İstanbul'un Fethi Konuşma Metni

Ömer
Yönetici
İstanbul'un Fethi Konuşma Metni - İstanbul'un Fethi Hakkında Örnek Metin
Bugün istanbul'un, döneminin adlandırmasıyla doğu roma'nın türk oluşunun 5'inci yıl dönümüdür bu münasebetle gündem dışı söz almış bulunuyorum, hepinizi en kalbi duygularla ve saygıyla selamlarım

Değerli milletvekilleri, istanbul'un fethi herhangi bir tarihî hadise değildir bu belde sıradan bir macera sonucu bir tesadüf eseri değil, yüzyıllar içinde oluşup, kökleşen bir ülkünün ve bu ülküye bağlı olarak gerçekleştirilmek istenen cihan devleti projesinin sonucudur bu projenin bir kolu oğuz han'a kadar uzanır ama asıl kol ve heyecan islam peygamberi Hz Muhammed'in bir münasebetle "istanbul elbette fetholunacaktır onu fetheden hükümdar ne ulu hükümdardır, onu fetheden asker ne kutlu askerdir" şeklindeki sözlerinden gelir bu işaret edici, müjdeleyici sözlerin arkasından bir dönem arap orduları daha sonra da müslüman türk orduları istanbul'un fethini daima gönüllerinde beslettiler, büyüttüler bu uğurda uzun seferlere çıktılar nihayet bu müjde sultan ıı mehmet'e imzasında "el-muzaffer daima" ibaresi haklı olarak yer alan bu kutlu hakan'a nasip oldu el-muzaffer daima, yani daima zafer ideali osmanlı devletinin zevaline kadar sürdü çöken devletin enkazı arasından doğan türkiye cumhuriyeti'nin ülküsünü, devletin kurucusu gazi mustafa kemal atatürk'ün muasır medeniyet seviyesinin üstüne çıkmak olarak belirlediği ideal, gazi hünkâr'la gazi paşa'nın aynı ülkü etrafında birleştiğini göstermektedir

Fatih'in istanbul'u fethetmekle söğüt'te kurulan devlet bir cihan devleti olma yolunda gelişmesini tamamlamış oldu türk hakan'ı artık taşıdığı unvana roma hakan'ı sıfatını da ekledi sona erdirilen bizans değil doğu roma'dır tarihe kayıt olarak düşmek gerekir "bizans" tabiri 16'ncı yüzyılda almanların uydurduğu bir terimdir fatih'in fethettiği roma'dır, doğu roma'dır, bizans değildir tarihçilerin bu noktada çalışmaları gerekir bizans hiç olmamıştır, ı roma pagan'dı, ıı roma hristiyan, ııı roma ise müslüman türk'tü ve ebediyete kadar istanbul adıyla müslüman türk olarak kalacaktır

Türkler, istanbul'u fethettikleri zaman zengin bir ülkenin toprağının üzerine kurulmadılar, zenginlikler edinmediler kendi dünya görüşlerini, kendi hayat anlayışlarını, kendi dünyayı değerlendirişlerini yeniden şekillendirecek âdeta bakir bir alana türk-islam idealini belirten şehir ve hayat anlayışını yerleştirdiler onun için, yüz sene içinde istanbul'un sulieti değişti bütün ufku ile türklüğün ana ifadesini alır oldu ama asıl önemlisi bir balıkçı köyü olmaktan kurtarıp dünya medeniyetine güzelliğin, estetiğin, sivil hayatın en güzel örneğini sunduğu boğaziçi medeniyetidir "bizans dönemi" dediğimiz roma döneminde birkaç köyden, balıkçı köyünden ibaret olan boğaziçi bir medeniyet merkezi hâline geldi ama istanbul'un sadece bir payitaht olması türklük tarihindeki yeri bakımından onu ifadede kâfi gelmez istanbul'un macerasını günümüze kadar gelen bir devir içinde incelemek gerekir bugün de istanbul 2010 avrupa başkenti olma hazırlıkları içinde yer almaktadır

Burada hepimizin dikkat etmesi gereken, ilk yıkımlarını 17-18'inci yüzyılın ortasında gören, sonra 1877-1878, 1912-1918, 1920 ve iç göç olarak da 1950, 1960, 1970 ve 1980'den sonra göçlerin altında ezilme noktasına gelen istanbul'un yeniden şekillendirilmesinde 2010 avrupa medeniyetinde türk-istanbul çizgisinin titizlikle takip edilmesi, istanbul'a yakıştırılmak istenen evrensel bir dünya görüşünün değil, türklüğün evrensel dünyaya kattığı değerlerin ön plana çıkarılarak 2010 avrupa medeniyeti başkenti oluşunun kutlanması ve şekillendirilmesidir

Bu duygularla, istanbul'un ebediyen türk yurdu olarak kalacağı inancı, düşüncesi, idealiyle "ki bütün türklüğün idealidir" sözlerime son veriyor, hepinize saygılar sunuyorum efendim
 

Benzer Konular

Yanıtlar
0
Görüntülenme
26B
Yanıtlar
0
Görüntülenme
5B
Yanıtlar
0
Görüntülenme
5B
Yanıtlar
0
Görüntülenme
4B
Yanıtlar
0
Görüntülenme
2B
Üst