Kadınlarda Hipertansiyon

cicozz Çocukluk cicozlarda saklı
Kadınlarda Hipertansiyon

Hipertansiyon (Kan basıncı yüksekliği) nedir?

Hipertansiyon atardamar sistemimiz içinde dolaşan kan basıncının belirli rakamların üzerine çıkması halidir. Bu rahatsızlığın temelde ne olduğunu anlatmak için şu benzetmeyi yapalım.Oturduğunuz apartmanın kalorifer tesisatını düşünün. Bodrum katınızda bulunan bir pompa sıcak suyu üst katlara çıkartacak kadar kuvvetli şekilde pompalamakta, sıcak su borular vasıtası ile odanızdaki peteklere dek ulaşmaktadır. Sıcak suyu dairenize taşıyan borular ve odanızdaki petekler belirli bir basınca dayanmak üzere imal edilmişlerdir. Şimdi pompanın daha kuvvetli çalıştığını, ya da üst kattaki borulardan birinde kireçlenmeye bağlı bir daralma olduğunu düşünün. Bu durumda boru tesisatındaki iç basınç artacaktır. Sizler dışarıdan eğer boru içi basıncı ölçen bir cihazınız yoksa durumun farkına varamayabilirsiniz. Sadece belki borulardan gelen su akış sesinin arttığını duyarsınız. Zaman içinde bu artmış basınç eninde sonunda tesisattaki bir patlama, borulardaki delinme ile sonuçlanacaktır. Eğer şehir voltajındaki ani bir yükselme pompanın çalışmasını çok fazla arttırırsa borular içindeki basınç birden öyle hızlı artacaktır ki tesisattaki delinme zamanla değil ama ani olarak meydana gelecektir.
Kan basıncının normal değerleri nedir?
Hipertansiyonda kan basıncı hangi rakamların üzerine çıkar?
Atardamar sistemimiz ve organlarımız tıpkı kalorifer tesisatındaki borular ve peteklerde olduğu gibi belli bir basınçla çalışmak üzere oluşmuştur. Bu normal basınçlar, kalbimizin, yani bodrumdaki pompanın, sisteme kan püskürttüğü sırada ölçtüğümüz ve büyük ya da “sistolik” diye adlandırdığımız anlarda 120-90mmHg, kalbin kendisi içine kan doldurduğu sırada ölçtüğümüz ve küçük ya da “diyastolik” olarak adlandırdığımız anda ise 80-60mmHg’dir. Büyük tansiyonun 120-135 mmHg aralığında, küçük tansiyonun ise 80-85mmHg aralığında olması kişiye hipertansiyon tanısı koydurtmamakla beraber aktif önlemlerin alınması gereken bir durumu yansıtır. Kişinin hipertansiyon gelişimine yatkınlığı var şeklinde yorumlanabilir. Büyük tansiyonun 135 mmHg, küçük tansiyonun ise 85 mmHg’nin üzerinde seyretmesi hipertansiyon anlamına gelir.
Hipertansiyon niçin meydana gelir?
Hipertansiyonu olan kişilerin yaklaşık %5’inde tek bir neden vardır. Bunların başında böbrek ile ilgili rahatsızlıklar gelir ki hipertansiyon olgularının yaklaşık yüzde 4’ünden sorumludurlar. Tiroid bezinin, böbrek üstü bezinin normal dışı çalışması, aort ismi verilen ana atardamardaki doğumsal darlıklar, bu yüzde yüzde 5’lik tekil diğer nedenlerin önde gelenleridir. Bu rahatsızlıklar saptanabilip tedavi edilir ise kan basıncı yüksekliği ortadan kalkabilir.
Hipertansiyonu olan kişilerin yüzde 95’inde ise birden çok neden vardır. Şişmanlıktan diette fazla miktarda sodyum az miktarda potasyum ve magnezyum alınmasına, genetik faktörlerden sigara ve alkol kullanımına dek çok sayıda faktöre bağlı bu tip hipertansiyon “esansiyel hipertansiyon” ismi ile anılır ve tedavi şekli yaşam şekli düzeltilmesinden sürekli ilaç kullanımına uzanan geniş bir platformunu kapsar.
Hipertansiyonu olan kişilerde hangi yakınmalar oluşur?
Kan basıncımız normalin üzerinde seyretmeye başladığında, yani hipertansiyon rahatsızlığı geliştiğinde, boru tesisatı örneğinde olduğu gibi belirgin biri yakınma duyulmayabilir. En sık dile getirilen yakınmalar özellikle ense bölgesinde yoğunlaşan, rahatsızlık verici bir baş ağrısı, kulaklarda çınlama, başta bir dolgunluk hissi, baş dönmesi, ayaklarda ödem, çarpıntı, kalp atışlarının kuvvetli olarak hissedilmesi gibi yakınmalardır. Ancak bu şikayetler genellikle gözardı edilir ve uzun sürmediklerinden önemsenmezler. Ayrıca yakınmalar kan basıncı yüksekliği ile çok da doğru orantılı değildirler. Kan basıncı yükseldiğinde başlarının ağrıdığını ifade eden hastalarımızın kan basıncını ölçüp yüksek bulduğumuzda, bir yakınmaları olmadığını dile getirmeleri durumlarıyla sıkça karşılaşıyoruz.
Hipertansiyon vücuda ne şekilde zarar verir?
Hipertansiyon zararlı etkisini genellikle yıllar içinde ortaya çıkartır. Sürekli artmış basınç damar yatağında ve uç organlarda, tüm vücudu etkileyecek şekilde içten içe kemirerek aşınma yaratır. Bu aşınma üzerinde damarlarda tıkanıklıklar oluşur ki kliniğe yansımaları koroner kalp hastalıkları, kalp krizleri, beyin damar hastalıkları, yani felçlerdir. Artmış kan basıncı kalbin iş yükünü arttırır. Kalp bu artmış yüke bir süre dayanır. Ancak zaman içinde bu yükü kaldırmak için kas miktarında artışa gider. Halter çalışan kişilerin pazularının kalınlaşması gibi kalp duvar kalınlıklarında da artış olur ki bu olumsuzlukların başlangıcıdır. Giderek önce kalbin içine kan doldurma fazı, yani gevşemesi bozulur sonra da kan püskürtmesi, kasılması aksar ki bu hipertansiyona bağlı kalp yetmezliği gelişimidir. Paralel değişiklikler tüm organlarda gözlenir. Bunların içinde uzun vadede öne çıkan böbrek yetmezliğidir. Görüldüğü üzere hipertansiyon yarattığı zararları zaman içinde ortaya çıkan, sinsi bir rahatsızlıktır. Ancak bodrumdaki pompanın kontrolsüz bir şekilde çalışmasını arttırıp basıncı ani bir şekilde dayanılmaz düzeylere yükseltip boruları aniden patlattığı gibi kan basıncında da ani, hızlı ve yüksek seviyelere yükselişler kimi zaman burun kanamaları gibi nispeten zararsız olaylara, kimi zaman ise beyin kanamalarına, aort dediğimiz büyük atardamar duvarında yırtılmalar gibi hayati tehdit eden durumlara yol açabilir.
Hastalarımızın Sıkça Sordukları Sorular:
Kan basıncım yüksek ama vücudum bu değerlere alışmış.Bana bir zararı olmuyor.
Kan basıncı yüksekliğinin zararlarının yıllar içinde gelişimi bu düşünce tarzının insanlar içinde yerleşmesine neden olmuş. Şu an bir yakınmanız olmaması hipertansiyonun size zarar vermediği anlamına gelmez. Zaman içinde olumsuzlukların ortaya çıkmaması için hiçbir şikayetiniz yoksa bile kan basıncınızın normal değerlere çekilmesi gerekli.
Hipertansiyon tedavisi ne kadar sürecek? Bir kez ilaca başlarsam bağımlı hale gelmez miyim?
Hipertansiyon rahatsızlığı nedenlerin direkt ortadan kaldırılabildiği, çok azınlıkta kalan bazı durumlar hariç(Tiroid bezinin fazla çalışması, böbrek damarlarında daralma gibi) süreklilik arzeder. Bunun açılımı tedavinin yaşam boyu süreceğidir. Bu tedavi rahatsızlığın hafif seyrettiği durumlarda, eğer organlarda hasar rastlanmadı ise de ilaçsız tedavi yöntemleri ile, aksi durumda ek olarak ilaçlarla olacaktır. Hipertansiyon ilaçları bağımlılık yapmaz. Eğer ilaçsız tedavi yöntemleri etkin olarak uygulanabilir ise bir süre ilaç gereksinimi ortadan kalkabilir. Ancak yıllar içinde damarlardaki direnç artacağından yine ilaç gerekliliği gündeme gelebilir.
Sarımsak yiyiyorum, limon suyu içiyorum. İlaç almasam?
Bazı doğal maddelerin kan basıncında kısıtlı düşmeler yarattığı bilinen bir gerçek. Ancak bunların etkin bir tedavi sağlamaktan uzak kalmalarının ötesinde hipertansiyonun yarattığı hasarı tamir etme yetileri yok. Bu yüzden eğer gerekiyorsa alınacak bir ilaç tedavisinin alternatifi değil olsa olsa tamamlayıcıları olurlar.
İlaçların cinsel aktiviteyi azaltması gibi çok yan etkisi olduğunu duydum.
Dünyadaki tüm ilaçların yan etkisi olabilir. Bunlar yıllar süren deney aşamalarından sonra, yan etki profilleri, yan etki oluşturma olasılıkları yeterince düşükse piyasaya verilirler. Piyasaya verildikten sonra da denetimleri devam eder. Nitekim bazı ilaçlar piyasada kullanıldıktan bir süre sonra gerektiği için kullanımdan çekilmiştir. İlaçların yan etki oluşturabilme potansiyeli taşımaları uygun şartlarda ilaç kullanımına engel teşkil etmez. Unutmayın, çok kayısı yerseniz ishal olabilirsiniz. Bu kayısının zararlı bir meyve olduğu anlamına gelmez. Doktorunuz size en uygun olan, yan etki profili en düşük ilacı önerecektir. Eğer herhangi bir yan etki meydana gelirse ilaç seçenekleri son yıllarda çok arttığından rahatlıkla başka bir seçeneğe yönelinebilir. Son olarak belirtelim, ilaçlardan kaynaklanan yan etkilerin hemen tamamı ilacın kesilmesini takiben kısa süre içinde düzelir.
Doktorum ilacımı ömür boyu kullanacağımı söyledi.
Hastalarımıza sürekli tedavi fikrini alıştırabilmek için zaman zaman bu vurgular yapılıyor. Burada esas olan hipertansiyon tedavisinin sürekli olduğudur. Kişinin vücudu zaman içinde değiştiğinden alınan ilaçların ismi ve dozu da zamanla değişecektir. Şu an uygun olan ilaç ve dozu bundan bir süre sonra yetersiz veya tam tersi fazla gelebilir. Kaldı ki tıpta sağlanan gelişmeler de reçetelere yansımalıdır ve tedavide değişiklikler olmalıdır. Bu yüzden ömür boyu tedavi olunacağı esastır. Reçetelerde zaman içinde değişiklik gerekeceği ise bir başka gerçektir.
Dedemin kan basıncı yüksek ama dedem yaşlı. O yüzden bu kan basıncı onun için normal.
Kişinin yaşı ideal kan basıncı değerlerinin değişmesi için yeterli bir neden değil. Ancak yaşla beraber özellikle beyin damar sisteminde gelişebilecek daralma ve tıkanmalar daha yüksek” tazyik” ihtiyacı doğurabilir. Bu durum bireye özgü olduğundan yaşlılarda kan basıncı yüksekliği normaldir düşüncesine gerekçe olamaz.
Başım ağrıyordu, tansiyonum 160 çıktı. Benim hipertansiyonum mu var?
Kan basıncı yükseliği yani hipertansiyon tanısı seri ölçümler gerektirir. Özellikle ızdırap, heyecan, korku gibi durumlarda her sağlıklı kişide kan basıncının yükselmesi doğaldır. Bu münferit yükselmeler kişiyi hipertansiyon hastası konumuna sokmaz. Yapılması gereken sık ölçümlerle yüksekliğin genel eğilim olduğunun ortaya konması ve varsa uç organ hasarının gösterilmesidir.
Hipertansiyon hastası nasıl beslenmeli?
Hipertansiyon hastalarında tuz kısıtlaması yaklaşık üçte birinde kan basıncı yükseliği konusunda dramatik yanıta yol açar. Bu yüzden dietde tuz kısıtlaması önem taşır. Bunun aksine potasyum ve magnezyumdan zengin beslenilmesinin faydaları olabilir ayrıca kişinin kilo fazlalığı varsa ideal kilosuna erişip o kiloda kalacak şekilde diyet yapması, eşlik eden kan yağlarında ya da şekerde yükseklik mevcutsa o zaman ilgili rahatsızlıklara yönelik diyet uygulaması gerekir.
Sigara ve alkolün hipertansiyonla ilgisi var mı?
Sigara ve hipertansiyon direkt olarak kan basıncını yükseltir. Bu yüzden bu alışkanlıkların sonlandırılması tedavinin bir parçasıdır. Bunun ötesinde sigara ve alkol kullanımının özellikle kalp ve damar sistemine olan olumsuz etkileri hipertansiyon varlığında artacaktır.
Benim tansiyonum asabi. Sinirlenince yükseliyor.
Stres sırasında kan basıncı yüksekliği kısmen doğaldır. Kızgınlık, üzüntü gibi durumlarda kan basıncındaki şiddetli artışlar zaten hipertansiyonu değişik derecelerde var olan hastalarda sıklıkla oluşur. ”Asabi hipertansiyon” tıbbi bir tanımlama değildir. Hipertansiyon tedavisinde stresden uzak durulması, stres faktörlerinin bertaraf edilmesi ilaçsız tedavinin önemli bir parçasıdır.
Benim hipertansiyonum var onun için çabuk sinirleniyorum.
Hipertansiyon sinirliliğe yol açmaz. Ancak “A” tipi kişilik olarak tanımlanan, çabuk reaksiyon veren, heyecanlı, duygusal kişilerde hipertansiyon gelişimi sıktır. Yani hipertansiyon ile asabilik arasındaki ilişki neden değil sonuç şeklindedir. Kişiler asabi oldukları için kan basıncı yükselir, hipertansiyon hastası oldukları için asabi olmazlar.
Tansiyonum genelde iyi ama ne zaman doktora gelsem yükseliyor.
“Beyaz önlük” hiperatnsiyonu denen olgu hipertansiyonla ile ilgili bilinenlerin en eskisinden. Bu yüzden kişinin günlük hayatta aldığı kan basıncı ölçümleri hastane ve muayenehane ortamlarında alınan ölçümlerden daha değerlidir.
Hipertansiyon, tüm nüfusun yaklaşık dörtte birini etkileyen ve etkileyecek olan, tedavi edilmediği zaman ölümcül olarak seyredebilen bir rahatsızlıktır.
Hipertansiyon tanısında, niçin oluştuğunu saptamada ve tedavisinde tıp çok önemli başarılar sağlamıştır. Bu yüzden kan basıncınızı aralıklarla ölçün. Normal değerlerin üstündeki rakamlarla karşılaşıyorsanız doktorunuza başvurmakta tereddüt etmeyin. Hipertansiyondan değil ama geç kalmaktan korkun
 

Benzer Konular

Yanıtlar
0
Görüntülenme
2B
Yanıtlar
0
Görüntülenme
3B
Yanıtlar
0
Görüntülenme
2B
Yanıtlar
0
Görüntülenme
6B
Yanıtlar
2
Görüntülenme
13B
Üst