LAL
Moderatör
Hepimizin yüreğini dağlayan, içimizi daraltan Özgecan Aslan cinayetinin ardından bu soru tekrardan gündeme geldi. Hunharca, gaddarca, hayvanca işlenen bu cinayet hepimizi derinden yaraladı hem de geleceğimiz için bizleri endişeye sevk etti. Hani bir laf vardır: "Şuyuu vukuundan beter" diye aynen onun gibi anılması bile insanı dehşete düşüren olaylar vukuu buluyor.
Herkes Özgecan'ı kardeşi, evladı, ablası olarak gördü ve ailelerinden biri vefat etmişcesine bu alçaklığa karşı haykırdı. Elbette arada ayrık otu gibi çıkan kendini bilmez insanlar çıktı, yaramıza tuz basarcasına siretlerinde sakladıkları pislikleri suretlerine yansıttılar.
Bu sorun nasıl çözülür? Daha kaç Münevver Karabulut'u, Ayşe Paşalı'yı ve Özgecan'ı bu canilere kurban vereceğiz. Yasalar mı yetersiz? Hukuk mu işlemiyor? Toplum olarak zihin ve ahlak erozyonunun dibini mi gördük?
Bu aşamada elbette akademisyenlere, fikir adamlarına ve devlet görevlilerine büyük iş düşüyor. Özgecan'ın babası Mehmet Aslan aslında bütün metanetiyle mantıklı şeyler söyledi. Çare idam değil dedi, her ne kadar katılmasam da başka canların yanmaması için, başka meleklerin kanatlarının koparılmaması için düşüncelerini dile getirdi. Bu konuda siz neler düşünüyorsunuz? İdam mı bunun çaresi? Hadım mı? Yoksa derine inip ahlaki ve zihni yapıyı inşa etmek mi?
Biz öyle bir ülkeyiz ki olaylar gerçekleşip toplumda infial uyandırdıktan sonra bu konuları irdelemeye ve tepkimizi duruma göre ortaya koyar hale geldik. Asansör faciası oluyor, asansör sorunları dile getiriyoruz. Maden faciası oluyor, iş güvenliği o zaman aklımıza geliyor. Belki de yaşanmayınca, duyulmayınca dile gelmeyen bir sorun bu bilemiyorum ama içimizi acıtan mevzular bunlar.
Kadına yönelik şiddeti nasıl önleyebiliriz? Sizin bu konudaki fikirlerinizi almak istiyorum.
Hepimiz biliyoruz ki idam kaldırılırken uluslararası anlaşmalara imza atıldı ve geri gelmesi pek mümkün gözükmüyor ama en azından çocuklara ve kadınlara yapılan cinsel şiddet sonucu ölümler için idam getirilebilir. Ne kadar caydırıcı bir hareket olur orasını bilemeyiz. Ama elbette sorun derinlemesine irdelenmeli ve anne babalar özellikle ve özellikle erkek çocuklarını yetiştirirken üzerine titizlenmeli. Bilemiyorum Mehmet Aslan ağabeyin dediği gibi, hepimiz ne desek boş. Aciziz, düşüncelerimizi gerçekleştirecek kuvvet ve kudret bizde yok. Umarım başka evlere bu acının düşmemesi adına devlet harekete geçer.
Herkes Özgecan'ı kardeşi, evladı, ablası olarak gördü ve ailelerinden biri vefat etmişcesine bu alçaklığa karşı haykırdı. Elbette arada ayrık otu gibi çıkan kendini bilmez insanlar çıktı, yaramıza tuz basarcasına siretlerinde sakladıkları pislikleri suretlerine yansıttılar.
Bu sorun nasıl çözülür? Daha kaç Münevver Karabulut'u, Ayşe Paşalı'yı ve Özgecan'ı bu canilere kurban vereceğiz. Yasalar mı yetersiz? Hukuk mu işlemiyor? Toplum olarak zihin ve ahlak erozyonunun dibini mi gördük?
Bu aşamada elbette akademisyenlere, fikir adamlarına ve devlet görevlilerine büyük iş düşüyor. Özgecan'ın babası Mehmet Aslan aslında bütün metanetiyle mantıklı şeyler söyledi. Çare idam değil dedi, her ne kadar katılmasam da başka canların yanmaması için, başka meleklerin kanatlarının koparılmaması için düşüncelerini dile getirdi. Bu konuda siz neler düşünüyorsunuz? İdam mı bunun çaresi? Hadım mı? Yoksa derine inip ahlaki ve zihni yapıyı inşa etmek mi?
Biz öyle bir ülkeyiz ki olaylar gerçekleşip toplumda infial uyandırdıktan sonra bu konuları irdelemeye ve tepkimizi duruma göre ortaya koyar hale geldik. Asansör faciası oluyor, asansör sorunları dile getiriyoruz. Maden faciası oluyor, iş güvenliği o zaman aklımıza geliyor. Belki de yaşanmayınca, duyulmayınca dile gelmeyen bir sorun bu bilemiyorum ama içimizi acıtan mevzular bunlar.
Kadına yönelik şiddeti nasıl önleyebiliriz? Sizin bu konudaki fikirlerinizi almak istiyorum.
Hepimiz biliyoruz ki idam kaldırılırken uluslararası anlaşmalara imza atıldı ve geri gelmesi pek mümkün gözükmüyor ama en azından çocuklara ve kadınlara yapılan cinsel şiddet sonucu ölümler için idam getirilebilir. Ne kadar caydırıcı bir hareket olur orasını bilemeyiz. Ama elbette sorun derinlemesine irdelenmeli ve anne babalar özellikle ve özellikle erkek çocuklarını yetiştirirken üzerine titizlenmeli. Bilemiyorum Mehmet Aslan ağabeyin dediği gibi, hepimiz ne desek boş. Aciziz, düşüncelerimizi gerçekleştirecek kuvvet ve kudret bizde yok. Umarım başka evlere bu acının düşmemesi adına devlet harekete geçer.
