Kuran Ahlakına Göre Sevgi Nasıl Olmalıdır

cicozz Çocukluk cicozlarda saklı
Kuran Ahlakında Sevgi

Din ahlakını yaşamayan insanların gerçek anlamda sevmeleri ve sevilmeleri imkansızdır. Gerçek sevginin karşılıklı olarak yaşanması için, o insanın herşeyden önce Allah'ı derin bir sevgiyle sevmesi ve Allah'ın sevgisini kazanabileceği bir ahlak göstermesi gerekir. Allah, sevdiği kullarının kalbine bir sevgi verir ve diğer insanların kalbinde de onlara karşı bir sevgi kılar. Unutulmamalıdır ki, sevginin asıl kaynağı ve asıl sahibi yalnızca Allah'tır. Sevgi gibi çok büyük ve kıymetli bir nimeti yaşayabilmek için, insanın öncelikle ahlakı ile bu nimete layık olması ve Allah'tan kendisine bu nimeti vermesini istemesi gerekir. Kötü bir ahlaka sahip olan ya da din ahlakını yaşamayıp cahiliye hayatına özenen bir insan, dünyada da ahirette de bu yüzden mutsuz olabilir, yalnız ve dostsuz kalabilir.

Sevginin Allah Katı'ndan verilen bir nimet olduğunu Allah Kuran'ın birçok ayetinde bildirmiştir:

Katımız'dan ona (Hz. Yahya'ya) bir sevgi duyarlılığı ve temizlik (de verdik). O, çok takva sahibi biriydi. (Meryem Suresi, 13)

İman edenler ve salih amellerde bulunanlar ise, Rahman (olan Allah), onlar için bir sevgi kılacaktır. (Meryem Suresi, 96)

Onda 'sükun bulup durulmanız' için, size kendi nefislerinizden eşler yaratması ve aranızda bir sevgi ve merhamet kılması da, O'nun ayetlerindendir. Şüphesiz bunda, düşünebilen bir kavim için gerçekten ayetler vardır. (Rum Suresi, 21)


Allah'ın gerçek sevgiyi layık gördüğü insanların özelliklerinden bazıları şöyledir:

1- Fedakar Olmak,
2- Affedici Olmak,
3- Alçakgönüllü Olmak,
4- Sabırlı Olmak,
5- Dürüst Olmak,
6- Sadık Olmak,
7- Merhamet Sahibi Olmak,

İnsan Gerçekten Sevdiği Birinin Ahiretini Düşünür

İnsanın asıl hayatı, ölümü ile birlikte başlayan ahiret hayatıdır. Dünya her insanın geçici olarak ve sadece denenmek için bulunduğu bir yerdir. Bu gerçeğin şuurunda olan müminler, birbirlerine olan sevgilerini, asıl olarak birbirlerini ahiretteki sonsuz hayatlarına hazırlayarak gösterirler. Kendileri Allah'ın rızasına, rahmetine ve cennetine ne kadar çok kavuşmak istiyorlarsa, çok sevdikleri mümin kardeşlerinin de aynı nimetlere ve güzelliklere kavuşmalarını isterler. Aksinde, insanın sonsuza dek, bir daha kurtuluş imkanı olmaksızın cehennem azabıyla karşılık göreceğini bilmeleri, iman edenlerin bu konuda büyük bir şevk ve kararlılık içerisinde hareket etmelerini sağlar. Birbirlerinde gördükleri hatalı ya da kusurlu yönleri hiç vakit geçirmeksizin hemen telafi etmeye ve birbirlerini Allah'ın en fazlasıyla razı olacağı ahlaka ulaştırmaya çalışırlar. Birbirlerini daima iyi ve güzel olana davet eder, kötülüklerden sakındırmaya gayret ederler. Onların bu konudaki şevk ve azimleri, birbirlerine olan gerçek sevgilerinin de en açık göstergelerinden biridir. Allah Kuran'da, iman edenlerin birbirlerinin ahiretlerine yönelik bu güçlü sevgi anlayışlarını şöyle haber vermektedir:

Mümin erkekler ve mümin kadınlar birbirlerinin velileridirler. İyiliği emreder, kötülükten sakındırırlar, namazı dosdoğru kılarlar, zekatı verirler ve Allah'a ve Resûlü'ne itaat ederler. İşte Allah'ın kendilerine rahmet edeceği bunlardır. Şüphesiz, Allah, üstün ve güçlüdür, hüküm ve hikmet sahibidir. (Tevbe Suresi, 71)

İşte Allah, iman edip salih amellerde bulunan kullarına böyle müjde vermektedir. De ki: "Ben buna karşı yakınlıkta sevgi dışında sizden hiç bir ücret istemiyorum." Kim bir iyilik kazanırsa, biz ondaki iyiliği arttırırız. Gerçekten Allah, bağışlayandır, şükredene karşılığını verendir. (Şura Suresi, 23 )


Gerçek Sevgide Her Zaman Karşı Tarafın Nefsi Üstün Tutulur

İnsanların birçoğu için hayatlarının en önemli konusu, kendi nefislerinin rahatıdır. Ancak gerçek sevgide insan kendi nefsini unutur ve sevdiği insanın nefsi ön plana geçer. Onu rahat ettirmek için elinden gelen her türlü gayreti gösterir. Her zaman, sevdiği kişinin isteklerini, kendi isteklerine tercih eder. Örneğin birlikte yaptıkları bir iş nedeniyle kendisinin övülmesindense sevdiği insanın övülmesi onun için daha önemli olur. Kendi haklı çıkmaktansa sevdiği kişinin haklılığından daha çok zevk alır. Eğer emek gerektiren bir işin yapılması gerekiyorsa, sevdiği kişinin yorulması yerine kendisi yorulmayı tercih eder. Asla karşı tarafı utandıracak, küçük düşürecek, kıracak bir tavır içine girmez. Bunun sebebi ise Allah'ın rızasını, sevgisini ve cennetini kazanma isteğidir. Bir insan ancak Allah'ın rızasını kazanmak için karşısındaki kişiyi bu kadar fedakarca ve samimi bir anlayışla sevebilir.​
 

Benzer Konular

Yanıtlar
0
Görüntülenme
29B
Yanıtlar
0
Görüntülenme
1B
Yanıtlar
0
Görüntülenme
5B
Yanıtlar
0
Görüntülenme
2B
Yanıtlar
0
Görüntülenme
5B
Üst