İsmet İnönü'nün Hayatı

Ilean07 RoCkRaLiChE
İsmet İnönü, 1884-1973 yılları arasında yaşamış Türkiye Cumhuriyeti'nin ilk başbakanı ve ikinci cumhurbaşkanlığını yapan siyaset adamıdır.

1884 yılında İzmir'de dünyaya geldi. İlk ve orta öğrenim tahsilini Sivas'ta tamamladıktan sonra Mühendishane İdadisini (Askerî Lise) bitirdi. 1903 yılında Kara Harp Okulu'ndan, 1906 yılında Harp Akademisi' nden mezun olarak, ordunun çeşitli kademelerinde görev yaptı. 1910-1913 yılları arasında Yemen İsyanı'nın bastırılması harekâtına katıldı. Bu ve bundan önceki görevlerinde hudut problemleri ve asilerle yapılan anlaşmalarda başarılı hizmetleri ve meslekî özellikleriyle dikkati çekti.

Birinci Dünya Savaşı sırasında Kafkas Cephesi'nde Kolordu Komutanı olarak Atatürk'ün emrinde çalıştı ve öğrencilik yıllarından beri devam eden dostlukları ile devletin geleceği hakkında ortak fikirleri gelişti. Suriye Cephesi'nde savaştı; Millî Mücadele sırasında Atatürk'ün en yakın silâh arkadaşı olarak çalıştı. Edirne milletvekilliği ve bakanlık yaptı. Albay İsmet Bey, mebusluk ve bakanlık da uhdesinde kalarak Garp Cephesi Komutanlığı'na getirildi. 25 Ekim 1920'den sonra Batı Cephesi Komutanı olarak Çerkez Ethem isyanını bastırdı. Birinci ve İkinci İnönü Savaşlarını yönetti. Tuğgeneral rütbesine yükseldi.

Sakarya Meydan Savaşı ve Büyük Taarruz'dan sonra kazanılan zafer üzerine Mudanya Mütarekesi'nde Büyük Millet Meclisi'ni temsil etti. Lozan Barış Konferansı'na Dışişleri Bakanı ve Türk heyeti başkanı olarak katıldı. 24 Temmuz 1923'te Lozan Andlaşması'nı imzaladı. Cumhuriyetin ilânından sonra 1923-1924 yıllarında ilk hükûmette Başbakan olarak görev aldı, 1924-1937 yılları arasında bu görevini sürdürdü.

İnönü, Atatürk İnkılâplarının gerçekleşmesinde ve Türkiye Cumhuriyeti'nin sağlam temeller üzerine oturtulmasında Atatürk'ün en yakın mesai arkadaşıydı. Atatürk'ün ölümünden sonra, 1938 yılında, TBMM tarafından Türkiye'nin ikinci Cumhurbaşkanı olarak seçildi. İkinci Dünya Savaşı sırasında Türkiye'yi savaş felâketinin dışında tutmayı başardı. Savaştan sonra çok partili siyasî rejime geçilmesine büyük destek oldu. 1950 yılında, yapılan seçimleri kaybettikten sonra, 1960 yılına kadar Ana Muhalefet Partisi Başkanı olarak siyasî yaşamını sürdürdü. 27 Mayıs harekâtından sonra Kurucu Meclis üyeliğine seçildi ve 10 Kasım 1961 tarihinde Başbakanlığa atandı. 1965 yılında bu görevden ayrıldıktan sonra milletvekili olarak siyasî yaşamına devam etti.

1972'de Parti Genel Başkanlığı ve milletvekilliğinden istifa ederek; ölünceye kadar (25 Aralık 1973) Anayasa gereğince Cumhuriyet Senatosu tabiî üyeliği görevinde bulundu.
 
İsmet İnönü

1884 yılında izmir'de dogdu. ilk ve orta ögrenimini Sivas' ta tamamladıktan sonra Mühendishane idadisini (Askerî Lise) bitirdi.

1903 yılında Kara Harp Okulu'ndan, 1906 yılında Harp Akademisi'nden mezun olarak, ordunun çeşitli kademelerinde görev yaptı.

1910-1913 yılları arasında Yemen isyanı'nın bastırılması harekâtına katıldı.
Bu ve bundan önceki görevlerinde hudut problemleri ve asilerle yapılan anlasmalarda görev aldı. Birinci Dünya Savaşı sırasında Kafkas Cephesi'nde Kolordu Komutanı oldu.Suriye Cephesi'nde savaştı; Millî Mücadele sırasında Mustafa Kemal Atatürk'le birlikte çalıştı. Edirne milletvekilligi ve bakanlık yaptı. Albay ismet Bey, mebusluk ve bakanlık da uhdesinde kalarak Garp Cephesi Komutanlıgı'na getirildi. 25 Ekim 1920'den sonra Batı Cephesi Komutanı olarak Çerkez Ethem kuvvetleriyle çatıştı..Birinci ve ikinci inönü Savaşlarını yönetti. Tuggeneral rütbesine yükseldi.

Sakarya Meydan Savaşı ve Büyük Taarruz'dan sonra kazanılan zafer üzerine Mudanya Mütarekesi'nde Büyük Millet Meclisi'ni temsil etti. Lozan
Barış Konferansı'na Dışişleri Bakan ve Türk heyeti başkanı olarak katıldı.

24 Temmuz 1923'te Lozan Andlaşması'nı imzaladı.

Cumhuriyetin ilânından sonra 1923-1924 yıllarında ilk hükûmette Başbakan olarak görev aldı, 1924-1937 yılları arasında bu görevini sürdürdü. Mustafa Kemal Atatürk'ün ölümünden sonra, 1938 yılında, TBMM tarafından Türkiye'nin ikinci Cumhurbaşkanı olarak seçildi.ikinci Dünya Savaşı
sırasında cumhurbaşkanıydı. 1950 yılında, yapılan seçimleri kaybettikten sonra, 1960 yılına kadar Ana Muhalefet Partisi Başkanı olarak siyasî hayatını sürdürdü. 27 Mayıs harekâtından sonra Kurucu Meclis üyeligine seçildi ve 10 Kasım 1961 tarihinde Başbakanlıga atandı.

1965 yılında bu görevden ayrıldıktan sonra milletvekili olarak siyasî hayatına devam etti, 1972'de Parti Genel Ba?kanlıgı ve milletvekilliginden istifa ederek; ölünceye kadar (25 Aralık 1973) Anayasa geregince Cumhuriyet Senatosu tabiî üyeligi görevinde bulundu.

ESERLERİ

Hatıralar
Cilt: 1
İsmet İnönü
Bilgi Yayınevi / İsmet İnönü Dizisi

"İsmet İnönü" hatıralarını yazmayı hiç düşünmedi. Eğer 1950'li yıllarda Metin Toker hapsedilip Akis dergisinin başından uzaklaştırılmasaydı ve 1960'lı yıllarda Ulus gazetesi güç duruma düşmeseydi, "İsmet İnönü - Hatıralar" adı altında bugün bütününü yayımladığımız bu eser de hazırlanamayacaktı. Birinci kitabın birinci bölümünü "İsmet İnönü", kızı Özden Toker'e dikte ederek
yazdırdı ve bu bölüm, 1959'da Akis dergisinde tefrika edildi. Birinci kitabın ikinci bölümüyle, çıkacak olan ikinci kitabın tamamı için
"İsmet İnönü", değerli yazar ve tarihçi Sabahattin Selek'in yardımlarından yararlandı. Milli Mücadele Yıllarını, Lozan Konferansını ve Cumhuriyet dönemini kapsayan o kısımları Sabahattin Selek, "İsmet İnönü"nün sesinden teybe aldı. Bunların bir parçası, hiç değiştirilmeden 1968'de Ulus gazetesinde yayımlandı.


Hatıralar
Cilt: 2
İsmet İnönü
Bilgi Yayınevi / İsmet İnönü Dizisi
... Nihayet, Cumhuriyetin kuruluşunda, 1937'ye kadar başbakan olarak hizmet gören "büyük devlet adamı" ile karşılaşıyoruz. "İnönü" burada Atatürk ile geçici ayrılışının nedenlerini çok samimi bir dille açıklamaktadır. Öğreniyoruz ki, anlaşmazlığın temelleri biraz daha eskidedir. "İsmet İnönü", cumhurbaşkanı seçilmesinden hemen sonra kendi el yazısıyla tuttuğu notlarda da olayın ilginç ayrıntılarını anlatmaktadır ve bu notlar, ikinci cildin bitimindeki ekler arasında yer almaktadır.

Bütün bu cilt boyunca da "büyük edip", o kendine has, dikkat çekici üslubunu sürdürmektedir. Denilir ki siyasi karşıtları onun demeçlerini birkaç defa okuyarak inceliğini sezerlerdi. Bu, "İnönü"nün üslubunun güç anlaşılır olmasından değil, kıvrak cümlelerle ve kaba konuşmaktan daima kaçınarak fikirlerini, sizin de bir çaba göstermenizi bekleyerek söylemesinin bir sonucudur.


HAKKINDA YAZILANLAR

Yarı Silahlı, Yarı Külahlı Bir Ara Rejim 1960-1961
Metin Toker
Bilgi Yayınevi

Kitaplar yaşayan varlıklardır. Hele kitap dizileri büsbütün öyledirer. Bir planlama yaparsınız. Ele alacağınız zamanı parsellersiniz. "5 kitap olacak" dersiniz, "6 kitap olacak" dersiniz. Bir bakarsınız, biçtiğiniz süreçlerin içinden bir tanesi olağanüstü bir ilginin odak merkezini oluşturmuş. Onun üzerine, mecburen -meşhur bir şarkıda söylendiği gibi "mecburiyet"ten- o dönemi bir ayrı ilgiyle ele almak durumunda kalırsınız. Özellikle televizyonda yayınlanan bir dizi 1960-1961 dönemini o hale getirdi. 1960-1961 arası mutlaka bir "inanılır ve belgesel nitelik taşıyan başvuru kitabı" olmak görevini üstlenmeliydi. Bundan dolayıdır ki ilk planlamadaki 5. kitap, "Darbeden Demokrasiye (1960-1965)" ikiye bölündü ve ortaya bu, Milli Birlik Komitesi iktidarını kapsayan "Yarı Silahlı, Yarı Külahlı Bir Ara Rejim (1960-1961)"e yer açtı. Dizinin yazarının "külahlı bir fotoğraf"ının bu sayfada yer alması da kitabın adının getirdiği ilhamın sonucudur. Böylece dizinin kitap sayısı altıdan yediye çıkmış bulunuyor. 6. kitap "İnönü'nün Son Başbakanlığı (1961-1965)" başlığını taşıyacaktır. Dizi "İsmet Paşanın Son Yılları (1965-1973)" başlıklı 7. kitapla son bulacaktır.


Tek Partiden Çok Partiye 1944-1950
Metin Toker
Bilgi Yayınevi

1944-1950 arası Türk politika tarihinde bir dönemeç noktasıdır. Tek partiden, çok partili hayata geçilirken, bu döneme damgasını vuran kimi politikacıların, önemli olayların çoğu, bugün iyi bilinmez, çünkü gizli kalmıştır. Metin Toker, İnönü ve Bayar başta olmak üzere Nihat Erim, Tevfik Rüştü Aras, Hikmet Bayur, Refik Koraltan, Samet Ağaoğlu, Sıtkı Yırcalı ve Basri Aktaş gibi o dönemin ünlü politikacılarıyla o yıllarda uzun görüşmeler yapmış, elde bulunan belgeleri, bilgileri değerlendirerek bu yapıtı hazırlamıştır. Tek Partiden Çok Partiye, Demokrasimizin İsmet Paşalı Yılları'nı aydınlatacak dizinin ilk kitabıdır.

Demokrasimizin İsmet Paşalı Yılları 1944-1973
Cilt: 2
DP'nin Altın Yılları 1950-1954
Metin Toker
Bilgi Yayınevi / Metin Toker'in Kitaplar Dizisi

"Demokrasimizin İsmet Paşalı Yılları 1944-1973" dizisinin 2.kitabı "DP'nin Altın Yılları 1950-54", özellikle gençlere, politikacılara ve meraklılara bir başvuru kitabıdır.


Demokrasimizin İsmet Paşalı Yılları 1944-1973
Cilt: 3
DP Yokuş Aşağı 1954-1957
Metin Toker
Bilgi Yayınevi / Metin Toker'in Kitapları Dizisi

Metin Toker milli tarihimizden önemli bir devri anlatıyor. Metin Toker bu devrin olayları içinde, onların yakınında yaşamıştır. Bu devir Demokrasi Devriminin hikayesidir. Cumhuriyet tarihimizde tam bir dönüm noktasıdır. -İsmet İnönü-
(Önsöz)
Menders'i en çok düşündüren Akis istihbaratının kudreti oldu. Konyak kadehindeki soğutulmuş rakısından bir yudum daha alan Menderes "Çalıştığım ekipten emin değilim" dedi. Menderes'e göre, ekipte ağzını tutamayanlar vardı.. Akis bilmemesi, bilememesi icap eden meseleleri biliyordu. Menderes, "Bu haberleri Akis'e ya ben, ya siz veriyorsunuz" cümlesini sarfetmekten dahi
çekinmedi.

Demokrasimizin İsmet Paşalı Yılları 1944-1973
Cilt: 6
İnönü'nün Son Başbakanlığı 1961-1965
Metin Toker
Bilgi Yayınevi / Metin Toker'in Kitapları Dizisi

... Bir gurup asker ülkenin meşru iktidarını devirmek ve onu ele geçirmek için sokağa döküldü mü, mutlaka başka bir asker gurubu da onun karşısında tavır alır. Bunların hepsi doğrudur. Ama karşıt gurubla birlikte sergüzeştçi gurubun üzerine yürüyebilmek için iktidarın başındaki adamın "Ancak benim Meclis kapısındaki cesedimi çiğneyerek amaçlarına varabilirler" diye kendisini ortaya atması lazımdır. O tarihteki Başbakan "İsmet Paşa" değil de Ahmet Bey veya Mehmet Bey olsaydı, ama Ahmet Bey veya Mehmet Bey öyle davranacak yüreğe sahip bulunsaydı sonuç değişir miydi? Metin Toker'in buna yanıtını, işte bu kitapta bulacaksınız.


Demokrasimizin İsmet Paşalı Yılları 1944-1973
Cilt: 7
İsmet Paşa'nın Son Yılları 1965-1973
Metin Toker
Bilgi Yayınevi / Metin Toker'in Kitapları Dizisi

Abdi İpekçinin İsmet İnönü ile yaptığı ve 12 Eylül 1970 günü yayımlanan mülakat.
Abdi İpekçi: Bu sıralar ne okuyorsunuz Paşam?
İsmet İnönü: Şimdi Metin Toker'in kitaplarını okuyorum. Güya bildiğim, tanıdıım insanın kitaplarını okuyorum. Ama tamamiyle birbirleriyle tamamen münasebeti olmayan adamların serbest fikirleriyle okuyorum kitapları. Çok enterasandır. Çok emekle yazılmış kitaplardır. Hem tek partiden çok partiye geçiş, hem benimle 10 yıl, İsmet Paşa ile 10 yıl diye kitap var. Cilt cilt. Bitirmeye çalışıyorum.


İsmet İnönü / Televizyona Anlattıklarım
İsmet İnönü Nazmi Kal
Bilgi Yayınevi / İsmet İnönü Dizisi

"İsmet İnönü'nün Cumhuriyet'in 50. Yılı Konuşmasından": ... Ellinci seneyi o şartlar içinde idrak ediyoruz ki. Artık her fikir gerek
yazı ile gerek özle çok partili siyasi haytta söylenebilecek devreye geldik. Burada muhtelif cereyanlar zaman zaman söylenir mi, söylenme daha ileri teşebbüslere varır mı, bu yüzden memleketin huzuru ve idaresi temelinden sarsılır mı? Bu endişeleri, idare edenler kafalarında bir ihtimal olarak bulundurmaları lazımdır.


İsmet İnönü Yeni Bir Yorum Denemesi
(İsmet İnönü, The Making of a Turkish Statesman)
Metin Heper
Tarih Vakfı Yurt Yayınları / Türkiye Araştırmaları Dizisi

Türkiye siyasetine giriş olarak da okunabilecek bu özgün siyasi biyografi, Türkiye'nin İkinci Adam'ı hakkındaki bazı yerleşik görüşleri yeniden gözden geçiriyor. İnönü, Cumhuriyetin kuruluşunda, Batılılaşma sürecinin devam ettirilmesinde, demokrasiye geçişte ve demokrasinin yerleştirilmesinde kritik bir rol oynamıştır. Kitapta İnönü'nün Atatürk'ün tamamlayıcısı olduğu ve Türkiye Cumhuriyeti'nin üzerinde durduğu laiklik gibi temellerin sadık muhafızlığını sürdürürken, zamanla liberal görüşleri de benimsediği savunuluyor. Prof. Dr. Metin Heper'e göre, eğer yurttaşları İnönü'yü daha fazla dikkate alsalardı, daha liberal bir demokrasi anlayışına sahip olacaklar, belki de siyasette daha basiretli davranacaklardı.


Mevhibe 2. Kitap/
Çankaya'nın Hanımefendisi
Gülsün Bilgehan
Bilgi Yayınevi

... "Mevhibe"nin birinci cildini tamamladığımda, Osmanlı İmparatorluğu'nda doğan kendi halinde küçük bir kızın nasıl bir gün Türkiye Cumhuriyeti'nin birinci kadını haline geldiğini yazmıştım ve serüvenin burada bittiğini düşünüyordum. Yanılmışım... Bayan İnönü'nün hayatının diğer yarısının da sürükleyici bir roman kadar hareketli olduğunu ancak yeni kitap için çalışırken öğrendim. O döneme ait eserleri karıştırırken, gazeteleri okurken, yüzlerce mektubu tek tek gözden geçirirken, 11 Kasım 1938'den 7 Şubat 1992'ye kadar anneannemin yaşadıklarını gün gün izledim. Acılarını, heyecanlarını, sevinçlerini hissettim, çoğu zaman kendimi onun yerinde buldum. Bir defa daha bu hikayeyi tamamlamak için bana ne kadar çok belge bıraktığına hayret ettim. Tavan arasındaki sandıklardan ansızın çıkan, geçen asırdan kalma, eski Türkçe mektuplar, dosyaların içine saklanmış, Avrupa modaevlerinden Bayan İnönü'nün zevkine sunulmuş elbise modelleri, imzalı fotoğraflar, albümler, İsmet Paşa'nın yetişmekte olan evlatlarına yazdığı, eğitim alanında ders niteliği taşıyan öğütler ve rastladığım her yerde eski dostlarından bana aktarılan anılarla, Özden Toker'in yaşantısının en hızlı devrelerini yansıttığı günlükler... "Mevhibe"nin devamı yine tarih içinde bir gezinti oldu. Kahramanım artık sadece "Hanımefendi" diye anılıyordu. Bu defa Çankaya Köşkü'nde İkinci Dünya Savaşı'nın sıkıntılarını, Pembe Köşk'te demokrasiye geçişin sancılarını çekti. Bir anne olarak çocuklarını siyaset hayatının etkilerinden kurtarmaya çabalarken diğer taraftan Cumhuriyetin birinci kadını olarak kocasının yanı başında her toplumsal etkinlikte yerini aldı. Başına gelenler Türkiye'de çok partili demokrasiyi yerine oturtma gayreti içindeki diğer politikacı ailelerinin yaşadıklarından örneklerdi. O bu sınavı şerefi ile verebilmiti. Tek dileği gelecek kuşakların aynı acıları çekmemeleriydi...

Çağdaş Devlet Adamı
İsmet İnönü
Ali Rıza Cihan, Abdullah Tekin
Tekin Yayınevi

Yaşamının akışı içinde laiklik ilkesinin önemine büyük özen gösteren ve bu ilkenin doğrultusuna koşut bir uygarlık sergileyen İnönü, ülke için de sorunun bu olduğu kararıyla ekonomik, kültürel, sosyal ve eğitsel bağımlılıkları bu çizgi içinde ele alarak aydınlığa ulaştırmıştır. Türk toplumunun özgürleşme, demokratikleşme ve çağdaşlaşma sürecine etki ve katkıda bulunan insanlar elbette iyi tanınmalı, bilinmeli ve unutulmadan da anımsanmalıdır.
u çalışma, bu tür bir amaçla bir görevi yerine getirmeye yöneliktir.

İkinci Adam
Cilt: 2
1938-1950
Şevket Süreyya Aydemir
Remzi Kitabevi / Tarih Anı İnceleme Dizisi

İkinci Adam'da, Tek Adam isimli üç ciltlik eserimizde konu olarak alınan Atatürk hadisesini, günümüze kadar izleriz. Şu yönleri ile ki, bu hadise, Atatürk'ü doğuran şartlar içinde Atatürk'ün zuhuru ile başlamıştır. Bu hadise, 1920-1938 devresinde, Atatürk'ün, bayrağını taşıdığı bütün olaylarda, Mustafa Kemal ve İnönü'nün Kader Birliği içinde gelişmiştir. 10 Kasım 1938'de Atatürk fani hayattan çekilince de, Atatürk'ü devam ettirmek ve onu ikmal etmek görevi, İsmet İnönü'nün omuzlarına, bütün ağırlığı ile oturmuştur...
Atatürk devam ettirilmiş ve ikmal edilmiş midir? İşte bu problemdir ki, İkinci Adam'ın bu cildinde, bütün olaylarda istifhamını çizen bir konu olarak yaşar.

İsmet Paşa ve Devlet
Haluk Besen
İnkilap Kitabevi / Tarih – İnceleme – Biyografi Dizisi

İsmet İnönü'nün Kastamonu Gezileri
1938-1949-1958
Mustafa Eski
Çağdaş Yayınları

İsmet İnönü, cumhurbaşkanı seçildikten kısa bir süre sonra, 6 Aralık 1938 tarihinde ilk yurt gezisini Kastamonu'ya yapmıştır. İnönü; 1958'de CHP Genel Başkanı olarak iki kez daha Kastamonu'yu ziyaret etmiştir. Özellikle ilk iki gezisinde birkaç gün burada kalarak ilçelere gitmiş ve halkın dertlerini dinlemiştir. Kastamonu, Milli Mücadele yıllarında çok önemli görevler
üstlenmiştir. İnebolu'ya gelen binlerce ton silah ve cephaneyi, bu bölgenin insanları çok büyük özveri ile taşımışlardır. Yüzlerce Kastamonu evladı, Garp Cephesinde İnönü ile beraber ülkemizin kaderini paylaşmıştır. İlk seyahatin Kastamonu'ya yapılmasındaki sebebi, savaş yıllarında aramak gerekir.

İsmet İnönü
Necdet Uğur
Yapı Kredi Yayınları / Cumhuriyet ve Türkiye Dizisi

I. Dünya Savaşı'nda komutanlık yapmış, Osmanlı İmparatorluğu'nun yıkılışına tanık olmuş, bu yıkıntılar arasından Atatürk'le birlikte, onun en yakın arkadaşı ve yardımcısı olarak, çağdaş bir Türkiye'nin kuruluşunu gerçekleştirmiş ulusal bir kahramanın; Türkiye'yi II. Dünya Savaşı yangın ve yıkıntısından kurtarmış uzak görüşlü bir devlet adamının; çok partili siyasal yaşamı başlatmış, seçimlerde kaybedince iktidarı uygarca devredebilmiş çağdaş bir muhalefet liderinin; Türkiye'nin ikinci cumhurbaşkanı İsmet İnönü'nün, yaşamı ve dünya görüşü üzerine birinci elden bir tanıklık.
 

Benzer Konular

Yanıtlar
1
Görüntülenme
4B
Misafir
M
Yanıtlar
0
Görüntülenme
65B
Yanıtlar
0
Görüntülenme
4B
Yanıtlar
0
Görüntülenme
8B
Üst