İslamiyet Öncesi Arap Yarımadası

Ömer
Yönetici
İSLAMİYET ÖNCESİ ARAP YARIMADASI'NIN DURUMU

A)Siyasi Durum:
Arabistan Asyanın güneybatısında Basra Körfezi ve Kızıldeniz arasında yer alan , kuzeyine Irak ve Ürdü-nünün bulunduğu çok büyük bir yarımadadır.Arabistnın üç yanı dağlarla çevrili iç bölgeleri çöllerle çevrilidir.Hemen hemen Hindistan kadar büyük bür yüzölçüme sahip olmasına rağmen büyük bir bölümü çöl olduğu için nüfusu çok azdır.Yarımadada akarsu yoktur;kuyular bile az ve birbirinden uzaktır.İslami-yetten önce yarımadada çeşitli devletler kurulmuştur.Kuzeyde Nabatlılar , Tedmürler ve Gassaniler. Güneyde Main ,Sebe ve Himyeri devletleri

Nabatlılar:Yarımadanın kuzeybatısına yerleşmişlerdi.Hadramut'un baharat yolununun son bölümünü ele geçirerek zengin oldular.Yaklaşık 500 yıl süren devlet 106 da Roma Krallığının Arabistan eyaleti oldu.

Tedmürler(Palmiralar):Kuruluşundan başlayarak Roma'nın müttefiki olan Tedmürler roma kurumlarını benimsediler.Romalılar tarafında ele geçirilen Petra 'nın yıkılmasından ve ipek yolunun kara kısmının ka-panmasından yararlanarak hint mallarını taşıma tekelini ellerine aldılar.Zenginliklerini İS II.yydan sonra yapılan anıtların çokluğu açıklar.634de Araplar tarafından yıkılmışlardır.

Gassaniler:Adını etrafında yaşadıkları Gassan Gölünden alırlar.Fenike Filistin ve Havran bölgelerini ele geçiren Gassaniler sınırlarını korumak koşouluyla Bizans imparatorluğuna özerk kabile kimliğiyle bağlandılar.7.yyda Suriye toprakları islam devletinin yöntimi altına girmesiyle hanedan sona erdi.

Mainler:Adını Yemendeki Main şehrinden alır.Krallık İÖ IV.yydan İS Iyya kadar zengin bir krallık olarak varlığını sürdürdü.

Sebeler:Yemen'in doğusunda kurulmuş krallık,başkenti Marib'ti.Kokulu bitkilerin ticaretiyle para kazanı-yorlardı.Sebeler önce bir kabileydi sonra çevresine başka kabilleler toplandı.Asurlular Sebe muharriblerinin kabilesini kabul ettiler.Romalıların deniz yoluyla Arabistan'a gelmesine kadar zenginlik içinde yaşadılar Kabileler arasındaki çekişmeler Seba'nın Himyerilerin boyunduruğu altına girmesine yol açtı.

Himyeriler:Bugünkü Suudi Arabistan'da hüküm sürmüş olan Himyeriler Kızıldenizden Hİnt Okyanusuna değin çok geniş bir bölgede yaşamışlardır.Roma imparatorlarının Aden'e kiliseler yapması hristiyanlığı onlara tanıtmıştır.İranlıların yönetimi altına girmişlerdir.Hz Muhammed zamanında islamı kabul etmişlerdir
Arabistan'da tam bir siyasi birlik yoktu.Göçebe ve birbirine rakip kabileler ve kant devletleri halinde yaşı-yorlardı.Her kabilenin başında şeyh emir ve muharribler vardı.Başkanların kendi kabileleri üzerinde sonsuz yetkileri vardır.Devletler mutlakiyet esasına dayanıyordu.Mekke'de ise özel bir durm vardı.Dar'un nedve denilen danışma kurulu şehir yönetimiyle ilgili konularda toplanır ve kara alırlardı.Mekke'nin en etkili kabilesi Kureyşti.

B)Din ve İnanış:
İslamiyet öncesinde arapların çoğu putlara taparlardı.Her kabilenin ayrı inançları ve fetişleri vardı.Ayrı ayrı putları vardı.Kabe araplarca kutsal sayılır ve her kabilenin putları bulunurdu.En büyük putlar Hübel Lat Menat ve Uzza idi.Araplar yılda bir kez Kabeyi ziyarete giderlerdi.Onlar için kurbanlar keserlerdi.Kabe etrafında bulundukları aylara haram aylar derlerdi.Bu süre içnde kavga etmezlerdi.
Arabistan'da hristiyanlık az da olsa yayılmayı başarmıştır.Musevilik de Arabistan da kendine yer bulmuş-tur.Hatta bu yüzden kavgalar çıkmıştır.Yahudi dinini benimsemiş bir Himyeri prensinin Yemendeki hristiyanlara eziyet etmesini bahane eden hristiyan Abinsiya kralları bu duruma müdahele ederek ülkeyi işgal ettiler.Ayrıca Araplar arasında Hz İbrahim'in dinin yaşatan ,kainatın yaratıcısı olan Allah'a inananlar da vardı.Bunlara hanif denirdi.

C)Sosyal ve İktisadi Hayat:
Sami ırkından olan Araplar göçebe yaşarlardı.Bunlara bedevi denirdi.IV yyda kent ve ticaret hayatı gerile-yip göçebe ve çobanlık hayatı yeniden yayılamya başladı.Arabistan yarımadasında tek geçim yolu haline geldi.Hicaz ve Yemen bölgelerinde yaşayanların bir kısmı şehirlere yerleşmişlerdir.Onlara medeni denirdi-Arabistanın en önemli bölgesi Hicazdır.Mekke ve Medine şehirleri buradadır.Hicaz görece olarak çevreden kopuk son derece kurak bir bölgeydi.Kuzey Arabistanda ticaret Persler ile Bizanslılar arasındaki bitmek tükenmek bilmeyen savaşlar sonucunda gerileyince özellikle bir kervansaray konaklama yeri olan Mekke'nin önemi arttı.Dinsel yaşam melek Cebrail'in getirdiğine inanılan ve Kureyşlilerce korunan Hacerülesved'in saklandığı Kabe çevresinde toplanmaya başladı.Kabe daha o dönemde hareketli bir hac merkezi haline geldi.

D)Dil ve Edebiyat:
Arap edebiyatının kökeninde şiir vardır. Şiirdeyse çoğu zaman göçebe yaşayışı aşiretlerin sürü ve çadırlarıyla otlak ve sulak yerlerde dolaşmaları ,yıldızlı parlak geceler sevgiliye ilişkin duygular, inanışlarve yiğitliği anlatılır.Bu şiirlere deveci türküsü anlamına gelen hida denir.Göçer çöl insanının söylediği bu şiirler kentlerde söylenmeye başlandığında belli değişikliklere uğrayarak kesin ölçüler kazanmıştır.
İslam öncesi Arap şiirinden günümüze gelen en önemli örnek Yedi Askı'dır.Bu şiirler Ukaz Panayırı'nda düzenlenen bir şiiir yarışmasında beğenilerek mısır ketenine yazılmış ve Kabe'ye asılmıştı.
Bu dönemde muamma(bilmece)hayvan masalları,efsane ve halk öyküleri gibi düzyazı türlari de gelişmiştir. Samar adı verilenve kent kent dolaşılarak anlatılan söylence ve öyküler daha sonra yazıya geçirilmiştir.
İslamiyet öncesi bu döneme Cahiliye dönemi de denir.
 

Benzer Konular

Yanıtlar
0
Görüntülenme
24B
Yanıtlar
0
Görüntülenme
15B
Yanıtlar
0
Görüntülenme
3B
Yanıtlar
0
Görüntülenme
4B
Üst