Kolesterol ve Kalp Hastalıkları

Ömer
Yönetici
Kolesterol ve Kalp Hastalıkları

Koroner Kalp Hastalığı (KKH) ABD’de 85 yaşın altındaki kişilerdeki 2. önemli ölüm nedenidir.Yüksek kolesterol düzeyleri ise bu hastalığın ortaya çıkmasına zemin hazırlamaktadır. Kolesterol ve kalp hastalıkları üzerindeki etkileri hakkında öğrenebileceğiniz her şey daha uzun ve sağlıklı bir yaşam sürdürmenize yardımcı olacaktır.
Fakir beslenme alışkanlıkları kolesterol düzeylerini yükseltebileceği için doymuş yağlar ve kolesterol yönünden zengin bir diyet KKH’nın başlıca sorumlusudur.

Burada iyi haber ise kolesterol düzeylerinizi kontrol edilebilir düzeylere çekebilecek sağlıklı beslenme programları uygulayarak KKH riskinin önemli ölçüde azaltılabilme şansıdır.

Kolesterolün Kaynağı

Vücutta, özellikle de kanda yüksek miktarda yağ bulunması sağlık açısından bir risk sayılmalıdır, ancak belli bir düzeydeki yağ hücresel yapının korunması ve sinir impulslarının iletimi gibi bazı vücut fonksiyonları açısından önem taşımaktadır.

Kolesterol vücutta bulunan yağ esaslı bir maddedir. Karaciğer vücutta bulunan kolesterolün yaklaşık % 80’ini üretir. Geriye kalan % 20 aldığımız besinlerce karşılanır. Gıdalardaki kolesterol özellikle hayvansal gıdalardan et ve süt ürünlerinden kaynaklanır. Her bir sarısında 213 mg kolesterol (önerilen günlük alım mikatarının 2/3’ü kadar) bulunan yumurta belki de en iyi bilinen kaynaktır. Bunun tersine bitkisel ürünler kolesterol içermezler.

“İyi” ve “Kötü” Kolesterol

Kolesterol molekülleri kan dolaşımında lipoprotein denilen kümeler halinde dolaşırlar, ve bunlar boyutlarına, yoğunluklarına ve dayanıklılıklarına göre farklı tiplere ayrılırlar.

Yüksek yoğunluklu lipoproteinler (HDL) küçük ve yoğun moleküllerdir, kolesterolün karaciğere taşınmasından sorumludurlar. Kolesterolün bu türü aslında vücut için yararlıdır, çünkü arterlerdeki kolesterolün ortadan kaldırılmasına yardımcı olurlar, bu sayede de arterleri içlerinde oluşabilecek tehlikeli blokajlara (yani plakları) karşı korurlar. Aynı zamanda oksidasyona uğrama ve arter duvarlarında yapışkan plaklar bırakma olasılıkları daha düşüktür.

Egzersiz yapan, sigara kullanmayan ve obez olmayan kişilerin HDL düzeyleri daha yüksek olma eğilimindedir. Çok düşük HDL düzeyleri KKH yönünden bir risk faktörü olabilir.

Düşük yoğunluklu lipoproteinler (LDL) kolesterolün büyük çoğunluğunu kan dolaşımı aracılığıyla vücuttaki dokulara taşırlar. Bu moleküller daha büyük, daha az yoğun ve HDL’ye göre daha az dayanıklıdır, bu nedenle daha kolay oksidasyona uğrayıp arter duvarlarında yapışkan plaklar bırakırlar. Dolayısıyla LDL “kötü” kolesterol olarak bilinir, arterleri tıkama ve KKH’na neden olma olasılığı daha yüksektir.


Trigliseridler


Trigliseridler yağ blokları oluşumunda rol alan yağ asitleridir. Vücudunuz alınan fazladan kalorileri trigliseridlere dönüştürür ve bunlar da yağ hücrelerinde depolanır. Hormonlar gerekli durumlarda vücudunuzun enerji gereksinimini karşılamak üzere yağ dokularındaki trigliseridlerin salınımını düzenlerler.

KKH’nın önlenmesi anlamında trigliseridler LDL ve HDL kolesterol kadar dikkate alınmazlar ancak araştırmalar göstermektedir ki yüksek trigliserid düzeyi (hipertrigliseridemi) KKH için bir risk faktörüdür.

Yüksek Kolesterolün Nedenleri


Sağlıksız kolesterol düzeyleri sözkonu olduğunda fakir bir diyet baş sorumludur. Hareketsizlik ve yaşam tarzındaki bazı seçimler de (sigara kullanımı gibi) sağlıksız kolesterol düzeylerinden sorumlu sayılabilirler.

Bazı durumlar ve hastalıklar da kolesterol düzeylerini yükseltebilirler. Bunlar arasında diabetes mellitus (Tip II diyabet), hipotiroidizm, hiperkolesterolemi, böbrek hastalıkları, obstrüktif karaciğer hastalığı ve ailevi hiperlipidemi gibi kalıtımla geçen hastalıklar mevcuttur. Bununla birlikte yüksek kolesterol olgularının pek azı yukarıda sayılan bu koşulların bir sonucudur.

Yüksek kan basıncı gibi bazı medikal koşullar sağlıklı olmayan kolesterol düzeyleri ile etkileşim halinde olabilir ve KKH gelişme riskini daha da fazla artırabilirler. Bu nedenle kalp hastalıklarının gelişiminden sorumlu olan bu tür medikal durumları tedavi ederek tüm risk faktörleri azaltmak önem taşımaktadır.

Tarama Önerileri
Dışarıdan bakıldığında bir kimsenin yükselmiş LDL düzeylerine veya yeteris HDL düzeylerine sahip olduğunu söylemek olanaksız değilse bile oldukça güçtür. Bu nedenle KKH’nın önlenmesi adına risk taşıyan bireylerin kolesterol düzeylerinin taramalarla izlenmesi önemli bir konudur.

Kolesterol düzeylerini öğrenmek isteyen biri bağlı bulunduğu sağlık kurumundan isteyeceği bir test yardımıyla bu amacına ulaşabilir.Sağlık kuruluşlarının yönergelerinde özellikle aşağıdaki hasta gruplarının kolesterol düzeylerinin izlenmesi önerilir:
1. 20 yaş sonrası yetişkinler,
2. Aşağıda sayılan KKH risk faktörlerine sahip olan tüm yetişkinler:
• Kalıtımsal olarak çok yüksek kolesterol öyküsü bulunanlar,
• Birinci derece akrabalarında erken (55 yaşından genç erkekler ve 65 yaşından genç kadınlar) ortaya çıkmış KKH bulunanlar,
• Diyabet
• Sigara kullanmış olma ve hala kullanmaya devam ediyor olma,
• Yüksek kan basıncı
Periyodik taramalar aynı zamanda orta yaşlı erkekler, menopoz dönemindeki kadınlar ve kilo almış kişilerde de önemlidir, çünkü kolesterol düzeyleri bu tür kimselerde tipik olarak artmaya başlar. Taramalar için 5 yıllık aralıklar önerilmektedir, ancak bireylerin dahil oldukları risk grubuna göre tarama aralıkları daha kısa veya daha uzun olabilir.


Kolesterol Taramasının Kolaylığı

Sağladığı hayat kurtarıcı fayda göz önüne alındığında kolesterol taraması hızlı ve kolaydır. Aslında arabanızı parketmek için harcadığınız zaman kolesterolünüzü ölçtürmek için harcayacağınızdan daha fazladır.

Kolesterol taraması için iğne yardımıyla tek bir kan numunesi alınır ve incelenir. Bazı testlerde parmak ucundan alınan kan yeterli görünmektedir ancak bu tür testlerin güvenilirliği daha düşüktür. Testlerin pek çoğu doktor muayenehanelerinde, hastanelerde, hatta bazı eczanelerde yapılabilmektedir. Test sonuçları genelikle birkaçgün-birkaç hafta arasında elde edilir.

Tipik olarak kolesterol tarama testi için özel bir hazırlığa gerek yoktur. Kolesterol taramasından önce özel bir beslenme programı uygulamanıza gerek yoktur, her zaman sürdürdüğünüz beslenme alışkanlıklarına bağlı kalmanız yeterlidir, ancak özellikle trigliserid taraması yaptıracaksanız durum değişir, bu durumda 12 saat boyunca aç kalmış olmanız gerekir.

Eğer testi yaptırdığınız sırada hasta, kilo vermiş, hamile veya emziren bir anne iseniz test sonuçları gerçek kolesterol düzeyinizi tam olarak yansıtmayabilir.

Sizin Numaranız Kaç?


Hangi testi yaptıracağınıza bağlı olarak kolesterol değerleriniz üç farklı yolla sunulacaktır. Kolesterol değerleri kanın desilitresindeki miligram cinsinden ölçülür.
Total kolesterol testi toplam kolesterol değerinizin bir ölçüsüdür ve sayısal bir değer olarak ortaya çıkar. Örneğin 172 mg/dl veya 228 mg/dl cinsinden bir değer elde edersiniz.
Total ve HDL kolesterol düzeyinizi ölçen bir test iki farklı değer sunacaktır; biri toplam kan kolesterol değeri diğeri ise HDL düzeyidir. Bu değerler genellikle bir oran cinsinden ifade edilir; eğer total kolesterol düzeyiniz 240 mg/dl, HDL kolesterolünüz ise 40 mg/dl ise oran 240/40=6 bulunacaktır. 5’den daha yüksek oranlar yüksek riski, 4’den düşük oranlar ise düşük riski temsil ederler.
Sonuçta bir açlık sonrası test (lipoprotein analizi) de yaptırabilirsiniz; bu durmda size 4 değer sunulacaktır, bunlar total kolesterol, LDL, HDL ve trigliserid düzeyleridir.

Kalp Hastalığı Riskinin Saptanmasında hs-CRP Testi

Total kolesterol ve HDL kolesterol testlerine ek olarak diğer bir kan testinden de yararlanmanız olasıdır, bu hs-CRP’dir. Çalışmalar hs-CRP testlerinin gelecekteki kardiyak problemleri öngörmede yüksek kolesterol, obezite, sigara kullanımı ve diyabetten daha da güçlü bir belirteç olacağın ı göstermektedir.

FDA ( Amerikan Gıda ve İlaç Dairesi) tarafından Kasım 1999’da onayladığı haliyle hs-CRP testi bir hastanın inme, miyokard infarktüsü, KKH riskini değerlendirmektedir. Bu testde ölçüme konu olan değer karaciğerde sentezlenen ve enflamasyona bir yanıt niteliği taşıyan CRP’nin serum konsantrasyonlarıdır. Araştırmacılar enflamasyonun kalp hastalıklarının bir göstergesi olabileceğini düşünmektedirler.

Ateroskleroz veya arter duvarında oluşmuş yağ plakları herhangi bir semptom göstermeyebilir ve KKH tanısında kullanılan bazı diğer yöntemler tarafından saptanamayabilirler. Ancak bir plak yırtıldığı takdirde kalp krizinin gelmesi saniyeler sürer. Bu nedenle hs-CRP ve lipidlerin (total ve HDL kolesterol) bir arada ölçümü KKH rikinizi saptamak açısından tek başına lipidlerin ölçümünden daha güvenilir bir göstergedir.

CRP’nin serum konsantrasyonlarını yanlış yönde etkileyebilecek çok sayıda faktör olduğu için elde edilen sonuçların doktorla danışılarak değerlendirilmesi gerekir.
Hormon replasman tedavisi gören menopoz sonrası dönemdeki kadınlar, aspirin veya HMG-CoA redüktaz inhibitörü (statin), non-steroid antienflamatuar ilaçlar,veya glukokortikoid kullanan hastalarda CRP düzeyleri değişecektir. Buna ek olarak yükselen bir CRP düzeyini gösteren bir test sonucu ateroskl****** hastalığın dışındaki bir medikal durumun göstergesi olabilir.

Farklı Kişiler İçin Farklı Yollar

Kolesterol taramasından sonra elde edeceğiniz değerler karşısında alacağınız tavır kolesterol değerlerinize, medikal öykünüze ve yaşama bakışınıza bağlı olarak değişecektir.

Çalışmalar sağlıklı olmayan kolesterol değerlerine karşı uygulanacak olan tedavinin kişinin KKH’na yakalanma riskine göre değişeceğini göstermektedir. Bir KKH öyküsü olan kişiler sağlıklı olmayan kolesterol düzeylerini normale döndürebilmek adına diyetle birleştirilmiş ilaç tedavisi gibi daha agresif yöntemler uygulamalıdırlar. Sağlıklı olmaya kolesterol düzeylerinin agresif biçimde tedavisinin yararları, her ne kadar tedaviler garanti edilmiş olsa da KKH olmayan kişilerde daha az belirgindir. Tipik olarak bu tür olgularda diyet ve egzersiz gibi hayat tarzı değişiklikleri reçete edilir.

Sağlıklı olmayan kolesterol düzeylerinin ilaçla tedavisi konusunda “Kolesterol Düşürücü İlaç Tedavileri” bölümüne bakınız.

Ulaşmak konusunda cesaretlendirildiğiniz hedef kolesterol düzeyleri tedaviye başladığınız sırada kolesterol düzeyinizin ne kadar yüksek olduğuna, KKH risk faktörlerinden hangilerine sahip olduğunuza bakılarak belirlenir.

Normal kolesterol değerlerine sahip ve KKH açısından risk taşımayan bireylerin bir sonraki kolesterol ölçümleri 5 yıl sonra tekrarlanır.


Kolesterol Düşürücü Diyetler


Diyet tedavisini içeren tedavi programları tüketmiş olduğunuz saplıksız yağların ve kolesterolün miktarını düşürmeyi hedefler.

Yüzlerce bilimsel çalışmada bir kişinin kanındaki serum kolesterol düzeyleri KKH riskinin bir göstergesi olarak kabul edilmiştir.Bu çalışmalarda doymuş yağlardan yana zengin bir beslenme rejiminde serum kolesterol düzeylerinin arttığı gözlemlenmektedir.Böylece, tükettiğiniz sağlıksız yağ miktarını azaltmak, kolesterol düzeylerinizi regüle etmek ve KKH riskinizi azaltmanın bir yolu olmaktadır. Bağlı bulunduğunuz sağlık kuruluşu veya sertifikalı bir beslenme uzmanı, sağlıklı ve besleyici nitelikte bir kolesterol düşürücü diyet planı hazırlamakta size yardımcı olabilir.

Diyet tedavisine verilen bireysel yanıtlar önemli ölçüde değişmektedir. Bu nedenle diyet tedavisine verilen yanıtlar her bir bireyde dikkatle izlenmelidir.

Diyet Tedavi Seçenekleri

Kolesterolünüzü düşürebilecek farklı diyet seçenekleri mevcuttur.

Seçeneklerden biri Akdeniz diyetidir, bu diyete göre doymuş yağlar mono-doymamış yağlarla ikame edilir. Çalışmalar bu diyetin sağlıklı olmayan kolesterol değerlerini düzenlemede en etkili diyet olduğunu göstermektedir. Doymuş yağları mono ve poli doymamış yağlarla ikame etmek kalbiniz için yararlı olan HDL kolesterol düzeylerini düşürmeden LDL düzeylerinizin düşmesine yardımcı olur. Mono doymamış yağ asidi kaynağı besinler arasında zeytinyağı, fıstık yağı ve fıstık bulunmaktadır. Son yapılan çalışmalar bademin de LDL kolesterol düzeylerini düşürebileceğini ve kalp hastalığı riskini azaltmaya yardımcı olabileceğini göstermektedir.

Bir diğer diyet önerisi günlük kalorinin % 30 ‘una düşülerek total yağ tüketiminin azaltılmasına ve diyetteki doymuş yağ oranının alınan günlük kalorinin % 10’u ile sınırlanmasına dayanmaktadır. Bu stardardize beslenme yaklaşımına göre gıdalar yoluyla kolesterol alımı diyetinin ilk evresinde 300 mg ile sınırlandırılmıştır. Yağ yoluyla alınan kaloriler ve kolesterol diyetin ikinci evresinde de sınırlanmaktadır.Bu diyet yaklaşımı kolesterolünü düşürürken kilo da vermek isteyenler için özellikle iyi bir seçenektir ancak bu diyet LDL’yi azalttığı gibi HDL’yi de azaltabilir.

Doktorunuz hangi diyet rejiminin sizin için uygun olduğuna dair karar vermenize yardımcı olabilir.

Egzersiz Yapmanın Ek Faydaları

Fiziksel aktivitenin serum kolesterol düzeylerini düşürmeyi hedefleyen diyet tedavilerinin önemli bir parçası olduğu düşünülmektedir. Egzersizin hem kilolu hem de yüksek kolesterol düzeylerine sahip bireylerde kilo verdirmenin yanında bir çok yararı da vardır. Bu yaklaşım sadece kolesterol düzeylerini azaltmakla kalmaz aynı zamanda KKH risk faktörlerini,
Kan basıncını düşürmek,
Trigliserid düzeylerini düşürmek,
HDL düzeylerini yükseltmek
Diyabet riskini azaltmek

yoluyla daha da azaltır. Nasıl bir egzersiz programının sizin için uygun olduğuna hekiminizle veya bağlı bulunduğunuz sağlık kuruluşu ile görüştükten sonra karar verebilirsiniz.

Kolesterol Düşürücü İlaç Tedavileri

Eğer bağlı bulunduğunuz sağlık kuruluşu ve doktorunuz sağlıklı olmayan kolesterol düzeylerinizi normale döndürmek adına ilaç tedavisi uygulamaya karar verdi ise böyle bir tedavinin amacı LDL düzeylerinizi düşürüp HDL düzeylerinizi artırarak koroner bir hastalığa yakalanma riskinizi azaltmaktır.

Böyle bir tedaviye başladığınız zaman yaşadığınızı düşündüğünüz yan etkileri not almalı ve doktorunuzla görüşmeli ve tedaviyi kesinlikle size önerilen koşullar çerçevesinde yürütmelisiniz.

HMG-CoA redüktaz inhibitörleri (statinler)

Kolesterolü vücutta oluştuğu yerde belli bir oranda inhibe ederek etki gösteren ilaçlardır. Bu sınıftaki ilaçlar aynı zamanda kolesterolü atılım amacıyla karaciğere toplarlar.
Bu ilaçların en sık rastlanan yan etkileri arasında karın ağrısı, bulantı/kusma, baş ağrısı ve halsizlik mevcuttur. Bu ilaç tedavisini uygulayan hastalarda aynı zamanda karaciğer fonksiyonları da izlenmelidir.

Niasin’in kolesterol oluşumunu etkileyen farklı etkileri mevcuttur. Birincil etki olarak Niasin’in vücuttaki trigliserid oluşumunu azalttığı düşünülmektedir; bu durum ilacın LDL düzeylerini azaltmasını sağlayan etkisi olabilir. Nikotinik asit aynı zamanda anlaşılamayan mekanizmalar yardımıyla HDL düzeylerini artırmaktadır.

En sık rastlanan yan etkiler arasında ciltte kızarma/yanma hissi, sıcak basmaları, kaşıntı ve baş ağrısı yer almaktadır. Uzun süreler boyunca niasin almış kişiler periyodik olarak karaciğer fonksiyon testlerini yaptırmalıdırlar.

Fibrik asit türevleri etki mekanizmaları tam olarak bilinemeyen ilaçlardır. Kolesterol ve trigliseridlerin yıkımını artırdıkları ve oluşumlarını azalttıkları düşünülmektedir.

Bu tür ilaçların en sık rastlanan yan etkileri yemek borusunda yanma ve karın ağrısıdır. Bu yan etkiler zamanla azalma eğilimindedir. Bu ilacı kullananlar da periyodik olarak karaciğer fonksiyon testleri yaptırmak zorundadırlar.

Safra asidi bağlayan reçineler safra asitleri ile bağlanan ilaçlardır, böylece ince barsakların bunları yeniden işlemesi önlenir. Safra asitlerindeki azalmaya bağlı olarak karaciğer daha fazlasını üretmek ve bunun için de kan dolaşımından daha fazla kolesterol çekmek şeklinde bir yanıt verir.

En sık rastlanan yan etki kabızlıktır.

Kolesterol Bilmecesini Çözmek

Kandaki kolesterol düzeyleri ile koroner kalp hastalıkları arasındaki ilişki konusunda açıklığa kavuşmamış bir çok soru vardır. Çok popüler olan kolesterol düşürücü ilaçlar hakkındaki bilimsel çalışmalar devam etmektedir; farklı diyet uygulamalarının kolesterol düzeyleri üzerindeki etkileri keşfedilmeye devam etmektedir, plakların arter duvarlarında depolanmasına ilişkin mekanizma keşfedilmeyi beklemektedir.


Sağlığınız Konusunda Aktif Bir Rol Alın

Eğer kolesterol düzeylerinizi bilmiyorsanız ve KKH açısından risk taşıyan bir grupta yer aldığınızı düşünüyorsanız doktorunuza veya bağlı bulunduğunuz sağlık kuruluşuna başvurun.

Kalp Hastalıkları ve Genetik İlişkisi

Damarlar kısmen elastik yapılar olup çeşitli tabakalardan oluşur. Özellikle damarların kan ile temas eden iç yüzeyine (endotel) gelen hasarlar, damar sertliği olarak da adlandırılan ‘ateroskleroz’ gelişimine yol açabilmektedir.

İnflamasyon (yangı), kolesterol (bir kan lipidi), homosistein (kanda bulunan bir aminoasit), serbest radikaller (hücrelerde enerji üretim sürecinin bir yan ürünü olan zararlı maddeler), damar elastikiyetinde azalma ve yüksek kan basıncı damar iç yüzeyine hasar verebileceği bilinen önemli unsurlardır. Zamanla gelişen damar sertliği plakları damarın bulunduğu organa daha az kan gitmesine neden olarak organın fonksiyonunda bozulmaya yol açabilir. Tamamen tıkanma ise eğer damar kalpteyse kalp krizine, beyindeyse felce yol açar. Bacak damarlarındaki toplar veya atar damarlardaki tıkanmalar da önemli sağlık sorunlarıdır.


İnflamatuvar mekanizma, lipid metabolizması, Tek Karbon metabolizması ve antioksidasyon mekanizmada görevli proteinler ve damarların elastikiyeti ile ilgili yapılara yönelik yapılacak bir gen analizi damar tıkanıklığına bağlı kalp damar ve beyin damar hastalıkları konusunda size özel önlemler alınmasında etkili sonuçlar ortaya koyacaktır.

Genel Bilgi

American Heart Association

Heart Info

National Cholesterol Education Program

National Heart, Lung, and Blood Institute

U.S. Food and Drug Administration -- Keeping Cholesterol Under Control

Bilimsel Çalışmalar

Clinical goals and performance measures for cholesterol management in secondary prevention of coronary heart disease. Lee, T. H., Cleeman, J. I., Grundy, S. M., Gillett, C., Pasternak, R. C., Seidman, J., Sennett, C., Journal of the American Medical Association 2000 Jan 5;283(1):94-98.

C-reactive protein and other markers of inflammation in the prediction of cardiovascular disease in women. Ridker, P. M., Hennekens, C. H., Buring, J. E., Rifai, N., New England Journal of Medicine 2000 Mar 23;342(12):836-843.

C-reactive protein, inflammation, and coronary risk. Morrow, D. A., Ridker, P. M., Medical Clinics of North America 2000 Jan;84(1):149-161, ix.

Diet and health: what should we eat?. Willett, W. C., Science 1994 Apr 22;264(5158):532-537.

Estimating cardiovascular risk for primary prevention: outstanding questions for primary care. Robson, J., Boomla, K., Hart, B., Feder, G., British Medical Journal 2000 Mar 11;320(7236):702-704.

An evidence-based assessment of the NCEP ***** Treatment Panel II guidelines. National Cholesterol Education Program. Ansell, B. J., Watson, K. E., Fogelman, A. M., Journal of the American Medical Association 1999 Dec 1;282(21):2051-2057.

High-monounsaturated fatty acid diets lower both plasma cholesterol and triacylglycerol concentrations. Kris-Etherton, P. M., Pearson, T. A., Wan, Y., Hargrove, R. L., Moriarty, K., Fishell, V., Etherton, T. D., American Journal of Clinical Nutrition 1999 Dec;70(6):1009-1015.

Lipoproteins, cardiovascular disease, and death. The Framingham study. Gordon, T., Kannel, W. B., Castelli, W. P., Dawber, T. R., Archives of Internal Medicine 1981 Aug;141(9):1128-1131.

Low risk-factor profile and long-term cardiovascular and noncardiovascular mortality and life expectancy: findings for 5 large cohorts of young ***** and middle-aged men and women. Stamler, J., Stamler, R., Neaton, J. D., Wentworth, D., Daviglus, M. L., Garside, D., Dyer, A. R., Liu, K., Greenland, P., Journal of the American Medical Association 1999 Dec 1;282(21):2012-2018.

Systematic review of dietary intervention trials to lower blood total cholesterol in free-living subjects. Tang, J. L., Armitage, J. M., Lancaster, T., Silagy, C. A., Fowler, G. H., Neil, H. A., British Medical Journal 1998 Apr 18;316(7139):1213-1220.

When to start cholesterol-lowering therapy in patients with coronary heart disease. A statement for healthcare professionals from the American Heart Association Task Force on Risk Reduction. Grundy, S. M., Balady, G. J., Criqui, M. H., Fletcher, G., Greenland, P., Hiratzka, L. F., Houston-Miller, N., Kris-Etherton, P., Krumholz, H. M., LaRosa, J., Ockene, I. S., Pearson, T. A., Reed, J., Smith, S. C. Jr., Washington, R., Circulation 1997 Mar 18;95(6):1683-1685
 

Benzer Konular

Yanıtlar
0
Görüntülenme
11B
Yanıtlar
0
Görüntülenme
11B
Yanıtlar
0
Görüntülenme
9B
Yanıtlar
1
Görüntülenme
6B
Yanıtlar
0
Görüntülenme
1B
Üst