleri Osmanlı parlamentosu tarafından kabul edilmiş ve yasallaşmıştır.
-Türk ulusunun bağımsızca yaşayacağı vatan sınırları çizilmiştir.

TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİNİN AÇILMASI

(23 Nisan 1920)

İstanbul’un işgali edilmesi ve Meclis-i Mebusan’ın kapatılmasıyla Osmanlı yönetimi çökmüştür. Padişah İtilaf Devletlerin esiri haline gelmişti. Böyle bir durumda ulus kendisini yönetmeye başlamalıdır. Ulusu temsil eden, ulus adına karar veren yetkili organa ihtiyaç vardır. Bu da yeni bir meclistir. 23 Nisan 1920’de 338 milletvekilinin katılımı ile TBMM açıldı. Meclisin açılmasıyla Heyet-i Temsiliye’nin görevi sona ermişti. Meclis M.Kemal’i başkanlığa getirmiştir. 2 Mayıs 1920’de ilk TBMM Hükümeti kuruldu. 20 Ocak 1921’de yeni Türk devleti’nin ilk Anayasa’sı (Teşkilat-ı Esasiye) oluşturulmuştur.
Bu anayasaya göre;.
-Egemenlik ulusa aittir.
-Kuvvetler birliği ilkesini benimsemiştir.
-Meclis Başkanı hükümetin de başkanıdır.

ÖNEMLİ AYAKLANMALAR

Ulusal Kurtuluş Savaşı boyunca Anadolu’nun çeşitli yerlerinde bir çok ayaklanmalar çıkmıştır. Bu ayaklanmaların bir bölümü Türk topraklarını parçala:):):):):) yeni bir devlet kurmayı amaçlayan, diğer bölümü ise, saltanat ve hilafete geleneksel ve dinsel bakımdan bağlı olanlarca çıkarılmış isyan hareketleridir. Hıyanet, kin ve taassubun yarattığı isyanların amacı; milli hareketi boğmaktır. Atatürk, öncelikle iç isyanların bastırılmasına, ülkede iç güvenliğin sağlanmasına son derece önem vermiştir. Bir yandan vatana ihanet yasası çıkarılırken, öbür yandan da iç isyanları bastırmada kullanılmak üzere Seyyar Jandarma Müfrezeleri kurulmuştur. Ayaklanmalar milli mücadeleyi geçiktirmiştir.
Bu ayaklanmalar:
Doğrudan İstanbul Hükümetince Yürütülenler:
-Ahmet Aznavur Ayaklanması (2 Kasım 1919-16 Nisan 1920)
Manyas –Susurluk-Gönen –Ulubat dolaylarında Aznavur’un çıkardığı ayaklanmayı önce Milli kuvvetler, sonra’da Çerkez Ethem bastırmıştır.
-Halifelik ordusu (Kuva-i İnzibatiye):
İstanbul yönüne geçişi sağlayan Geyve ve çevresinde iyi donatılmış Kuva-i Milliye’ye karşı İngilizlerin desteği ile kurulan Halifelik Ordusu. Milli Kuvvetler tarafından dağıtılmıştır.
İstanbul Hükümeti ve İşgal Güçlerinin Birlikte Çıkardığı Ayaklanmalar:
En yaygın olanıdır. İşgalcileri kendi etki alanlarındaki milli uyanışı ezmek için her çareye başvurmuşlardır. Gizli ajanlarıyla İstanbul Hükümetiyle işbirliği yapıp din sömürücülüğü yoluyla halkı ayaklandırmışlardır.
-Bolu-Düzce-Hendek ve Adapazarı Ayaklanmaları:
Boğazları elde tutmak amacıyla çıkartılan ayaklanma. Kuvayı Milliye kuvvetlerince bastırılmıştır.
-Yozgat Ayaklanması:
Bu ayaklanmayı Çerkez Ethem daha sonrada Milli Kuvvetler bastırmıştır.
-Afyon Ayaklanması:
Yunan ajanlarının kışkırtması sonucunda Çopur Musa adlı çıkar düşkününün çıkarttığı bu ayaklanma Kuvayı Milliye tarafından bastırıldı.





-Konya Ayaklanması :
Din duygusu kullanılarak Fransız, İngiliz, İtalyan ajanlarının kışkırtmalarıyla çıkmıştır. Milli kuvvetlerce bastırılmıştır.

-Milli Aşireti Ayaklanması:
Urfa’da yaşayan bu aşiret Fransızlarla işbirliği yaparak ayaklanmıştır. Milli kuvvetlerce bastırılmıştır.

Azınlıkların Çıkardığı Ayaklanmalar:
-Fransızların desteğiyle 10 Temmuz 1920’de Adana’ya giren Ermeni İntikam Alayı’nın ayrıca doğu illeri sınırında bulunan diğer Ermenilerin ayaklanma kışkırtma ve savaş açma şeklindeki baskılarıdır.
-Yunan desteğini alamayan Doğu Karadeniz Rumlarının Pontus devletini kurma amacıyla çıkarttığı ayaklanmalardır. Aralık 1920 de başlayan ayaklanmalar kesin zaferin kazanılmasından sonra 1923’ de tam olarak bastırıldı.

Kuvyı Milliye yanlısı olup sonradan ayaklananlar: (Düzenli Ordununu kurulmasına tepkidir)
-Demirci Mehmet Efe : Aralık 1920’de ayaklanmış, Refet Bey tarafından bastırılmıştır.
-Çerkez Ethem Ayaklanması : I. İnönü savaşı sırasında bastırılmıştır.

SEVR ANTLAŞMASI

(10 Ağustos 1920)


Osmanlı Devleti ile İngiltere, Fransa, İtalya, Japonya, Ermenistan, Belçika, Yunanistan, Hicaz, Polanya, Romanya, Sırp-Hırvat-Sloven ve Çekoslavakya devletleri arasında imzalanan, Türk’ün ölüm fermanı olarak bilinen bu antlaşma 433 maddeden oluşuyordu.

Önemli Maddeleri:
-Osmanlılar’a İstanbul dolayları ve Anadolu’nun küçük bir bölümü bırakılacak.
-Boğazlar tüm devletlere açık olup Boğazlar komisyonunca yönetilecek
-İzmir dahil Ege’nin büyük bölümü ile, Midye – B.Çekmece çizgisinin batısında kalan tüm Trakya Yunanlılara bırakılacak.
-Doğu Anadolu’da iki yeni devlet kurulacak.(Ermenistan ve Kürdistan)
-Antalya ve Konya bölgeleri ile Batı Anadolu’nun derinliklerine kadar İtalyanların nüfusuna girecek.
-Mersin’den başla:):):):):) Sivas’a kadar uzanan bölgeler Fransızlara bırakılacak.
-Arapların yaşadıkları yerler İngiliz ve Fransız mandasına terk edilecek.
-Osmanlılar ağır silahlardan arındırılmış küçük bir ordu ve deniz birliği bulunduracak.
-Kapitülasyonlar en ağır şekilde yeniden kurulacak.
-Azınlıklara çok geniş haklar verilecek.
-Antlaşma hükümlerine uyulmazsa İstanbul işgal edilecek.
TBMM’nin Sevr Antlaşmasına tepkisi çok sert olup, bu antlaşmayı imzalayanları ve onaylayanları vatan haini saymaya karar vermiştir.



KURTULUŞ SAVAŞI (MUHAREBELER VE BARIŞ GÖRÜŞMELERİ)

SAVAŞLAR

Doğu cephesi savaşları:
Ermeni sorununun uluslararası bir sorun haline gelmesi, Rusların Berlin Antlaşmasına Ermenilerle ilişkili olarak hüküm koydurmasıyla başlamıştır. Ermeniler Hınçak ve Taşnak adlarıyla terör örgütleri kurarak Ermeni milliyetçiliğini yaymaya, halkı silahlandırarak isyana teşvik etmeye başladılar. I.Dünya Savaşı’nda, Kafkas cephesinin açılması üzerine Ermenilerle Ruslar işbirliğine yönelmişler ve Rusların kışkırtmalarıyla Türkleri katletmeye başlamışlardır. Osmanlı Devleti’nde kışkırtmalar sonucu en son ayaklananlar Ermenilerdir. Bu nedenle, Osmanlılar cephe gerisinin güvenliği için Ermenileri Suriye ve Lübnan’a mecburi göç ettirmiştir(1915). İtilaf Devletleri Sevr’i uygulamaya koyabilmek için Batıda Yunanlıları, doğuda Ermenileri kullanmışlardır. İtilaf Devletleri, Akdeniz ve Karadeniz’e çıkış kapıları olacak ve sınırları Wilson tarafından çizilecek Büyük Ermenistan düşünü gerçekleştirmek için Sevr Antlaşması’na bir madde koydular.
Rusya’da ihtilal gerçekleşince Ruslar, Doğu Anadolu’da işgal ettikleri yerleri Türklere bırakarak geri çekildiler. Bu arada merkezi Erivan olan bir Ermeni devleti kuruldu (28 Mayıs 1918). Ruslar çekilirken daha Türk ordusu bölgeye ulaşmadan Ermeniler, Rusların yerini aldı ve Wilson ilkelerini kendilerine göre yorumla:):):):):) Doğu Anadolu’nun kendilerine ait olduğunu ileri sürüp, Gümrü, Iğdır, Arpaçay ve Aras’a kadar ilerlediler. Ulusal Kurtuluş Savaşı başlamadan önce Doğu Anadolu’nun Ermenilerin eline geçmesine mani olmak için Doğu Anadolu Müdafaai Hukuk Derneği adıyla bir örgüt kurulmuştu. TBMM Hükümeti 15. Kolordu Komutanı Kazım Karabekir’i tam yetkiyle Doğu Cephesi Komutanlığına atadı. 28 eylül 19282de, Kazım Karabekir Paşa komutasındaki Türk birlikleri Ermenileri yenilgiye uğrattı. 29 Eylül’de Sarıkamış, 30 Ekim’de Kars ve çevresi Ermeni işgalinden kurtarıldı.
Savaşı kaybeden ve bu arada dostlarından bekledikleri yardımın gelmediğini gören Ermeniler barış istemek zorunda kaldılar. Zira Türk kuvvetleri Gümrü’ye kadar gelmişlerdi. 2 Aralık 1920’de Gümrü Antlaşması imzalanarak savaşa son verildi.
Gümrü Antlaşması’na Göre:
-Sevr Antlaşması’nın geçersiz olduğu Ermenilerce de benimsenmiştir.
-Ermeniler D.Anadolu’daki her türlü isteklerinden vazgeçmişlerdir. Ermenistan kurma girişimleri suya düşmüştür.
-1878’de elden çıkan Kars ve çevresi Türk topraklarına katıldı.
Önemi:
-Gümrü Antlaşması TBMM’nin uluslararası alanda ilk siyasi başarısıdır.
-Misak-ı Milli’nin doğu sınırları kısmen de olsa belirlendi.
-Halk üzerinde ordu ve meclisin güveni artmıştır.

GÜNEY CEPHESİ SAVAŞLARI


-Mondros Ateşkes Andlaşması’nın koşullarına aykırı olarak İngilizler Musul, İskenderun, Kilis, Antep, Maraş ve Urfa’yı işgal ettiler. Fransızlar ise Adana, Mersin ve Osmaniye’yi işgal ettiler.
-Fransa ile İngiltere 15 Eylül 1919’da ikili bir antlaşma yaparak Ortadoğu’yu nasıl paylaşacaklarını belirlediler. Irak ve Filistin İngiliz Mandası, Suriye, Lübnan da Fransız Mandası altına sokuldu. Antep, Maraş, Urfa da el değiştirerek Fransa’ya geçti.Fransızlar buralara yerleştikleri gibi Suriye ve Mısır’dan getirdikleri Ermenileri teşkilatlandırıp Türklere saldırtıyorlardı.
-Ermeni saldırılarına karşı başlayan direniş hareketlerine, Sivas Kongresi’nde bu yöre için Kuvayı Milliye kurulmasına karar verilerek, halkın da katılımı sağlanmıştır.
-Maraş’ta, Sütçü İmam’ın önderliğini yaptığı mücadeleye tüm Maraş halkı katıldı. Maraş’ta tutunamayan düşman şehri terk etmek zorunda kaldı (12 Şubat 1920). Maraş adı TBMM kararı ile 1973’te Kahramanmaraş olarak değiştirildi.
-Urfa şehrinde Ali Saip(Ursavaş) Bey tarafından teşkilatlandırılan Türk direnişi başarıyla sonuçlandı. Fransızlar 11 Nisan 1920’de şehri boşalttılar. Urfa’ya TBMM kararı ile 1984 yılında Şanlıurfa adı verildi.
-Antep halkı 1 Nisan 1920’de Fransızlara karşı ayaklandı.Üsteğmen Salih’in ‘Şahin’ takma adıyla Kuvayı Milliye Komutanlığına atanması halkı daha da örgütlü bir güç haline getirdi. Hiçbir yerden yardım alamayan Anteplilerin Fransızlara karşı direnişi yaklaşık 1 yıl sürdü. Antep şehri, tüm olanaksızlıkları yaşadıktan ve altı bin şehit verdikten sonra onurundan taviz vermeden 9 Şubat 1921’de düşmana teslim olmak zorunda kaldı. TBMM Antep’in direnişini ödüllendirmek için kente ‘Gazi’ ünvanı verdi.
-Fransızlar halkın direnişleri sonucunda askeri harekatlarını durdurduktan sonra Sakarya Zaferi’nin arkasından TBMM ile Ankara Antlaşması’nı yaptılar ve işgal ettikleri yerleri boşalttılar.
-Antalya, Isparta ve Konya’yı işgal eden İtalyanlara karşı cephe açılmamıştır. Türk ordusunun Batı Cephesi’nde kazandığı zaferler İtalyanları etkilemiş, Sakarya Meydan Muharebesi’nden sonra Anadolu’yu tamamen terk etmişlerdir.
Sonuç: Ulusal Kurtuluş Savaşımızın Güney Cephesi’ndeki başarıları halk direnişleriyle kazanılmıştır.

BATI CEPHESİ SAVAŞLARI

Ulusal Kurtuluş Savaşı’nın kaderini tayin eden cephe. Düzenli ordunun kurulmasıyla Yunanlılara karşı savaşılmıştır.

ÇERKEZ ETHEM OLAYI

Düzenli ordu kurma çalışmaları Kuvayı Milliyecilerden bazılarını tedirgin etmiştir. Bunlardan en önemlisi Çerkez Ethem’dir. Çerkez Ethem Kuvayı Milliye’nin kurulmasına emek vermiş, kendisine bağlı kuvvetlerle iç ayaklanmaları bastırmış, başarılı çalışmaları görülmüştür. Milli Hükümetin kendisine hoş görülü davranması onu şımartmış, TBMM içinde kendine yandaşlar edinerek Ankara Hükümeti’ni rakip olarak görmeye başlamıştır. Yunanlılarla anlaşarak düzenli orduyla savaşmış, yenilerek Yunanlılara sığınmıştır.

I. İNÖNÜ SAVAŞI

(6 – 10 Ocak 1921)

Çerkez Ethem’in ayaklanmasının yarattığı ortamdan yararlanmak isteyen Yunan ordusu, 6 Ocak 1921’de Bursa ve Uşak’tan hareket ederek, Eskişehir ve Afyon yönünde askeri harekata başlamıştır. Amaçları, Eskişehir’i ele geçirip demiryolu ulaşımını kontrol altına almak, sonra da Ankara’ya işgal ederek TBMM’yi dağıtmaktı. Türk ordusu Yunan ordusunu İnönü’de karşılamıştır. Albay İsmet (İnönü)’nün komutasındaki düzenli Türk ordusu 10 Ocak 1921’de kendinden kat ve kat üstün olan Yunan ordusunun ileri harekatını İnönü’de durdurmuştur. Sonra da Kütahya yönünden ilerleyen Çerkez Ethem kuvvetleri yenilgiye uğratılmıştır.
I.İnönü Savaşı küçük çapta bir savaş olmasına rağmen önemli sonuçlar doğurmuştur.
Bu savaşın önemi:
-Bu muharebenin kazanılmasıyla Türk ulusunun varlığı ve savaş gücünün tükenmediği kanıtlanmış, TBMM Hükümeti’nin yurt içinde ve dışında saygınlığı artmıştır.
-Çoklukla ayaklanma odakları söndürülmüş, yurt içinde güvenlik büyük ölçüde sağlanmış bundan sonra, ülkeye yasalar egemen olmuştur.
-Devlet kuruluşu işlemeye başlamış, vergi toplanması, asker alma işleri yoluna girmiş, daha önemlisi, Devlet’in kendi kaynaklarına sahip çıkması olanağı sağlanmıştır.
-Ordunun geliştirilmesi ve milletin orduya güveni artmıştır.
-Ankara Hükümeti Saltanat Yönetimi’nden üstün olduğunu ve onun yerini alması gerektiğini göstermiştir
-İtilaf Devletleri Sevr’i tekrar görüşmek için Londra’da konferans düzenlemek zorunda kaldılar.
-Sovyet Rusya ile Moskova Antlaşması imzalandı.
-İstiklal Marşı kabul edildi. (12 Mart !921)
-Teşkilat-ı Esasiye Kanunu (Anayasa) kabul edildi.

LONDRA KONFERANSI

(21 Şubat 1921)

I.İnönü Savaşı’ndan sonra İtilaf Devletleri Londra’da bir konferans düzenlemeye karar verdiler.
-İtilaf Devletleri Sevr’in yeniden gözden geçirilmesini kararlaştırdılar.
-Londra’da toplanacak konferansa Osmanlı Devleti ve Yunanistan çağrıldılar. Delegeler arasında Ankara Hükümeti’nin de temsilcisinin bulunmasını şart koştular. (Amaçları İstanbul Hükümeti ile Ankara Hükümeti arasında bölücülük yapmaktı.)
-M.Kemal çağrının TBMM’ye yapılması gerektiğini, doğrudan çağrı yapılmazsa konferansa katılmayacaklarını bildirdi.
-İtalyanların aracılığıyla Ankara Hükümeti de konferansa davet edildi
-TBMM Temsilcisi Bekir Sami Bey, Türk milletinin Misak-i Milli ile belirlenmiş olan haklarını dile getirdi. İtilaf Devletleri bu isteğe önem vermediler.
-Konferansta Ankara Hükümeti’ne önerilen barış esasları Sevr’in biraz değiştirilmiş şekli olduğundan reddedildi. Misak-i Milli ile Sevr’in uyuşması düşünülemezdi. Savaşı sürdürmekten başka çare yoktu.
Önemi: Yeni Türk Devleti İtilaf Devletlerince resmen tanınmıştı.

MOSKOVA ANTLAŞMASI

(16 Mart 1921)

Türk ordusunun İnönü Zaferi sonunda Sovyetler Birliği ile TBMM arasında imzalanmıştır.
Moskova Antlaşması’na göre:
-Doğu sınırımız büyük oranda kesinlik kazanmıştır. (Kesin sınırımız Kars Antlaşmasıyla belirlenecektir)
-Sovyetler yeni Türk Devleti’ni ve Misak-i Milli’yi tanımıştır. Böylece ilk kez büyük bir devlet TBMM’yi tanımış oluyor.
-İki devlet arasında çeşitli ekonomik ve siyasi konularda karşılıklı yardım kararı alındı
-Doğu sınırımız güvenlik altına alındığı için, bu cephedeki kuvvetlerimizin diğer cephelere kaydırılma imkanı doğmuştur.

II. İNÖNÜ SAVAŞI

(23 -31 Mart 1921)

Londra Konferansı’nın barış önerilerinin TBMM Hükümeti’nce reddedilmesi üzerine, İtilaf Devletleri’nin isteklerini zorla Türklere kabul ettirmekle görevlendirilen Yunanlılar, Bursa üzerinden Eskişehir’e, Uşak üzerinden Afyon’a doğru 23 Mart’ta saldırıya geçtiler.
Yunanlılar, Bilecik’i, İnönü’de Metris Tepe’yi ve Uşak’ı ele geçirmeleri üzerine, TBMM’i Muhafız Taburu cepheye gönderildi. Böylece güçlenen Türk kuvvetleri karşı saldırıya geçerek Yunan saldırısını püskürttü. Batı Cephesi Komutanı İsmet Bey’in savaş süresince verdiği “mevzilerin kesin olarak savunulması” emri başarının elde edilmesinde etken oldu.1 Nisan 1921’de Yunan ordusu Bursa’ya çekilmeye başladı. Böylece Yunanlılar İnönü’de ikinci kez yenildiler.
Sonuç:
-TBMM Hükümeti varlığını bütün Avrupa devletlerine, resmen olmasa da kabul ettirdi; içte ve dışta nüfuz ve saygınlığı yükseldi.
-Avrupa ülkelerinde, İngiliz ve Yunan politikasına karşı güvensizlik ve muhalefet başladı.
-Ordu mensuplarında, her bakımdan kendilerine güven arttı.
-Bu durum karşısında, Fransızlar Zonguldak’tan, İtalyanlar Güney Anadolu’dan çekilmek zorunda kaldılar.
-Türk ordusunun kazandığı zaferler, İtilaf Devletleri’ni Türkler hakkında yararlı kararlar almaya zorladı.
-II.İkinci İnönü Muharebesi’nin kazanılmasından, Sovyet Rusya ve Afganistan gibi dost devletlerde büyük bir memnunluk duyulmuş ve bu resmen Türk hükümeti’ne bildirilmiştir.

KÜTAHYA – ESKİŞEHİR SAVAŞLARI

(10 -24 Temmuz 1921 )

10 Temmuz’da Yunan saldırısı İnönü-Eskişehir, Afyon ve Kütahya hattında geniş bir

cephede başladı. Bu durumda M.Kemal Paşa fazla kayıplar verilmeden ordunun Sakarya Nehri’nin doğusuna çekilmesine karar verdi. Ordu, Sakarya’nın doğusunda toparlanmaya başladı. Yunanlılar da Sakarya Nehri kıyılarına kadar ilerlediler. Yunanlılar Sakarya Nehri’nin batı tarafında durmuşlar, yeni bir saldırı için hazırlıklara başlamışlardı.
Sonuç;
-Eskişehir, Afyon ve Kütahya elimizden çıkmıştır.
-Meclis tarafından M. Kemal 5 Ağustos 1921’de başkomutan seçilmiştir.
-M. Kemal ayrıca üç ay süreyle meclisin yetkilerine de sahip olacaktı.
M. Kemal ilk iş olarak ordunun gereksinimlerinin sağlanması için 7-8 Ağustos 1921’ de Tekalif-i Milliye Emirleri (Ulusal Yükümlülükler) yayınladı. Tekalif-i Milliye emirlerinin uygulanmasında çıkacak aksaklıkları ortadan kaldırmak için çeşitli yerlerde İstiklal Mahkemeleri açıldı.

SAKARYA MEYDAN MUHAREBESİ:

(23 Ağustos – 12 Eylül 1921 )

23 Ağustos – 13 Eylül 1922 tarihleri arasında yapılan. Türk milleti için bir ölüm kalım savaşı olan Sakarya Meydan Muharebesi; Kurtuluş Savaşı içinde kader tayin edici olmuştur.
Bu savaştan önce Yunanlıların başlıca hedefi; Ankara yönünde ilerleyerek, Türk Ordusunu yok etmek ve Kurtuluş Savaşı’nın sembolü ve direniş merkezi haline gelen Ankara’yı ele geçirmekti. Böylece Türk azim ve direnme gücü yok edilmiş olacaktı. Mustafa Kemal ATATÜRK’ün emir ve komutasında, Türk ulusunun kanıyla yapılan ve dünya harp tarihine “en uzun meydan muharebesi”; Türk Kurtuluş Savaş’ı tarihine de “subay muharebesi” diye geçen Sakarya Destanı 21 gün 21 gece devam etmiş ve 13 Eylül günü Yunanlıların Sakarya Nehri’nin doğusunu tamamen terk etmesiyle son bulmuştur.
Başkomutan Mustafa Kemal, Sakarya Meydan Muharebesi sırasında ülke savunmasını şu şekilde ifade etmiştir. “Hattı müdafaa yoktur, sathı müdafaa vardır. O sathı bütün vatandır. Vatanın her karış toprağı vatandaşın kanı ile ıslanmadıkça bırakılamaz. Onun için küçük, büyük her birlik bulunduğu mevziden atılabilir; fakat, küçük büyük her birlik durabildiği noktadan yeniden düşmana karşı cephe teşkil edip muharebeye devam eder. Yanındaki birliğin çekilmek zorunda kaldığını gören birlikler, ona uymaz; bulunduğu mevzide sonuna kadar durmaya ve direnmeye mecburdur”’
Taarruz inisiyatifinin Türk Ordusu’na geçmesini sağlayan Sakarya Zaferi, TBMM hükümetine siyasi başarı kapılarını aralamış Türk milletinin özgürlüğünü ve vatanını kurtaracağı inancını da kuvvetlendirmiştir.
Sakarya Savaşı sonunda; Türk Ordusu’nun 1683 yılındaki II.Viyana yenilgisinden beri süregelen çekilmesi sona ermiştir. Bu savaş, Türk ordusu’nun son savunma savaşıdır.
-Düşman 10 Eylül’de karşı taarruzla Afyon-Kütahya hattına kadar atılmıştır.
-Savaş Türk ordusunun üstün zaferiyle sonuçlanmıştır.
Sonuçları:
-Ulusal Kurtuluş Savaşının son savunması savaşıdır.
-Düşmanın saldırı gücü tükenmiş, Türk topraklarını ele geçirme istek ve umudu yok olmuş, savunmaya geçmişlerdir.
-Bu savaşa Genelkurmay Başkanı Fevzi Çakmak Batı Cephesi Komutanı İsmet İnönü Paşalar katılmıştır. Subaylar savaşıdır.
-M. Kemal’e mareşallik rütbesi ve Gazi ünvanı (19 Eylül 1921) verilmiştir.
-Sovyetler Birliği ile Kars, Fransızlarla Ankara Antlaşmaları imzalanmıştır.
-TBMM Anadolu’da kesin egemenlik sağlamıştır.
-TBMM’nin yaşama ve varolma mücadelesindeki en büyük başarısıdır

KARS ANTLAŞMASI

(13 Ekim 1921)

Moskova Antlaşması Doğu sınırlarımızda bazı pürüzler bırakmıştı. TBMM Hükümeti ile Sovyet Rusya arasında hiçbir pürüzün kalmamasını gerektiriyordu. Sovyet Rusya kendine bağlı; Ermenistan, Gürcistan ve Azerbaycan’ın TBMM Hükümeti ile anlaşmasını öngördü. Sakarya zaferi’nden sonra bu cumhuriyetlerle yapılan Kars Antlaşması ile doğu sınırımız kesinlik kazandı.

ANKARA ANTLAŞMASI

(20 Ekim 1921) :

Fransızlar, Sakarya zaferinden sonra TBMM Hükümeti ile kesin antlaşmayı imzalamışlardır.
Ankara Antlaşmasına Göre :
-TBMM ile Fransa arasında çatışmalar sona ermiş, Güney sınırımız (İskenderun-Hatay dışında) çizilmiştir.
-Hatay’daki Türklere geniş haklar tanındı. Hatay için özel yönetim biçimi uygulanacaktı.
Sonuç :
-Bu antlaşma ile Fransa TBMM’yi resmen tanımıştır.
-Ankara Hükümeti’nin diplomatik zaferidir.
-Fransa Anadolu işgalinde işbirliği yaptığı dostlarından kopmuş, böylece İtilaf Blok’u parçalanmıştır.
-Güney sorunumuz çözümlenmiştir. Bu cephedeki birliklerin Batı Cephesi’ne kaydırılma imkanı hazırlanmıştır.

BÜYÜK TAARRUZ

(26 Ağustos-30 Ağustos 1922)

Hazırlık: Başkomutan M.Kemal düşmana kesin darbeyi indirmek için hızlı biçimde hazırlıklara girişti.
-Doğu ve Güney cepheleri tam anlamıyla güvenlik altına alındığından buralardaki birlikler tam bir gizlilik içinde Batı’ya kaydırıldı.
-Ordunun ek:):):)likleri giderildi.
M. Kemal Haziran 1922’de taarruz kararı aldı. 6 Ağustos 1922’de orduya gizlice taarruz için hazırlanması emri verildi. M.Kemal Akşehir’e gelerek komutanlarla toplantı yaptı. Toplantıda 26 Ağustos taarruz günü olarak belirlendi. Taarruz Afyon’un güneyinden Dumlupınar yönüne doğru baskın şeklinde başlayacak ve sonra da meydan savaşına dönüştürülerek düşman kuvvetleri tümüyle yok edilecekti.
26 Ağustos 1922 sabahı saat 05.30 da topçularımızın ateşiyle Kocatepe’den taarruz başladı.Başkomutan Mustafa Kemal de bu esnada taarruzu Kocatepe’den sevk ve idare ediyordu. :):):)let merkezi 1 inci Ordu da olmak üzere, 1 inci Ordu güneyden, 2 inci Ordu kuzeyden taarruzla, harekat kısa sürede başarılı bir şekilde gelişti. Yunan savunma hattı parçalandı. 26/27 Ağustos gecesi Yunan mevzileri ele geçirildi. 27 Ağustos’ta Türk Ordusu Afyon’u Yunan işgalinden kurtardı. Dumlupınar mevzilerine çekilen düşmana karşı 29 Ağustos’ta taarruz eden ordumuz, 30 Ağustos’ta Yunan ordusunu tamamen kuşatarak büyük bir kısmını imha etmiştir. Düşman Başkomutanı General Trikopis esir alındı. Kütahya’da düşmandan temizlenmiştir. Bu savaşı Başkomutan Mustafa Kemal doğrudan kendisi yönettiği için bu zafere “Başkomutanlık Meydan Savaşı” denir.
Yunan ordusu, Başkomutan Mustafa Kemal’in 1 Eylül 1922’de, Türk ordusuna verdiği, “Ordular ilk Hedefiniz Akdeniz’dir. İleri.” emri ile İzmir’e kadar kovaladı. Yunan işgalindeki tüm yerler tek tek kurtaran Türk ordusu 9 Eylül 1922’de İzmir’e girdi. 18 Eylül 1922’de Batı Anadolu’da tek bir düşman askeri kalmamıştır.
Sonuçları:
-Bu zafer, milletin kendine güven duygusunu yükseltmiş, milli kudret ve yeteneğin yeniden canlanmasını sağlamıştır.
-Bu zafer, yeni Türk Devleti’nin temeli, uygarlık yolunun en büyük köprüsü olmuştur.
-Öldüğü sanılan ve mirası paylaşılmaya yeltenilen Türk milletinin yaşama hakkı ve yeteneği olduğu dünyaya kabul ettirilmiştir.
-Bu zafer ile Misak-i Milli gerçekleştirilmiş, bütün düşmanlar topraklarımızdan atılmıştır.
-Bu zafer, Mudanya Ateşkes antlaşması ile Lozan Konferansı’ndaki beklentilerimize esas teşkil etmiştir.
-Büyük Taarruz ve Başkomutanlık Meydan Muharebesi ile Anadolu’nun sonsuza kadar Türk yurdu olarak kalacağı bütün dünyaya kanıtlanmıştır.

MUDANYA ATEŞKES ANTLAŞMASI

(11 Ekim 1922 )

İzmir’in kurtarılmasından sonra, Türk ordusu, Boğazlar, İstanbul ve Trakya’nın geri alınması için o tarafa yöneldi. Bunun üzerine İtilaf Devletleri ateşkes görüşmelerine başlama isteklerini TBMM’ne bildirdiler.
3 Ekim’de Mudanya’da başlayan ateşkes görüşmelerine Türk temsilcisi İsmet Paşa gönderilmiştir. Yunanistan görüşmelere katılmamış, sonradan ateşkes metnini imzalamıştır.



Mudanya Ateşkes Antlaşmasına göre:
-Türkiye ile Yunanistan arasındaki silahlı çatışmalara son verilecektir.
-Yunanlılar 15 gün içinde Doğu Trakya’yı boşaltacaklar. Türkiye, barış sağlanıncaya kadar burada emniyet ve asayişi sağlanması için sekiz bin Jandarma bulunduracaktır.
-Boğazların durumu barış antlaşmasıyla saptanacaktı.
-İtilaf Devletleri’nin kuvvetleri barış antlaşması imzalanıncaya kadar İstanbul’da kalacaklardır.

Sonuç;
-Osmanlı Devleti hukuken sona ermiştir.
-Doğu Trakya savaş yapılmadan kazanılmıştır.
-Türk diplomasisi büyük bir zafer kazanmıştır.
Bu ateşkesten sonra çalışmalar Lozan’da toplanacak barış konferansının hazırlıkları üzerine yoğunlaştırılmıştır. Artık yeni Türk Devleti uluslararası hukukun ilkeleri içinde kendini ezmek isteyenlere karşı eşit haklarla onurlu bir devlet olarak konferans masasına oturacaktı. Misak-ı Milli ile belirlenen topraklar büyük ölçüde geri alınmış, ülke bütünlüğü sağlanmıştır. Barış antlaşmasıyla da uluslararası güvenceye bağlanacaktır.

LOZAN BARIŞ ANTLAŞMASI

(24 Temmuz 1923)

Lozan Barış Antlaşması’na Göre; Yeni Türk Devleti’nin uluslararası alanda bağımsız, bütün diğer devletlerle eşit, şerefli bir varlık olduğu kesinlikle tanınıyor ve Osmanlı Devleti’nin sona erdiği kabul ediliyordu.
Sınırlar :
-Suriye sınırımız Fransızlarla imzalanan Ankara Antlaşması’na göre kabul ediliyor.
-Irak sınırı; Musul üzerinde antlaşma sağlanamadığı için bu konuda İngiltere ve Türk Hükümeti kendi aralarında görüşüp anlaşacaklardı.
-Türk-Yunan sınırı Mudanya Ateşkes Antlaşması’nda belirlenen şekliyle kabul edilmiştir. Karaağaç ve yöresi Yunanistan’ın Batı Anadolu‘da yaptığı tahribattan alınacak savaş tazminatına karşılık elde edilmiştir. Ayrıca, Gökçeada, Bozcaada bizde, diğer Ege adaları Yunanistan’da kaldı. Yunanistan, Türk sınırına yakın olan adalar asker bulundurmayacaktı.
Kapitülasyonlar: Tamamı kaldırıldı (En büyük siyasi başarı)
Azınlıklar: Tüm azınlıklar Türk uyruklu kabul edilerek hiçbir şekilde ayrıcalık tanınmayacaktı. Batı Trakya’dakiTürklerle İstanbul’daki Rumlar dışında Anadolu ve Doğu Trakya’daki Rumlar ve Yunanistan’daki Türkler mübadele edileceklerdi..
Savaş Tazminatları: I.Dünya Savaşı nedeniyle bizden istenen savaş giderlerinden kurtulunmuştur.
Devlet Borçları: Osmanlı borçları, Osmanlı İmparatorluğundan ayrılan devletlerle aramızda bölüşüldü. Bize düşen bölüm taksitlendirme ile kağıt paraya göre ödenecekti. Düyun-u Umumiye de böylece tarihe karışmaktadır.
Boğazlar : Boğazlar, üzerinde en çok tartışılan konudur. Sonunda geçici bir çözüm getirilmiştir. Buna göre askeri olmayan gemi ve uçaklar barış zamanında boğazlardan geçebilecekti. Boğazların her iki yakası askersizleştirilip, geçişi sağlamak amacıyla uluslararası bir kurul oluşturulmasına ve bu düzenlemelerin “Milletler Cemiyeti’nin güvencesi altında sürdürülmesi kararı alınmıştır.
-“Musul”, “Boğazlar” ve “Hatay” Lozan’da çözümlenemeyen sorunlardır.

Önemi :
-Lozan Barışı bugüne kadar Türk ulusuna köklü ve huzurlu bir yaşam sağlamıştır.
-Misak-ı Milli sınırları büyük ölçüde sağlanmıştır.
-Türkiye tarihinde yeni bir dönem başlatmıştır.
-Türk ulusu adına, I.Dünya Savaşını bitiren antlaşmadır. Mondros ve Sevr antlaşmaları tarihin çöplüğüne atılmıştır.
-“Doğu Sorunu”, “Avrupa’nın hasta adamı” gibi deyimler ortadan kaldırılarak emperyalizme karşı verilen silahlı mücadele ve bunun sonunda yaratılan Yeni Türk Devleti tüm dünyaya kabul ettirilmiştir. Böylece Türkiye tüm sömürge uluslara örnek olmuştur.


CEPHELER

DÜZENLİ ORDUNUN KURULMASI
Kuva–i Milliye birlikleri ile ulusal kurtuluş savaşının kazanılması sağlanamazdı. Bu durumun nedenleri şunlardır.
1. İç ayakanmaların bastırılmasında etkili olmalarına rağmen, Yunan ilerleyişini durduramayışları.
2. Batı Cephesinde TBMM'nin otoritesini tanımayarak halktan keyfi bir şekilde asker, para ve malzeme toplamaları.
3. Askerlik tekniğine sahip olmamaları.
Kuva–i Milliye güçleri kongrelerin yapılmasına ve I.TBMM'nin kurulmasına katkıda bulunmuştu. Ancak bu disiplinsiz birliklerle savaş kazanılması zordu. Yunanlıların Sevr'in kabul ettirmek için yaptıkları taarruz önlenenemişti. Mustafa Kemal bu olay üzerine I.TBMM'de düzenli ordunun kurulmasını kararlaştırdı. Kuva–i Milliye birliklerinden ve askere alınanlarla birlikte düzenli ordu oluşturuldu. Askerden kaçmaları önlemek için de İstiklâl mahkemeleri görevlendirildi.
DOĞU CEPHESİ
I. Dünya savaşında Ermeniler Çarlık Rusyası tarafından kışkırtmıştır. Osmanlı Devleti bu durum üzerine, bölgedeki Ermenilerin bir bölümünü cephe gerisinde güvenliği sağlamak amacıyla Suriye'ye mecburi olarak göç ettirmişti.
Brest Litowsk antlaşmasından sonra Çarlık döneminde Rus ordularının işgal ettiği yerler boşaltılmıştı. Osmanlı orduları Kafkasya'da ilerlemeye başlamıştı. Mondros antlaşması nedeniyle bu ordular geri çekildi. Bu sırada Kafkasya'da kurulan Ermeni devleti, Büyük Ermenistan devletini kurmak için saldırılar düzenledi ve Doğu Anadolu'yu almayı amaçladı.
I. TBMM XV. Kolordu Komutanı Kazım Karabekir'i Doğu Cephesi komutanlığına atadı. Böylece TBMM ilk resmi cephesini açtı. Ermeniler Doğu Anadolu'dan çıkarıldı. Ermeniler barış istedi. Gümrü Antlaşması imzalandı. (3 Aralık 1920)
Gümrü Antlaşmasının Önemi:
1. Antlaşma TBMM hükümetinin ilk uluslararası siyasi başarısıdır.
2. Ermeniler Doğu Anadolu'daki toprak isteklerinden vazgeçtiler.
3. Doğu Cephesi kapanmıştır. Buradaki birliklerin Batı Cephesine gönderilmesi sağlanmıştır.
4. Gürcistan hükümetiyle ilişkilerin başlamasına fırsat doğmuştur.
Not: Sakarya savaşı sonunda yapılan Kars Antlaşmasıyla Doğu sınırı kesinleşmiştir. (13 Ekim 1921)

GÜNEY CEPHESİ
Mondros antlaşmasından sonra Urfa, Adana, Antep ve Maraş illeri önce İngilizler'in işgal ve kontrolüne girmişti. İngiltere ve Fransa arasında yapılan gizli anlaşma sonucunda bu yöreler Fransızlar'a bırakılmıştı.
Sivas kongresinde alınan karar doğrultusunda bu cepheyi düzenli hale getirmek için subaylar görevlendirildi.
Bölgedeki Kuva–i Milliye birlikleri Batı Cephesi'ndekilere göre daha düzenli hale getirildi. Yapılan savaşlar sonunda Fransızlar Urfa'dan 10 Nisan 1920'de, Maraş'tan 11 Şubat 1920'de geri çekildi. Antep 1 Nisan 1920'de Fransızlara karşı ayaklandı, ancak cephane yetersizliği ve açlık nedeniyle Antep direnişi başarıya ulaşamadı. (9 Şubat 1921)
Not 1: Maraş ve Adana'da Kuva–i Milliye birlikleri Fransızların yanı sıra Ermenilerin kurduğu isyancı birliklere karşı da savaşmışlardır.


Not 2: Fransa Güney Cephesinde karşılaştığı direniş karşısında TBMM hükümeti ile barış görüşmelerine başlamak zorunda kaldı. Sakarya zaferinden sonra imzalanan Ankara Antlaşmasıyla (20 Ekim 1921) birliklerini Anadolu'dan çekmiştir.


Not 3: Antalya ve yöresini işgal eden İtalyanlar'a karşı bir cephe kurulmamıştır. İtalyanlar halkla yakın ilişkiler kurarak, bölgeyi sömürge yapmak istediler. II. İnönü savaşından sonra İtalyan birlikleri işgal ettikleri yerleri boşaltmışlardı.

BATI CEPHESİ SAVAŞLARI
Ulusal Kurtuluş Savaşımızın geleceğini belirleyen savaşlar bu cephede yapılmıştır. Bu cephede Yunanlılara karşı ilk ortak savunma hattı Balıkesir ve Alaşehir kongrelerinden sonra oluşturulmuştur. Bu savunma hattı, Ayvalık kıyılarından başlayıp Soma–Akhisar–Salihli–Nazilli kasabalarının batısında meydana getirilmişti.
Batı cephesindeki savaşları bir merkezden yönetmek üzere Temsil Heyeti tarafından Ali Fuat Cebesoy, Batı Cephesi komutanı olarak atanmıştır. Ancak Kuva–i Milliye'den oluşan birlikler, büyük ve düzenli Yunan ordusuna karşı yeterince başarılı olamamıştır. Bu nedenle Düzenli ordunun kurulmasının zorunlu olduğu anlaşılmıştır. Düzenli ordu kurulunca Ali Fuat Cebesoy Moskova elçiliğine atandı. Batı Cephesi komutanlığına ise İsmet İnönü getirildi.


I. İNÖNÜ SAVAŞI (6–10 Ocak 1921)
Bursa'yı alan Yunanlılar'ın en önemli amaçları
1. Ankara'yı almak ve kurtuluş hareketini sona erdirmek.
2. Demiryollarını kontrollerine almak.
Taarruza geçen Yunan birlikleri Türk direnişi karşısında geri çekilmek zorunda kaldılar.
SONUÇLAR
1. Düzenli ordu ilk zaferini kazandı.
2. Milletin savaşın kazanılacağı konusunda TBMM'ne duyduğu güven arttı.
3. Çerkez Ethem isyanı bastırıldı.
4. İtilaf Devletleri Anadolu'daki durumlarını yeniden incelemeye başladılar. Londra Konferansını topladılar (21 Şubat – 12 Mart 1921).
5. Teşkilat–ı Esasi (1921 Anayasası) yapıldı (20 Ocak 1921).
6. İstiklâl Marşı TBMM'de kabul edildi (12 Mart 1921).
7. SSCB ile Moskova Antlaşması yapıldı. (16 Mart 1921)


1921 ANAYASASI (20 Ocak1921)
Teşkilatı Esasiye Kanunu
Mustafa Kemal, ulusal kurtuluş savaşına hukuksal bir özellik kazandırmak istemiştir. TBMM'nin ilk kararlarını esas alan bir anayasa hazırlamak için komisyon kuruldu. 23. maddelik anayasa yapıldı ve TBMM'de kabul edildi.
Anayasa'nın Başlıca Maddeleri
1. Hakimiyet kayısız şartsız milletindir.
2. Kanun yapma ve kanunları yürütme gücü TBMM'de toplanmaktadır.
3. Türkiye Devleti, TBMM tarafından idare olunur ve hükümeti TBMM Hükümeti adını taşır.
4. Din ve şeriat işleri TBMM'ne aittir.
Anayasanın Özellikleri
1. Egemenliğin millete ait olduğu belitilerek, saltanatın kaldırılacağı anlaşılmaktadır.
2. Yasama ve Yürütme yetkilerinin meclise ait olduğunun belirtilmesiyle Güçler birliği ilkesinin benimsendiğini ortaya konulmuştur. Bu durum özellikle saltanatın ileride sona erdirileceğini anlatmaktadır.
3. Meclis Hükümeti sistemi anlayışı getirilmiştir.
4. Bu anayasa İhtilâlci bir özellik gösterir.
5. Din ve şeriat işlerinin TBMM tarafından yürütülmesinin belirtilmesi nedeniyle anayasanın laik bir nitelikte olmadığı anlaşılmaktadır.
Not: 1921 Anayasası ile fiilen bir cumhuriyetin kurulduğu anlaşılmaktadır.

LONDRA KONFERANSI
(21 Şubat – 12 Mart 1921)
Fransa ve İtalya TBMM hükümeti emrindeki orduların Ermenileri ve Yunanlılar'ı yenilgiye uğratmaları üzerine Anadolu'daki hareketin kuvvetini anladılar. İtilaf Devletleri Sevr antlaşmasında değişiklikler yaparak barış yoluyla sorunun çözümünü gerekli gördüler. Londra'da toplanacak konferansa Osmanlı Devletini davet ettiler. İstanbul hükümetinden beraberlerinde Ankara Hükümeti adına temsilci getirmelerini istediler.
Mustafa Kemal doğrudan bir davet olmazsa konferansa katılmayacaklarını açıkladı. İtilaf Devletlerinin bu şekilde davranmalarının nedeni her iki hükümet arasındaki çatışmalardan yararlanıp Sevr'e yönelik kararları TBMM hükümetine kabul ettirmekti.
İtalya'nın çağrısı üzerine TBMM hükümeti konferansa katıldı. Osmanlı temsilcisi Tevfik Paşa söz sırası kendine gelidinğinde Ben sözü Türk milletinin gerçek temsilcisi olan TBMM'nin baş temsilcisine bırakıyorum dedi. Bekir Sami Bey Misak–ı Milli ile belirlenen hakları belirtti. Konferansta Sevr'i esas alan değişiklikler TBMM heyeti tarafından kabul edilmedi.
LONDRA KONFERANSININ ÖNEMİ
Misak–ı Milli dünya'ya duyuruldu. TBMM hükümeti İtilaf Devletlerince resmen tanındı.
Konferans sonunda Bekir Sami Bey'in İtilaf Devletleri ile Misak–ı Milli'ye aykırı olan anlaşmalar yapması TBMM tarafından geçersiz sayıldı


MOSKOVA ANTLAŞMASI (16 MART 1921)
Rusya'da Bolşevik ihtilâlinden sonra Sosyalist bir rejim kuruldu. Çarlık Rusyası'nın müttefikleri olan İngiltere, Fransa ve İtalya, Bolşevik rejimini yıkmak için çalışmalarda bulundular. Sovyetler Birliği Çarlık yönetimi ile itilaf devletleri arasında yapılan gizli andlaşmaları açıkladı. İtilaf devletlerinin Anadolu'daki işgallere karşı olduğunu duyurdu. Bu durum ortak düşmanları olan SSCB ile TBMM hükümetlerini birbirine yaklaştırdı.
Sovyetler Birliği ile bir dostluk antlaşmasını imzalamak üzere Moskova'ya giden Türk heyeti antlaşma ön koşullarını Sovyetler ile kararlaştırdı. (24 Ağustos 1920). Fakat Sovyetler Birliği Erminelere toprak verilmesini istedi. İlişkiler gerginleşti. TBMM hükümeti ordularının Ermenileri yenilgiye uğratması, I. İnönü savaşını kazanması ve İtilaf Devletlerinin TBMM hükümetinin Londra Konferansına davet etmesi, Sovyetler Birliği üzerinde etkili oldu. Bunların sonunda Moskova Antlaşması imzalandı.
Moskova Antlaşmasının Önemli Hükümleri
1. İki taraftan birinin tanımadığı devletlerarası bir antlaşmayı diğeri de tanımayacaktır.
2. Sovyetler Birliği Misak–ı Milliyi tanıyacaktır.
3. Osmanlı devleti ile Çarlık Rusyası arasında imzalanmış olan antlaşmalar geçersiz sayılacaktır.
4. Sovyetler kapitülasyonları tanımayacaktır.
5. İki devlet arasında ekonomik ve diğer alanlarda yardımlaşmaya yönelik antlaşmalar yapılacaktır.
6. Sovyetler, TBMM Hükümeti ile Ermenistan ve Gürcistan arasında yapılan anlaşmalara göre tespit edilen sınırı, Batum'un Gürcistan'a verilmesi şartıyla tanıyacaktır.
Antlaşmanın Önemi
1. İlk defa büyük bir Avrupa Devleti TBMM hükümetini tanıdı.
2. Doğu sınırı tamamen güvenceye alındı.
3. Sovyetlerin Kurtuluş savaşına askeri yardımda bulunması sağlandı.
AFGANİSTAN DOSTLUK ANTLAŞMASI
(1 Mart 1921)
Moskova Antlaşması için Moskova'ya giden Türk heyeti ile Afgan heyeti arasında imzalanmıştır.
Antlaşmanın hükümleri
1. TBMM hükümeti Afanistan'ın tam bağımsızlığını tanıyacak
2. Taraflardan birine yapılacak bir saldırıyı diğer taraf kendisine yapılmış sayarak savaşmayı kabul edecek
3. Türkiye hükümeti kültürel yardım amacıyla Afganistan'a öğretmenler ve subaylar gönderecek
Not: Afganistan, TBMM hükümetini tanıyan ilk devlet oldu.

İKİNCİ İNÖNÜ SAVAŞI
(23 Mart 1921 – 31 Mart – 1 Nisan 1921)
Yunanlılar, Londra konferansında bir sonuç alınamadığını görünce, kuzeyden Eskişehir ve güneyden Afyon üzerinden saldırıya geçtiler. Yunanlılar Londra Konferansı döneminde zaman kazanarak birliklerini yenilemişlerdi. En önemli amaçları Ankara'yı alarak, TBMM'ni dağıtıp Sevr'i kabul ettirmekti.
SONUÇLAR
1. Mustafa Kemal Paşa, İsmet Paşaya gönderdiği telgrafta milletin kötü talihinin kırıldığını bildirerek zaferi kutladı.
2. Yunanlılar Türk kuvvetlerinin sadece savunma savaşı yapabildiklerini anladı. Daha güçlü ordularla taarruza geçme hazırlıklarını başlattı.
3. İtalya Anadolu'daki kuvvetlerini geri çekmeye başladı (5 Temmuz 1921).


ESKİŞEHİR – KÜTAHYA SAVAŞLARI
(10 – 24 Temmuz 1921)
Yunan saldırılarına karşı, Düzenli ordu I–II. İnönü savaşlarında savunma savaşı yapmıştı. Yunanlılar İnönü savaşlarında uğradıkları yenilginin nedenlerini tespit ettiler. Seferberlik ilân ederek çok sayıda asker topladılar. İngiltere'den bol miktarda para ve askeri malzeme yardımı aldılar. Kral Konstantin Bizans İmparatorluğu'nu yeniden kuracakları yönünde açıklamalar yaptı.
Yunan ordusu askeri sayısı ve savaş araçları bakımından Türk ordusundan üstün duruma getirildi. Türk ordusu I–II. İnönü savaşlarından sonra yeni birlikler ve silahlar ile takviye edilememişti. Yunan Taarruzu sonucu Afyon, Kütahya ve Eskişehir Yunanlıların eline geçti. Mustafa Kemal fazla kayıplar vermemek için ordunun, Sakarya Nehri'nin doğusuna çekilmesine karar verdi.
SONUÇLARI
1. TBMM'de ordunun geri çekilmesi üzerine Mustafa Kemal'e yönelik eleştiriler yapıldı.
2. TBMM'de bazı üyeler endişeye kapılarak Hükümet Merkezinin Kayseri'ye taşınmasını önerdi.
3. Mustafa Kemal TBMM'den Başkomutanlık yetkisini istedi ve Başkomutan seçildi (5 Ağustos 1921).
4.Başkomutan Mustafa Kemal ordunun ihtiyaçlarını sağlamak için Tekâlif–i Milliye Emirleri ni (Milli Yükümlülükler Emirleri) yayınladı.
Bu emirler şunlardır:
1. Her ilçede birer Tekâlif–i Milliye komisyonu kurulacak.
2. Her aile giyim eşyası yardımında bulunacak.
3. Tüccarın ve halkın elinde bulunan her türlü giyim ve besin maddelerinin yüzde kırkına bedeli sonradan ödenmek üzere el konacak.
4. Askeri ulaşım yolu yapılacak.
5. Halktaki tüm silah ve cephane üç gün içinde teslim edilecek.
6. Bütün teknik araç ve gereçlerle taşıt ve binek hayvanlarının da yüzde kırkına el konulacak.
Not: Tekâlif–i Milliye Emirleri doğrultusunda çıkabilecek sorunları çözmek için İstiklâl Mahkemeleri görevlendirildi.

SAKARYA MEYDAN SAVAŞI
(23 Ağustos – 12 Eylül 1921)
Mustafa Kemal, genelkurmay başkanı Fevzi Paşa ile Polatlı'daki cephe karargahında savaş için gerekli önlemleri kararlaştırdılar. Yunan taarruzu ile başlayan savaş 22 gün 22 gece sürmüştür. Mustafa Kemal Hattı müdafaa yoktur. sathı müdafaa vardır. O satıh tüm vatandır emrini vererek, savunma hattından oluşan cephe kavramını değiştirmiştir. Böylece Savaşın bütün yurtta yapılacağını belirtmiştir. Yunan ordusu yenilerek geri çekilmiştir.
SONUÇLAR
1. Bu savaş, Kurtuluş savaşının son savunma savaşı olmuştur. Ordumuz taarruz durumuna, Yunan ordusu ise savunma konumuna geçmiştir.
2. Sakarya Zaferi, TBMM hükümetinin siyasi gücünü artırmıştır. Sovyetler Birliğine bağlı Ermenistan, Gürcistan ve Azerbeycan ile Kars,

KURTULUŞ SAVAŞI KRONOLOJİSİ

Tarihlerle Kurtuluş Savaşımız.

2 Kasım 1918 Enver, Talat ve Cemal Paşalar, beraberindekilerle birlikte, bir Alman gemisi ile yurttan ayrıldılar.

3 Kasım 1918 İskenderun'a gelen İngiliz ve Fransız subayları, İskenderun'a kuvvet çıkarılacağını bildirdiler. Mustafa Kemal Paşa bunu reddetti.


3 Kasım 1918 Musul, İngilizler tarafından işgal edildi.

4 Kasım 1918 Bir Fransız alayı, Uzunköprü - Sirkeci demiryolunu işgal etti.

6 Kasım 1918 Çanakkale Boğaz’ı ,İngiliz ve Fransızlarca işgal edildi.


9 Kasım 1918 Çanakkale Boğazı'nın iki yakası, İngilizlerce işgal edildi. Çanakkale Boğazı’nın Rumeli yakası 20 Kasım'da, Fransızlara devredildi.

9 Kasım 1918 İngilizler, İskenderun ve Antakya'ya asker çıkardı.

10 Kasım 1918 Garbi Trakya Cemiyeti, İstanbul'da kuruldu.

13 Kasım 1918 İtilaf Devletleri donanmaları ve Yunan savaş gemileri, İstanbul önüne demir attılar.

1 Aralık 1918 Trakya Paşaeli Müdafaa Heyet-i Osmani'si kuruldu

1 Aralık 1918 Bir Fransız - Ermeni taburu Dörtyol'u işgal etti.

3 Aralık 1918 Urfa'da Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti kuruldu.

4 Aralık 1918 Vilâyet-i Şarkiye Müdafaa-i Hukuk-u Milliye Cemiyeti, İstanbul'da kuruldu.

6 Aralık 1918 İngilizler, Kilis'i işgal etti

7 Aralık 1918 Fransızlar, Antakya'yı işgal etti

17 Aralık 1918 Tarsus, Ceyhan ve Adana, Fransızlar tarafından işgal edildi

19 Aralık 1918 Bahçe, Islahiye, Hassa, Mamure ve Osmaniye, Fransızlar tarafından işgal edildi.

19 Aralık 1918 İşgalcilere karşı ilk direniş, Hatay Dörtyol'da başladı.

21 Aralık 1918 İstanbul'da, 'Kilikyalılar Cemiyeti' kuruldu.

21 Aralık 1918 Meclis-i Mebusan feshedildi.

24 Aralık 1918 İngilizler Batum'u işgal etti.

25 Aralık 1918 2. Ordu birlikleri, Pozantı'ya değin Adana'yı boşalttı.

27 Aralık 1918 Pozantı işgal edildi.

2 Ocak 1919 Lord Curzon'un, 'Doğu Trakya'daki Türkler ile Batı Anadolu'daki Rumlar mübadele edilmelidir' yolundaki muhtırası açıklandı.

7 Ocak 1919 İngilizler, Kars, Ardahan ve Batum'un boşaltılmasını istedi.

10 Ocak 1919 Türk birlikleri, Medine'yi teslim etti.

12 Ocak 1919 İngilizler, Kars'a girerek bazı mevkiilere yerleşti.

12 Ocak 1919 Paris Barış Konferansı toplandı.

13 Ocak 1919 İstanbul'da İkinci Tevfik (Okday) Paşa Hükümeti kuruldu.

14 Ocak 1919 Hadımköy - Luleburgaz demiryolu istasyonları Yunanlılarca işgal edildi.

15 Ocak 1919 Çanakkale Boğazı'na taarruz için hazırlanmış planın uygun olduğu Amiral Carden'e bildirildi.


15 Ocak 1919 İngilizler, Haydarpaşa Garı'nı işgal etti.

18 Ocak 1919 Paris Barış Konferansı toplandı.

22 Ocak 1919 Türk Kuvvetleri, Batum'u boşalttı.

22 Ocak 1919 Bir İngiliz birliği, Konya'ya girdi

2 Şubat 1919 Venizelos, Paris Barış Konferansı'nda Ege adalarının, Trakya'nın ve Batı Anadolu'nun Yunanistan'a bırakılmasını istedi.

8 Şubat 1919 23 Kasım 1918'de, İstanbul'a vapurla gelmiş olan, Doğu Orduları Başkomutanı General Franchet D'Esperey, görkemli bir törenle İstanbul'a girdi.

12 Şubat 1919 Trabzon Muhafaza-i Hukuk-ı Milliye Cemiyeti kuruldu.

14 Şubat 1919 Nurettin Paşa, 17. Kolordu Komutanlığına atandı

19 Şubat 1919 Teali-i İslam Cemiyeti, İstanbul'da kuruldu.


19 Şubat 1919 Karadeniz Türkleri Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti, kuruldu.


22 Şubat 1919 Maraş, İngilizler tarafından işgal edildi.

1 Mart 1919 Paris Konferansı'nda, İngiliz ve Fransız delegeleri, Anadolu'da Yunanlılara arazi verilmesini önerdi.

4 Mart 1919 Bir gün önce istifa eden Tevfik (Okday) Paşa Hükümeti yerine, Damat Ferid Paşa Hükümeti kuruldu.

6 Mart 1919 İstanbul Rumları, bazı taşkınlıklar yaparak saldırılar yaptılar.

7 Mart 1919 Fransızlar, Kozan'ı işgal etti.

8 Mart 1919 Zonguldak ve Ereğli, Fransızlar tarafından işgal edildi.

13 Mart 1919 Kazım Karabekir Paşa, Erzurum'da 15. Kolordu komutanlığına atandı.

14 Mart 1919 Yunanlıların çıkarma planını, İngiltere Başkanı Lloyd George, Fransa Başkanı Clemenceau, İtalya Başkanı Orlando, Amerika Birleşik Devletleri Başkanı Wilson, Paris'te kabul ettiler.

15 Mart 1919 Arnavut Teavün Cemiyeti İstanbul'da kuruldu


24 Mart 1919 İngilizler, Urfa'yı işgal etti.



28 Mart 1919 İtalyanlar, Antalya'yı işgal etti.


30 Mart 1919 İngilizler, Merzifon'u işgal etti

30 Mart 1919 Damat Ferid Paşa, İngiltere'nin himayesini sağlamak üzere, Amiral Calthorphe'a bir proje verdi.




2 Nisan 1919 9. Ordu kaldırıldı, yerine 15. Kolordu kuruldu.

3 Nisan 1919 Kazım Karabekir Paşa, 15. Kolordu komutanlığına tayin edildi.

13 Nisan 1919 Kars, İngilizler tarafından işgal edildi.

16 Nisan 1919 Fransızlar, Afyonkarahisar'ı işgal etti.

20 Nisan 1919 Gürcü Birlikleri, Ardahan'a girdi.

24 Nisan 1919 İtalyan askerleri, Konya'ya girdi.


5 Mayıs 1919 İngiltere Başkanı Lloyd George, Paris'te Barış Konferansı'nda Yunanlıların İzmir'e çıkarma yapmasını istedi; Anadolu'daki İtalyan işgallerine karşı çıktı.

10 Mayıs 1919 İzmir'in işgali, Paris'te İtilaf Devletlerince kararlaştırıldı.

14 Mayıs 1919 Amiral Calthorphe, İzmir'in işgali için nota verdi.

14 Mayıs 1919 Foça, Karaburun, Urla, Yenikale istihkamları İngiliz, Fransız ve Yunanlılarca işgal edildi.

15 Mayıs 1919 İzmir yurtseverleri, gece Yahudi Maşatlığı’nda (Parkı) toplanarak 'Redd-i İlhak' ilkesini kabul ettiler. Kurulan Redd-i İlhak Heyet-i Milliyesi, halka bir bildiri yayınladı.

15 Mayıs 1919 Damat Ferid Paşa Hükümeti, yeniden kuruldu.

15 Mayıs 1919 İzmir, İtilaf Devletlerinin desteği ile Yunanlılar tarafından işgal edildi ve ilk silahlı direniş başladı.

15 Mayıs 1919 İzmir'in işgalinden 4 saat 10 dakika sonra, Denizli Müftüsü Ahmed Hulusi Efendi’nin başkanlığında, Denizli Heyeti Milliyesi kuruldu.


16 Mayıs 1919 Damat Ferid Paşa Hükümeti, yeniden kuruldu.

16 Mayıs 1919 Balıkesirliler, silahlı mücadele kararı aldı.

16 Mayıs 1919 Yunanlılar, Urla ve Seferihisar'ı işgal etti.
17 Mayıs 1919 Refet Bey, (Bele) Sivas'ta 3. Kolordu komutanlığına atandı.

18 Mayıs 1919 İstanbul Dar-ül fünunu, (Üniversite) İzmir'in işgalini protesto için ilk toplantıyı düzenledi.

18 Mayıs 1919 Balıkesirliler, Alacamescid toplantısını düzenledi. Kuvayı Milliye hareketi ve kongre yapılması kararı alındı.

19 Mayıs 1919 Mustafa Kemal, Samsun'da Anadolu toprağına ayak bastı ve Milli Mücadele başladı.
19 Mayıs 1919 Damat Ferid Paşa, ikinci hükümetini kurdu.

20 Mayıs 1919 İngiliz Muhipleri Cemiyeti kuruldu.

20 Mayıs 1919 Albay Bekir Sami, 17. Kolordu komutanlığına atandı.

20 Mayıs 1919 Seydiköy Yunanlılarca işgal edildi.

21 Mayıs 1919 16 Nisan'da, Fransızlar tarafından işgal edilen Afyonkarahisar, İtalyanların eline geçti.

22 Mayıs 1919 Kadıköy Mitingi düzenlendi ve Halide Edip Adıvar, konuşma yaptı.

23 Mayıs 1919 İşgallere karşı Sultanahmet Meydanı'nda ve Sivas'ta mitingler düzenlendi.

26 Mayıs 1919 Yunanlılar, Manisa'yı işgal etti.

28 Mayıs 1919 Ödemiş dolaylarında Yunanlılarla çatışmalar başladı.


29 Mayıs 1919 Ayvalık'ta, Ali Bey (Çetinkaya) komutasında, Yunanlılara karşı direniş başladı.

4 Haziran 1919 Nazilli, Yunanlılar tarafından işgal edildi.

6 Haziran 1919 Damat Ferid ve yanındakiler, Paris Konferansı'na katılmak üzere yola çıktı.

9 Haziran 1919 Aydın Cephesinde, Kuvayı Milliye birliği kuruldu.

11 Haziran 1919 Damat Ferid Paşa, Paris Barış Konferansına katılmak üzere, İstanbul'dan Paris'e gitti.

12 Haziran 1919 Alaşehir'de oluşturulan gönüllü müfreze ile Yunan kuvvetleri çarpıştı.


16 Haziran 1919 Yörük Ali Efe Yunan, müfrezesini imha etti.

21 Haziran 1919 Amasya Tamimi yayınlandı.

25 Haziran 1919 Çerkez Ethem ve Demirci Mehmet Efe kuvvetleri, Yunanlılarla çarpışmaya başladı.

28 Haziran 1919 1. Balıkesir Kongresi toplandı.

10 Temmuz 1919 Trakya - Paşaeli Kongresi başladı.

11 Temmuz 1919 Demirci Mehmet Efe, Kuvay-i Milliye saflarına katıldı.

13 Temmuz 1919 Refet Bele Bey, İstanbul hükümeti tarafından görevinden alındı.

18 Temmuz 1919 Müttefik Yüksek Konseyi, işgal bölgeleri hakkında anlaşamayan İtalya ve Yunanistan arasında bölüştürme yaptı ve Aydın'ın İtalyanlara verilmesi kararlaştırıldı.

20 Temmuz 1919 Kazım Karabekir Paşa, 3. Ordu (eski adı 9. Ordu) Müfettişliği'ne Vekil olarak atandı.

21 Temmuz 1919 Damat Ferid Paşa, 3. kez hükümeti kurdu.

22 Temmuz 1919 Erzurum Kongresi toplandı.
23 Temmuz 1919 Erzurum Kongresi toplandı ve Mustafa Kemal, Erzurum Kongresi'ne Başkan seçildi.

23 Temmuz 1919 Erzurum Kongresi çalışmalarına başladı.

26 Temmuz 1919 2. Balıkesir Kongresi toplandı.

6 Ağustos 1919 1. Nazilli Kongresi toplandı.

9 Ağustos 1919 1. Nazilli Kongresi çalışmalarını tamamladı.

14 Ağustos 1919 Heyet-i Temsiliye'nin ilk toplantısı gerçekleştirildi.

24 Ağustos 1919 Şarki Anadolu Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti kuruldu.


25 Ağustos 1919 Alaşehir Kongresi, çalışmalarını tamamladı.

4 Eylül 1919 Sivas Kongresi toplandı. Kongre Başkanlığı’na Mustafa Kemal seçildi.

11 Eylül 1919 Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti kuruldu.


16 Eylül 1919 3. Balıkesir Kongresi toplandı.

19 Eylül 1919 2. Nazilli Kongresi toplandı.

17 Ekim 1919 Batı Trakya'daki İskeçe kasabası, Yunanlılar tarafından işgal edildi.

26 Ekim 1919 Bayburt'un Hart bucağında, Şeyh Eşref ayaklanması başladı.

28 Ekim 1919 Heyet-i Temsiliye, Ali Rıza Paşa kabinesini destekleme kararı aldı.

29 Ekim 1919 Fransızlar, Güneydoğuda İngiliz işgal kuvvetlerinin yerini aldı ve Fransızlar Antep'e girdi.

31 Ekim 1919 Maraş'ta, Sütçü İmam Olayı gerçekleşti.

3 Kasım 1919 Karakol Cemiyeti adlı direniş örgütü kuruldu.

3 Kasım 1919 General Milne, İzmir Cephesindeki Milli kuvvetlerin, 3 km. geri alınması gerektiğini, Harbiye Nazırı Cemal Paşa'ya bildirdi.


4 Kasım 1919 3. Bozkır Ayaklanması bastırıldı.

5 Kasım 1919 Gaziantep Fransızlar tarafından işgal edildi.

5 Kasım 1919 Anadolu Kadınları Müdafaa-i Vatan Cemiyeti kuruldu.

19 Kasım 1919 4. Balıkesir Kongresi toplandı.

28 Kasım 1919 Düşmana karşı Maraş mücadelesi başladı.

29 Kasım 1919 Maraş'ta, Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti kuruldu.

29 Kasım 1919 İstanbul'da, Karakol Cemiyeti kuruldu.

29 Kasım 1919 Misak-ı Milli ilan edildi.

30 Kasım 1919 1. Anzavur İsyanı'nda, isyancı kuvvetler yok edildi.

4 Aralık 1919 Trabzon ve Havalisi Adem-i Merkeziyet Cemiyeti kuruldu.


8 Aralık 1919 Batı Anadolu hareketinin yönetimi, Ali Fuat Paşa'ya verildi.

10 Aralık 1919 3. Kolordu komutanı Albay Refet (Bele), Nazilli'ye gelerek, Aydın Kuvay-ı Milliye komutanlığını üzerine aldı.

13 Aralık 1919 Galibler Yüksek komiserleri, Yunanlıların İzmir'i işgalini kabul etmedi.

18 Aralık 1919 Batum'da Pontus Hükümeti kuruldu.

19 Aralık 1919 Mustafa Kemal ve Heyeti Temsiliye Sivas'tan Ankara'ya hareket etti.

19 Aralık 1919 Urfa'da Kuvayı Milliye kuruldu.

23 Aralık 1919 İtalyanlar Antalya'dan sonra, Konya'ya kadar geldi.

29 Aralık 1919 Mustafa KemalPaşa'nın, Heyet-i Temsiliye ile görüşmek üzere milletvekillerinin Ankara'ya gelmesi hususundaki genelgesi yayınlandı.

9 Ocak 1920 Kuvay-i Milliye'ci Yahya Kaptan Gebze'de, İstanbul Hükümetinin adamlarınca öldürüldü.

2 Ocak 1920 Meclis-i Mebusan son toplantısını İstanbul'da yaptı.

13 Ocak 1920 Sultanahmet alanında, İstanbul'un Türk kalması için büyük bir miting yapıldı.

15 Ocak 1920 2. Edirne Kongresi toplandı.

20 Ocak 1920 Maraş'ta Fransızlar'a karşı kurtuluş mücadelesi başladı.

26 Ocak 1920 Köprülü Hamdi Bey, Kuvay-i Milliyecilerle, Fransızların koruduğu Akbaş cephaneliğini basmak için, Rumeli yakasına geçti.

26 Ocak 1920 Celalettin Arif Bey, geçici olarak Mebusan Meclisi başkanlığına seçildi.

28 Ocak 1920 Osmanlı Meclis-i Mebusanı'nın gizli toplantısında Misâk-ı Millî kabul edildi.

31 Ocak 1920 Mebusan Meclisi başkanlığına Reşat Hikmet Bey seçildi.

1 Şubat 1920 Fransızlar, işgal ettikleri Maraş’ta çarşıları yakmaya başladılar; bunun üzerine çok şiddetli sokak savaşları başladı.

3 Şubat 1920 Fevzi Paşa, Osmanlı Hükümeti'nin Harbiye Nazırı oldu.

6 Şubat 1920 Son Osmanlı Mebusan Meclisi'nde, Mondros Müterekesi'ne karşı direnme yanlısı Felah-ı Vatan Grubu kuruldu.

9 Şubat 1920 Kuvay-i Milliye birlikleri, düşmanı temizlemek için Urfa'ya girdi.

12 Şubat 1920 Maraş, Fransız işgalinden kurtuldu.

15 Şubat 1920 Londra Konferansında, İstanbul'un Türklere bırakılması kararı verildi.

16 Şubat 1920 2. Anzavur Ayaklanması başladı.

17 Şubat 1920 Osmanlı Mebuslar Meclisi, kabul ettiği Misak-ı Milli’nin basında yayınlanmasını ve bütün yabancı parlementolara bildirilmesini kararlaştırdı.

18 Şubat 1920 Misak-ı Milli, İstanbul Meclisi'nce yayımlandı.

19 Şubat 1920 Müttefiklerin tehdit ültimatomları, İstanbul Hükümeti'nce yayımlandı.

3 Mart 1920 Yunanlılar, Gölcük Yaylası ile Bozdağ'ı işgal etti.

3 Mart 1920 Ali Rıza Paşa kabinesi istifa etti.

4 Mart 1920 Celalettin Arif Bey, Mebusan Meclisi başkanlığına seçildi.

10 Mart 1920 5. Balıkesir Kongresi toplandı.

15 Mart 1920 İngilizler, İstanbul'da yüz elli Türk aydınını tutukladı.


16 Mart 1920 İstanbul İngilizler tarafından işgal edildi.



17 Mart 1920 İngilizler, Eskişehir ve Afyon'dan çekildiler.

18 Mart 1920 Balıkesir ve Kastamonu'da, İstanbul'un işgalini protesto mitingleri yapıldı.

18 Mart 1920 Meclis-i Mebusan, bir kapanış toplantısı yaparak ebediyen faaliyetlerine son verdi.

19 Mart 1920 İzmir Müdafa-i Hukuk kongresi toplandı.

28 Mart 1920 Antep'te Fransızlara karşı direnişiyle ünlenen Şahin Bey şehit oldu.

29 Mart 1920 Yarbay Rahmi Bey, Anzavur'a bağlı askerler tarafından öldürüldü.

31 Mart 1920 Lüleburgaz Kongresi toplandı.


2 Nisan 1920 Salih Paşa kabinesi kuruldu.

3 Nisan 1920 İsmet Bey (İnönü) Ankara'da, Milli Mücadeleye katıldı.

4 Nisan 1920 Anzavur Ahmed, Gönen'i ele geçirdi.

5 Nisan 1920 Damat Ferid Paşa, 4. kez hükümeti kurdu.

8 Nisan 1920 Salih Paşa'nın istifası ile kurulan Damat Ferit Paşa kabinesinin tanınmayacağı yolunda, Heyeti Temsiliye genelgesi yayınlandı.

11 Nisan 1920 Damat Ferid, Kuvayi Milliye aleyhinde bildiri yayınladı.

11 Nisan 1920 Mebusan Meclisi kapatıldı.

12 Nisan 1920 Urfa, Fransız işgalinden kurtuldu.

13 Nisan 1920 1. Düzce Ayaklanması başladı.

15 Nisan 1920 2. Anzavur İsyanı bastırıldı.


17 Nisan 1920 Fevzi Paşa, Kurtuluş Savaşı'na katılmak üzere İstanbul'dan ayrıldı.

18 Nisan 1920 Milli Kuvvetleri bastırmak amacı ile, İstanbul Hükümeti 'Kuvve-i İnzibatiye' adlı bir örgüt kurulmasına ilişkin kararname çıkardı. (Hilafet Ordusu adını taşıyan bu örgüt 25.6.1920'de kaldırıldı)

19 Nisan 1920 Kurtuluş Savaşı sırasında Beypazarı, Nallıhan isyanları başladı.

21 Nisan 1920 Bursa'da bazı din adamları, Milli Mücadelenin meşruiyyetine dair fetva verdi.

22 Nisan 1920 İtilaf Devletleri, Osmanlı Hükümeti'ni Paris Barış Konferansı'na davet etti.

25 Nisan 1920 İsmet Bey (İnönü), Genelkurmay Başkanlığına getirildi.

27 Nisan 1920 Fevzi Paşa (Mareşal Çakmak), TBMM'ne girdi; bir konuşma yaptı.

28 Nisan 1920 İstanbul Hükümeti, Anadolu'da Padişah Hükümeti'nin yönetimini kurmak amacı ile "Anadolu Fevkalade Müfettiş-i Umumiliği'ni oluşturan kararnameyi yayınladı.


30 Nisan 1920 Mustafa Kemal, TBMM'nin açıldığını Avrupa devletleri dışişleri bakanlıklarına, bir yazı ile bildirdi.

3 Mayıs 1920 Ankara'da ilk Bakanlar Kurulu olan İcra Vekilleri Heyeti kuruldu .


15 Mayıs 1920 Kuvay-ı İnzibatiye, Kuvay-ı Milliye tarafından yenilgiye uğratıldı.

15 Mayıs 1920 1. Yozgat İsyanı başladı.

19 Mayıs 1920 T.B.M.M.'nde Damat Ferit ile arkadaşlarının yurttaşlıktan çıkarılmasına karar verildi.

24 Mayıs 1920 İstanbul Divan-ı Harb'i, Fevzi (Çakmak) Paşa'yı idama mahkum etti.
25 Mayıs 1920 Çerkez Ethemkuvvetleri, Hendek'e girdi.

28 Mayıs 1920 Osmaniye, Fransızlarca işgal edildi.

30 Mayıs 1920 Cafer Tayyar'a (Eğilmez), Edirne Müdafaa-i Hukuk Merkez Heyeti'nce Trakya Müdafaa-i Milliye Kumandanı sanı verildi.

2 Haziran 1920 Kozan, düşman işgalinden kurtuldu.

6 Haziran 1920 İstanbul Divan-ı Harb-i, İsmet İnönü, Bekir Sami Kunduk, Celalettin Arif, Dr. Rıza Nur, Yusuf Kemal Tengirsenk, Hamdullah Suphi Tanrıöver, Rıfat Börekçi ve Fahrettin Altay'ı, idama mahkum etti.

7 Haziran 1920 Zile Ayaklanması başladı.


8 Haziran 1920 Doğu bölgesinde Ermeni saldırısına karşı seferberlik ilan edildi.

14 Haziran 1920 Doğuda Milli Aşireti ayaklanması çıktı.

15 Haziran 1920 Yozgat'ta Çapanoğulları ayaklanması çıktı.

15 Haziran 1920 15. Korodu Komutanlığı "Doğu Cephesi Komutanlığı" olarak adlandırıldı ve Kazım Karabekir Paşa komutanlığa atandı.

15 Haziran 1920 İsmet Paşa'nın idam kararını padişah onayladı.

20 Haziran 1920 Çerkez Ethem kuvvetleri Yozgat Ayaklanması'nı bastırmak üzere Ankara'dan yola çıktı.

22 Haziran 1920 Yunanlılar Milne Hattı'nı geçerek, genel taarruza başladı.

23 Haziran 1920 Çerkez Ethem, Yozgat'a girdi.

24 Haziran 1920 Yunanlılar, Alaşehir'i işgal etti.

25 Haziran 1920 Batı Cephesi Kumandanlığı kuruldu. Kumandanlığa Ali Fuat (Cebesoy) Paşa atandı.


26 Haziran 1920 Doğuda Milli Aşireti ayaklanması çıktı.

18 Temmuz 1920 Büyük Millet Meclisi, Misak-ı Milli üzerine yemin etti.

24 Ağustos 1920 Kurtuluş Savaşı sırasında 2. Milli Aşiret Ayaklanması çıktı.

29 Ağustos 1920 Yunan kuvvetleri, Uşak'ı işgal etti.

30 Ağustos 1920 Adapazarı ve Düzce ayaklanmasına katılan Adapazarlı ve Düzceliler TBMM'de affedildi.

3 Eylül 1920 Simav, Yunanlılar tarafından işgal edildi.

3 Eylül 1920 Nizip işgal edildi.

5 Eylül 1920 2. Yozgat Ayaklanması başladı.

24 Eylül 1920 Doğu Cephesinde Ermeniler, Bardız ve Kötek'te saldırıya geçti.

18 Ekim 1920 Misak-ı Milli esaslarına aykırı Sovyet'lerin toprak istekleri , TBMM 'nde reddedildi

1 Kasım 1920 Ankara'daki Zabit Namzetleri Talimgahı ilk mezunlarını verdi.

2 Kasım 1920 İkinci parti Sovyet savaş malzemeleri geldi.

5 Kasım 1920 Doğu cephesinde Ermeniler mütareke istedi.

7 Kasım 1920 Kurtuluş Savaşı sırasında Doğu Cephesi birlikleri, Gümrü'yü işgal etti.

8 Kasım 1920 TBMM, Kurtuluş Savaşı’nın Düzenli Ordu ile yürütülmesine karar verdi.

8 Kasım 1920 Ali Fuat Paşa, Moskova Büyükelçiliği'ne atandı.

9 Kasım 1920 Batı Cephesi, Kuzey ve Güney Cephesi olarak iki bölüme ayrıldı. İsmet Bey (İnönü) Kuzey Cephesi, Refet Bey (Bele)ise Güney Cephesi Komutanlıklarına tayin edildi.

12 Kasım 1920 Ermeniler'in boşalttığı Iğdır'a Türk birlikleri girdi.

18 Kasım 1920 TBMM, Emperyalizme Karşı Beyanname yayınladı.

20 Kasım 1920 Türkiye'deki Yunan Orduları Başkomutanlığı’na General Papulas, atandı.

Aralık 1920 Mustafa Kemal, İsmet İnönü ile Çerkez Ethem'in kardeşi milletvekili Çerkez Reşit Eskişehir’de bir araya geldiler. Görüşmede; Çerkez Ethem birliklerinin takındığı tavır konuşuldu .

4 Aralık 1920 TBMM’de Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Grubu kuruldu ve Mustafa Kemal Grup Başkanlığı'na seçildi.

6 Aralık 1920 Bilecik Görüşmesine katılanlar, Ankara'ya götürüldü

9 Aralık 1920 İç ayaklanmaları bastırmak üzere kurulan Merkez Ordusu’nun komutanlığına Nurettin Paşa getirildi.

11 Aralık 1920 Demirci Mehmet Efe kuvvetlerinin üzerine, birlik gönderildi.

13 Aralık 1920 Doğu Cephesi Karargâhı, Kars'a taşındı

24 Aralık 1920 Çerkez Ethem'i yola getirmek için kurulan bir teşkilat kurulu Kütahya'ya gönderildi.


27 Aralık 1920 Çerkez Ethem Ayaklanması başladı.


29 Aralık 1920 İsmet Paşa'nın emri altına girmeyi kabul etmeyen Çerkez Ethem, Kütahya'da milli kuvvetlere karşı saldırıya geçti.

29 Aralık 1920 Kütahya, TBMM kuvvetlerince düşmandan temizlendi


30 Aralık 1920 Mustafa Kemal, Batı Cephesi'ne Çerkez Ethem güçlerinin dağıtılması emrini verdi.

5 Ocak 1921 Ethem , Gediz'den Yunanlılara kaçtı.

6 Ocak 1921 Yunanlılar, Eskişehir'e doğru ilerlemeye başladı.

6 Ocak 1921 I. İnönü Muharebesi yapıldı ve zafer kazanıldı.

17 Ocak 1921 Büyük Millet Meclisi, Çerkez Ethem hakkında bir bildiri yayınladı.

20 Ocak 1921 İlk Anayasa, (Teşkilat-ı Esasiye) Büyük Millet Meclisi'nce kabul edildi.
22 Ocak 1921 Çerkez Ethem birlikleri tamamıyla yenildi.

23 Ocak 1921 Alemdar gemisi, Milli Mücadele'ye katılmak üzere İstanbul'dan Karadeniz'e açıldı. (Arada Fransızların eline geçen gemi 28 Ocak günü silahsız mürettebatınca yeniden kurtarıldı.)

26 Ocak 1921 İtilaf Devletleri, Sadrazam Tevfik Paşa'dan Londra Konferansı'na delege göndermesini istedi.

9 Şubat 1921 Gaziantep, bir anlaşma imzalanarak Fransızlara teslim oldu.

17 Şubat 1921 Ankara dışındaki İstiklal Mahkemeleri kaldırıldı.

21 Şubat 1921 Londra Konferansı başladı.

22 Şubat 1921 Moskova'da Türk-Sovyet görüşmeleri başladı.

23 Şubat 1921 TBMM Hükümeti, Ardahan, Artvin ve Batum'un boşaltılması için Gürcistan'a ültimatom verdi.

1 Mart 1921 İstiklal Marşı Mecliste okundu.

1 Mart 1921 Batı Cephesi Komutanı İsmet (İnönü) Bey generalliğe terfii etti.

2 Mart 1921 Dr. Adnan Bey Meclis ikinci başkanı oldu.

6 Mart 1921 Koçgiri Ayaklanması başladı.

11 Mart 1921 Doğu Cephesi kuvvetleri, Batum'u işgal etti.

12 Mart 1921 Kurtuluş Savaşı sırasında başlayan Londra Konferansı sona erdi.

18 Mart 1921 Gürcülerin milli kuvvetlerimize saldırısı sonunda, Kızılordu birlikleri Batum'a girdi.


21 Mart 1921 Yeşil Ordu adlı sol kuruluşla ilgileri dolayısı ile, Tokat Milletvekili Nazım (Resmor), Afyon Milletvekili Mehmet Şükrü (Koç), Bursa Milletvekili Servet'in dokunulmazlıkları TBMM'nin gizli oturumunda kaldırıldı.

23 Mart 1921 2. İnönü Muharebesi yapıldı.


23 Mart 1921 Bursa ve Uşak Cephelerinde Yunan yürüyüşü başladı.

25 Mart 1921 Aslıhanlar Muharebesi yapıldı.

25 Mart 1921 Yunanlılar Adapazarı'nı işgal etti.

28 Mart 1921 Doğu birliklerimiz Batum, Ahıska, Ahılkelek'i boşalttı.

1 Nisan 1921 2. İnönü Muharebesi sona erdi.

2 Nisan 1921 Bolvadin Yunanlılar tarafından işgal edildi.

7 Nisan 1921 Afyon Yunanlılardan geri alındı. (7-8 Nisan)

24 Temmuz 1921 İkinci toplu Yunan saldırısının başlaması üzerine, Meclis gizli oturumunda konuşan Fevzi Paşa, Ankara'nın boşaltılmasını teklif etti.

23 Ağustos 1921 Sakarya Meydan Muharebesi başladı.

13 Eylül 1921 Sakarya Zaferi kazanıldı.

19 Eylül 1921 TBMM, Sakarya Savaşı sonrasında, Mustafa Kemal Paşa' ya 'Mareşal' rütbesi ve 'Gazi' unvanı verdi.

1 Kasım 1921 Türk davasını destekleyen Pierre Loti'ye Meclis adına armağan gönderilmesi kararı alındı.

21 Kasım 1921 Lozan Konferansı'nın ilk oturumu yapıldı.

5 Aralık 1921 Adana, Ankara Hükümeti’nin denetimine girdi.

7 Aralık 1921 Fransızlar, Kilis'ten çekilmeye başladı

20 Aralık 1921 Adana'daki Kolordu binasına Türk Bayrağı çekildi.

24 Aralık 1921 Osmaniye, Fransız işgalinden kurtuldu.

25 Aralık 1921 Gaziantep, düşman işgalinden kurtuldu.

27 Aralık 1921 Fransızlar Tarsus'dan çekildi.

30 Aralık 1921 Kilis düşman işgalinden kurtuldu.

4 Ocak 1922 Türk ordusu 5 Ocak'ta Adana'ya girdi.

1 Şubat 1922 Musul'un kurtarılması kararı alındı.

4 Şubat 1922 Başkomutanlık Kanunu'nun süresi, üç ay daha uzatıldı.

16 Şubat 1922 Merkez Ordusu kaldırıldı.

19 Şubat 1922 Kazım Karabekir, uzmanlardan oluşan ikinci bir Meclisin kurulmasını önerdi.

1 Mart 1922 TBMM, 3'üncü toplantı yılına başladı.

1 Mart 1922 Rauf Bey, Meclis ikinci başkanı oldu.


26 Mart 1922 Müttefikler, Sevr Antlaşması'nda bazı değişiklikler önerdi.

26 Ağustos 1922 Mustafa Kemal Paşa, Başbakan Rauf Bey'e Türk ordularının

26 Ağustos’ta (yarın) taarruza başlayacağını bildirdi.



27 Ağustos 1922 Büyük Taarruz devam etti. İşgalci Yunan kuvvetleri imha edildi.

30 Ağustos 1922 Büyük Taarruz zaferle sonuçlandı.


2 Eylül 1922 Yunan Orduları Başkomutanı General Trikopis, Türkler tarafından esir alındı.

3 Eylül 1922 30 Ağustos Muharebesi'ne 'Başkomutan Muharebesi' adı verildi.

4 Eylül 1922 Yunanlılar Akşehir'i yaktı; Söğüt ve Kula kurtarıldı.

5 Eylül 1922 Bilecik düşman işgalinden kurtarıldı.

9 Eylül 1922 İzmir, düşman işgalinden kurtuldu.

15 Eylül 1922 Ayvalık ve bazı kasabalar düşman işgalden kurtarıldı


18 Eylül 1922 İtilaf Devletleri, İstanbul ve Boğazlardaki tarafsız bölgelerin tarafsızlığına uyulması konusunda Ankara Hükümetine nota verdi.

18 Eylül 1922 Erdek ve Biga, Yunan işgalinden kurtarıldı.

19 Eylül 1922 Fransız ve İtalyan'lar Çanakkale'nin Anadolu yakasını boşaltılar.

20 Eylül 1922 Fransız ve İtalyan kuvvetleri Çanakkale'den çekildi.

1 Kasım 1922 Türk Jandarma birlikleri, Çanakkale Boğazı çevresi ve diğer bölgelerde yeni durumlarını aldılar.

1 Kasım 1922 Saltanat kaldırıldı.

4 Kasım 1922 Tevfik Paşa Kabinesi’nin istifasıyla, son Osmanlı Hükümeti de ortadan kalktı. İstanbul, Ankara Hükümetinin denetimine girdi.

4 Kasım 1922 İsmet (İnönü) Paşa, Saltanatın kaldırıldığını İtilaf Devletlerine bildirdi.

5 Kasım 1922 Refet (Bele), İstanbul'daki nezaretlere, her türlü çalışmaları kesmeleri buyruğunu verdi. İstanbul Hükümeti böylelikle sona erdi.

5 Kasım 1922 İsmet Paşa başkanlığındaki TBMM Delegasyonu, Lozan görüşmelerine katılmak üzere Ankara’dan ayrıldı.
 

Benzer Konular

M
Yanıtlar
0
Görüntülenme
3B
Misafir
M
Yanıtlar
0
Görüntülenme
3B
Yanıtlar
0
Görüntülenme
19B
M
Yanıtlar
0
Görüntülenme
8B
Misafir
M
Yanıtlar
0
Görüntülenme
6B
Üst