İmlâ Kuralları ve Uygulaması

SaMeT46 Harbi Aktif Üye
İmlâ, kelimelerin ve dil birliklerinin yazımı demektir. Türk imlâsında sese (söyleyişe) bağlı bir imlâ düzeni benimsenmiş olmakla birlikte imlâ konusundaki tartışmalar henüz bitmiş değildir. 1929’da Dil Encümeni tarafından hazırlanan İmlâ Lûgati’nden Türk Dil Kurumu tarafından 2000 yılında yayınlanan İmlâ Kılavuzu’na kadar yazımda epeyce değişiklikler yapılmıştır. Bu macerayı İmlâ Kılavuzu’nun sunuş kısmından okuyabilirsiniz.

Burada, tartışmaya girmeden, eğitimde birlik olmalı ilkesinden yola çıkarak, Türk Dil Kurumu tarafından hazırlanan ve son baskısı 2000 yılında yapılan İmlâ Kılavuzu’nun kurallar bölümü; ana hatlarıyla, öğretimde kolaylık sağlayacağı düşüncesiyle, başlıklar halinde özetlenmiş ve kurallara uygun birkaç örnek ilâve edilmiştir:

Seslerle İlgili Kurallar
1. Bugünkü Türkiye Türkçesinde kökeni Türkçe olan kelimelerin sonunda tonlu b, c, d, g ünsüzleri bulunmaz: ağaç, ak, büyük, ip, ot, saç, yurt. Ancak, anlam farkını belirtmek üzere ad, od, sac gibi birkaç kelimenin yazılışında buna uyulmaz: ad (isim), at (binek hayvanı);od (ateş), ot (bitki); sac(yassı demir), saç (kıl).

Dilimizdeki alıntılar da hac, şad, yad gibi birkaç örnek dışında, kelime sonunda tonsuzlaşma kuralına uymuştur: kitap (<kitab), muhtaç (<muhtac), cilt (<cild), ahenk (<aheng).

Bu gibi alıntılar ünlü ile başlayan bir ek aldıklarında tonsuz (sert) ünsüzler tonlulaşır (yumuşar):sebep>sebebi, kitap>kitaba, cilt>cildi, renk>rengi.

2. Düz, geniş ünlüyle (a ,e) biten fiiller şimdiki zaman çekimi dışında daralmaz.

Bekle-yor > bekliyor, anlama-yor > anlamıyor, sakla-yor > saklıyor.
Anla-y-an (doğru) anlıyan (yanlış), gözleyecek (doğru) gözlüyecek (yanlış)


3. Uzun ünlüler, belli durumlar dışında yazıda gösterilmez: adalet (ada:let), işaret (işa:ret), kaide (ka:ide).

4. Düzeltme (^) işareti aşağıdaki durumlarda kullanılır:

a) Nispet î’sini göstermede kullanılır. Böylece iyelik eki ve belirtme hâli ekiyle aitlik eki birbirine karıştırılmamış olur: Asker-î (askere ait, askerle ilgili) Türk asker-i (iyelik eki). Komutan, asker-i çağırıyor. (Belirtme hâli eki) Millî (millete ait, milletle ilgili) - milli (mili olan), dinî (dinle ilgili), resmî, insanî, ciddî, mizahî, idarî, iktisadî, meslekî, fizikî.

b) Arapça ve Farsçadan dilimize giren birtakım kelime ve eklerde g, k, l ünsüzlerinin ince okunduğunu göstermek için, bu ünsüzlerden sonra gelen a ve u sesleri üzerine düzeltme işareti konur: dergâh, yadigâr, ordugâh, karargâh, imkân, dükkân, kâğıt, sükût, evlât, billûr, üslûp, ahlâk, ilân.

Batı kökenli kelimelerde de l ünsüzünün ince okunduğunu göstermek için kullanılır: plâk, plâj, plân, reklâm.

c) Yazılışları bir, anlamları ve okunuşları ayrı olan kelimeleri ayırmada kullanılır:

adem (yokluk) âdem (insan)
adet (sayı) âdet (alışkanlık, gelenek)
alem (bayrak). âlem (dünya, evren)
ama (fakat) âmâ (kör)
aşık (ayak bileğindeki kemik) âşık (seven,tutkun)
dahi (bile) dâhi ( deha sahibi,yaratıcı gücü olan)
hakim (hikmet sahibi) hâkim (yargıç)
hal (pazar yeri,çözme) hâl (durum)
hala (babanın kız kardeşi) hâlâ (henüz)
kar (bir yağış şekli) kâr (kazanç)
mani (ruh hastalığı) mâni (şiir türü; engel)
nar (bir meyve) nâr (ateş)
şahıs (kişi) şâhıs (sırık)
şura (şu yer) şûra (danışma kurulu)
yad (yabancı) yâd (anma)
yar (uçurum) yâr (sevgili)

5. Alıntı kelimelerde s ünsüzünden sonra gelen b sesi ünsüz benzeşmesine uğrayarak p’ye dönüşür ve p ile yazılır: ispat, kispet ,müspet, nispet,tespih, tespit.
6. Dilimize Farsçadan geçen –dar ekindeki d sesi sert ünsüzlerden sonra ünsüz benzeşmesine uğrayarak t olur: minnettar, silâhtar, taraftar.

Arapçadan geçen Hayrettin, Seyfettin, Necmettin gibi özel adlarda da d sesi t’ye dönmüştür. Eklerle İlgili Kurallar

1. Soru eki her zaman ayrı yazılır: Öğreniyor musunuz? Ölür müsün, öldürür müsün? Kalem mi? İnsanlık öldü mü?

2. -ki aitlik eki ünlü uyumlarına uymaz ve daima bitişik yazılır: Yarınki, akşamki, yoldaki, yazıdaki, Turgut’unki.

Birkaç örnekte ünlü uyumlarına uyar: bugünkü, dünkü, öbürkü.

3. -ma /-me fiilden isim yapma eki ile biten kelimeler -a, -e, -ı, -i ekleriyle genişletildiğinde araya y koruyucu ünsüzü girer: kazanma-y-a, okuma-y-a, sevme-y-i.

-mak / -mek ile bitenlere ise -a, -e, -ı, -i eklerinden biri gelirse -k ünsüzü yumuşar: yazmak-a > yazmağa, okumak-a > okumağa. Ancak günümüzde y’li yazılışa doğru güçlü bir eğilim vardır.

4. -ken (<iken) eki büyük ünlü uyumuna uymaz. Getirildiği kelimenin ünlüleri kalın da olsa, ekin ünlüsü ince kalır: okurken, yazarken, durgunken, başlarken.

5. İ- ek-fiili ayrı yazıldığında ünlü uyumlarına uymaz: okuyor idik, çalışacak imişiz, yorgun ise.

Ancak, imek fiili bugün daha çok ekleşmiş olarak kullanılmakta ve ünlü uyumlarına uymaktadır: bakıyordu, süslenecekmiş, neyse, güzelmiş, alırsa.

6. Ki bağlacı her zaman ayrı yazılır: demek ki , bilmem ki,
Geçmiş zaman olur ki hayali cihan değer.
Olmaz ki!
Böyle de yatılmaz ki! (Orhan Veli)


7. Da, de bağlacı ayrı yazılır. Bu bağlacın ayrı yazılacağı çoğu kişi tarafından biliniyor ancak bulunma hâli ekiyle karıştırılıyor. Bunları şöyle ayırt edebiliriz:

· Bağlaç olan da, de’nin -ta / -te şekli yoktur.
· Bir isim, hâl eklerinden sadece birini alabilir. Kelimede hâl eklerinden biri varsa bunu takip eden da, de bağlaçtır ve ayrı yazılmalıdır: Bu soruyu da bildi. Size de selâmı var.
· Hâl eki çıkarılacak olursa belirgin bir şekilde, cümlede kopukluk olur.

Ya sözüyle kullanılan da mutlaka ayrı yazılır (ya da). Araba ya da otomobil, ne bulursan tut.

Kelimelerle İlgili Kurallar

Dilimizde yeni bir kavramı karşılamak için yararlandığımız yollardan biri, kelime birleştirmesidir. Kelime birleştirmesi yoluyla kurulan sözlere birleşik kelime adı verilir. Bu terim için bileşik kelime denilmesi yanlıştır.
İmlâmızla ilgili tereddütlerin çoğu, kelimelerin ayrı mı, bitişik mi yazılacağı bahsinden kaynaklanmaktadır. Ayrı ve bitişik yazılan kelimeler için uzunca bir açıklama yapmak yerine pratik bir kaç kural vererek ana hatlarıyla bu bölümü özetleyeceğiz:

· Birleşme sırasında anlam kaymasına uğrayan birleşik kelimeler, bitişik yazılır: hanımeli, kaynanadili, dokuztaş (oyun), deveboynu (boru).

· Birleşme sırasında ses olayı görülen birleşik kelimeler bitişik yazılır: kayın ata > kaynata, sütlü aş > sütlaç, ne için > niçin, emir etmek > emretmek, sabır etmek > sabretmek, kayıp olmak > kaybolmak.

Reddetmek, hissetmek, reddolunmak, affetmek, zannetmek, hiss > his, his-etmek >hissetmek.

1. Bitişik yazılan birleşik kelimeler
Birleşik kelimelerden bitişik yazılanlara bitişik kelime diyoruz. Birleşik kelimelerden hangilerinin bitişik yazılacağı aşağıda özetlenmiştir:

a) Kurallı birleşik fiiller bitişik yazılır:alıverdi, düşeyazdı, bakakaldılar, anlayabilirseniz, , yazabilirsiniz.

b) Kelimelerden biri veya ikisi, birleşme sırasında benzetme yoluyla anlam değişmesine uğrarsa bu tür birleşik kelimeler bitişik yazılır:

Aslanağzı, keçisakalı, keçiboynuzu, karagöz (balık), balıkgözü (halka), sıçandişi (dikiş), kadınbudu (köfte), dilberdudağı(tatlı), acemborusu (bitki), kuşyemi (bitki), beştaş (oyun), camgüzeli (bitki), yalıçapkını (kuş), Samanyolu (yıldız kümesi), Demirkazık (yıldız), ayşekadın (fasulye), hafızali (üzüm), karafatma (böcek).

c) –an /-en, -r / -ar / -er, ve –maz / -mez ekleriyle kurulmuş sıfat-fiil gruplarından kalıplaşmış birleşik kelimeler gelenekleşmiş olarak bitişik yazılır: ağaçkakan, çöpçatan, oyunbozan, saçkıran, gökdelen, akımtoplar, betonkarar, çoksatar, sanatsever, tekerçalar (cd), uçaksavar, kuşkonmaz, varyemez, töretanımaz, değerbilmez.

d) -dı (-di / -du / -dü, -tı / -ti / -tu / -tü ) ekiyle kurulan kalıplaşmış birleşik kelimeler bitişik yazılır: albastı, ciğerdeldi, gecekondu, günindi, kolbastı, imambayıldı, mirasyedi, zıpçıktı, toprakbastı, şıpsevdi.

e) Her iki ögesi de –dı (-di / -du / -dü, -tı / -ti / -tu/ -tü) veya –r / -ar / -er eklerini almış ve kalıplaşmış birleşik kelimeler bitişik yazılır:dedikodu, kaptıkaçtı, oldubitti, biçerdöver, uyurgezer, okuryazar, yanardöner, yüzergezer.

f) Hayvan, bitki, organ ve çeşitli nesne adlarıyla kurulan ve içinde renklerden birinin adı veya renk sözü geçmeyen renk adları bitişik yazılır: baklaçiçeği, balköpüğü, camgöbeği, devetüyü, fildişi, vişneçürüğü.

g) Renk adlarıyla kurulan ve bitki, hayvan veya hastalık türlerinden birini gösteren birleşik kelimeler bitişik yazılır: akağaç, akkavak, akmantar, karadut, karaçalı, alabalık, karakuş, bozayı, beyazsinek, sarıçiçek.

ğ) Somut olarak yer bildirmeyen üst ve üzeri sözlerinin sona getirilmesiyle kurulan birleşik kelimeler bitişik yazılır: akşamüstü, ayaküstü, bayramüstü, ikindiüzeri, olağanüstü, sırtüstü, suçüstü, yüzüstü.

Somut olarak yer bildirmeyen alt sözüyle kurulan birleşik kelimeler de bitişik yazılır: ayakaltı, bilinçaltı, gözaltı, şuuraltı.

h) İki veya daha çok kelimenin birleşmesinden oluşmuş kişi adları, soyadları, lâkaplar ve Türkçe yer adları bitişik yazılır:Alper, Birol, Gülseren; Atatürk, Adıvar, Tanpınar;Tepedelenli Ali Paşa; Çanakkale, Pınarbaşı, Beşiktaş, Yenişehir, Batıkent, Çengelköy, İncesu, Acıgöl.

ı) Şahıs adları ve unvanlarından oluşmuş mahalle, meydan, köy vb. yer ve kuruluş adlarındaki unvan grubu ; unvan kelimesi sonda ise, gelenekleşmiş olarak bitişik yazılır: Abidinpaşa, Bayrampaşa, Necatibey (Caddesi), Gaziosmanpaşa (Üniversitesi).

i) Ara yönleri belirten kelimeler bitişik yazılır: güneybatı, güneydoğu, kuzeydoğu,kuzeybatı

j)Senet, çek vb. ticarî belgelerde geçen sayılar bitişik yazılır: yediyüzyirmibeşmilyonaltmışsekizbinsekizyüzon lira.

k) Her iki ögesi de aslî anlamını koruduğu halde yaygın bir şekilde gelenekleşmiş olarak bitişik yazılan kelimeler de vardır:

· Baş sözüyle oluşturulan sıfat tamlamaları: başkomutan, başyazar, başfiyat, , başrol, başköşe, başparmak, başkent, başçavuş, başeser.

· Başı kelimesiyle oluşturulan belirtisiz isim tamlamaları: aşçıbaşı, binbaşı, onbaşı, çarkçıbaşı, ustabaşı, yüzbaşı..

· Oğlu, oğulları, kızı sözleriyle oluşturulan belirtisiz isim tamlamaları: Caferoğlu, Topaloğlu, Osmanoğulları, çapanoğlu, dayıoğlu, eloğlu, hinoğluhin, teyzekızı.

· Ağa, bey, efendi, hanım, nine vb. sözlerle kurulan birleşik kelimeler: ağababa, ağabey, beyefendi, efendibaba, hanımanne, hanımefendi, hacıağa.

· Açıortay, ağırbaşlı, akarsu, akaryakıt, anamal, anaokulu, anapara, anayasa, atasözü, aybaşı, babaanne, basmakalıp, başörtü, birdenbire, bozkır, bugün, buzdolabı, delikanlı, erbaş, gökyüzü, ilkbahar, ilkokul, ilköğretim, ipucu, milletvekili, tıpkıbasım, topyekûn, vazgeçmek, yarıçap, yarımada, yeryüzü, yüzyıl gibi kelime ve deyimler de gelenekleşmiş ve yaygınlaşmış olarak bitişik yazılır.

· Biraz, birazı, birkaç, birkaçı, birtakım, birçok, birçoğu, hiçbir, hiçbiri, herhangi kelimeleri de bitişik yazılır.

l) Hane kelimesiyle Farsça kurala göre oluşturulan birleşik kelimeler bitişik yazılır: çayhane, dershane, eczahane, hastahane, postahane, pastahane, yemekhane. Bu sözlerde geçen hane kelimesindeki h’nin yazılmaması yanlıştır.

m) Perver, perest, zade ve name kelimeleriyle Farsça kurala göre oluşturulan birleşik kelimeler bitişik yazılır: vatanperver, hayalperest, Resulzade, dayızade, beyanname, Oğuzname, Battalname.

n) Kanunda bitişik geçen veya bitişik olarak tescil ettirilen kuruluş adları bitişik yazılır: İçişleri, Dışişleri, Genelkurmay, Yükseköğretim.
o) Oto, tele, matik ögeleriyle kurulan alıntılar da bitişik yazılır: otobiyografi, otomobil, otogar, otopark, telekart, telekız, telefon, bankamatik.

2. Ayrı yazılan birleşik kelimeler

a) Deyimler ayrı yazılır: göze girmek, etekleri zil çalmak, ağzı kulaklarına varmak.

b) İkilemeler ayrı yazılır: bata çıka, yavaş yavaş, güle oynaya, çoluk çocuk, ev bark, konu komşu, eş dost, kitap mitap, süklüm püklüm, soy sop.

c) Yardımcı fiillerle kurulan birleşik fillerde ses olayı olmuyorsa ayrı yazılır: arz etmek, adam olmak, dans etmek, soracak olmak, not etmek, oyun etmek, sağır olmak, yok olmak, yardım etmek, yarış etmek.

d) Birleşme sırasında kelimelerden hiçbiri anlam değişikliğine uğramıyorsa bu tür birleşik kelimeler ayrı yazılır:
· Hayvan türlerinden birinin adıyla kurulanlar: ada balığı, ardıç kuşu, tarla kuşu, bal arısı, Pekin ördeği.

· Bitki türlerinden birinin adıyla kurulanlar: çörek otu, acı ot, yayla çiçeği, yumru kök, kuş üzümü, dağ armudu, Japon gülü, kuru fasulye, kuru incir, yaban gülü.

· Nesne, eşya ve alet adlarından biriyle kurulanlar: bakır taşı, dikili taş, Arap sabunu, el kitabı, alt geçit, toplu iğne, dolma kalem, yemek masası, yapma çiçek. yatak örtüsü.

· Yol ve ulaşımla ilgili birleşik kelimeler: Arnavut kaldırımı, çevre yolu, deniz yolu, kara yolu, keçi yolu.

· Durum, olgu ve olay bildiren sözlerden biriyle kurulanlar: açık oturum, ana dili, dil birliği, baş ağrısı, çıkış yolu, iş bölümü, masa başı, sofra başı, ses uyumu, yer çekimi.

· Bilim ve bilgi sözleriyle kurulanlar:anlam bilimi, gök bilimi, dil bilgisi, halk bilimi, ses bilgisi.

· Yuvar ve küre sözleriyle kurulanlar: ışık küre, yarı küre, ağır küre, hava yuvarı, göz yuvarı, ısı yuvarı.

· Yiyecek, içecek adlarından biriyle kurulanlar: balık yağı, Urfa kebabı, dil peyniri, tas kebabı, İnegöl köftesi, havuçlu kek, çiğ köfte, maden suyu, vişne suyu, işkembe çorbası, koz helvası, kesme şeker, çiğ köfte, dolma biber, kuru yemiş, süzme yoğurt.

· Gök cisimleri: Çoban yıldızı, kuyruklu yıldız, gök kuşağı, gök taşı.

· Organ veya organ yerine geçen sözlerden biriyle kurulanlar: aç göz, sulu göz, bel kemiği, takma bacak, gaga burun, kuru kafa, karga burun.

· Benzetme yoluyla insanın bir niteliğini anlatmak üzere bitki,hayvan ve nesne adlarıyla kurulan birleşik kelimeler: ağır top, çetin ceviz, eksik etek, sağmal inek, deli balta, çöpsüz üzüm, eski toprak.

· Zamanla ilgili birleşik kelimeler:bağ bozumu, gece yarısı,gün ortası, hafta başı, hafta sonu, ay sonu, yıl sonu.

e) –r / -ar / -er, -maz / -mez ve –an / -en ekleriyle kurulan sıfat tamlaması yapısındaki birleşik kelimeler ayrı yazılır:bakar kör, çalar saat, çıkar yol, döner kapı, döner kebap, güler yüz, yazar kasa, çıkmaz sokak, görünmez kaza, tükenmez kalem, uçan daire, uçan top.

f) Renk sözü veya renklerden birinin adıyla kurulmuş isim tamlaması yapısındaki renk adları ayrı yazılır:bakır rengi, kül rengi, portakal rengi, ten rengi, gece mavisi, limon sarısı, boncuk mavisi, duman rengi,Çingene pembesi.

g) Yer adlarında kullanılan Batı, Doğu, Güney, Kuzey, Kuzeybatı, Kuzeydoğu, Güneydoğu, Güneybatı, Aşağı, Orta, Yukarı, Küçük, Büyük, Eski, Yeni, İç, Yakın, Uzak gibi kelimeler ayrı yazılır: Orta Asya, Uzak Doğu, Güneydoğu Anadolu, İç Erenköy, Küçük Çamlıca, Büyük Menderes, Aşağı Ayrancı, Yeni Kızılelma.

ğ) Yer adları :Yunus Emre Mahallesi, Bahçelievler Mahallesi, Sakarya ırmağı,Van Gölü, İstanbul Boğazı, Erciyes dağı, Ağrı Dağı, İzmir Körfezi, Nene Hatun Caddesi.

h) Şahıs adlarından oluşmuş mahalle, bulvar, cadde, sokak, ilçe, köy vb. yer ve kuruluş adlarında sondaki unvanlar hariç, şahıs adları ayrı yazılır: Gazi Osmanpaşa Mahallesi, Gazi Mustafa Kemal Bulvarı, Sütçü İmam Üniversitesi, Koca Mustafapaşa.

ı) Şehirlere sonradan verilen unvanlar ayrı yazılır: Kahraman Maraş, Gazi Antep, Gazi Magosa, Şanlı Urfa.

i) Ev, ocak, yurt kelimeleriyle kurulan birleşik kelimeler ayrı yazılır: aş evi, bakım evi, radyo evi, ordu evi, öğretmen evi, yayın evi, aile ocağı, Türk Ocağı, sağlık ocağı, öğrenci yurdu, yetiştirme yurdu.

j) Ara, dış, öte, sıra sözlerinin sona getirilmesiyle oluşturulan birleşik kelime ve terimler ayrı yazılır: milletler arası, devletler arası, uluslar arası, yasa dışı, din dışı, fizik ötesi, mor ötesi, olağan dışı, aklı sıra, ardı sıra.

k) Somut olarak yer belirten üst sözüyle oluşturulan birleşik kelime ve terimler ayrı yazılır: arka üstü, böbrek üstü, sırt üstü, tepe üstü.

l) Alt, üst, ana, ön, art, arka, yan, karşı, iç, dış, orta, büyük, küçük, sağ, sol, peşin, bir, iki, tek, çok, çift sözlerinin başa getirilmesiyle oluşturulan birleşik kelime ve terimler ayrı yazılır: alt yapı, alt yazı, ana bilim dalı, ana fikir, ana vatan, ön lisans, ön söz, art niyet, yan cümle, iç kulak, dış gezi, orta öğrenim, büyük anne, büyük şehir, peşin fikir, çok hücreli.

m) Birden fazla kelimeden oluşan sayılar ayrı yazılır: bin dokuz yüz yirmi altı, yetmiş sekiz,kırk bir.

n) Kanunda bitişik yazılanlar dışında kuruluş adları ayrı yazılır: Türkiye Büyük Millet Meclisi, Devlet Malzeme Ofisi, Türk Dil Kurumu, Yüksek Seçim Kurulu, Emekli Sandığı, Atatürk Orman Çiftliği.

Türk devlet ve topluluklarındaki özel adlar ünlüler bakımından Türkiye Türkçesindeki söylenişine göre yazılır: Azerbaycan, Bakû, Semerkant, İslâm Kerimov.

Ünsüzlerin yazılışında özgünlük korunur: Saparmurad Niyazov.
Büyük Harflerin Kullanıldığı Yerler

Büyük harfler, aşağıda sıralanan yerlerde kullanılır. Burada yazılmayan yerlerde büyük harfler kullanılmaz.

1. Cümle büyük harfle başlar: Hayatta en hakikî mürşit ilimdir.

İki noktadan sonra gelen cümleler de büyük harfle başlar:

Orhon Kitabesi’nde, Türk hakanı şöyle diyor: Türk Tanrısı, Türk milleti yok olmasın diye atalarımı gönderdi ve beni gönderdi. Ben hakan olunca gündüz oturmadım, gece uyumadım.

(Z. Gökalp, Türkçülüğün Esasları)
Ancak iki noktadan sonra cümle niteliğinde olmayan örnekler sıralanırsa bu örnekler büyük harfle başlamaz:

Bazı örneklerde -sız eki kalıplaşmıştır: densiz, hırsız, ıssız, öksüz.

Konya'da yetişen sebzeleri sayalım:marul, ıspanak,pırasa...

Rakamla başlayan cümlelerde rakamdan sonra gelen kelime büyük harfle başlamaz: 1986 yılında fakülteyi bitirdim.

2. Mısralar büyük harfle başlar:

Halk içinde muteber bir nesne yok devlet gibi;
Olmaya devlet cihanda bir nefes sıhhat gibi. (Kanunî Sultan Süleyman)


Savaş dediğin söz değil,
Bayrak dediğin bez değil,
Vatan için bir kez değil,
Bin ölmüşlüğümüz vardır.
(N. Y. Gençosmanoğlu)

3. Belli bir tarih bildiren ay ve gün adları büyük harfle başlar: 29 Mayıs 1453 Salı günü, 29 Ekim 1923, 1919 senesi Mayısının 19’uncu günü, 29 Ekim 1923’te.

4. Levhalar ve açıklama yazıları büyük harfle başlar: Giriş, Vezne, Başkan.

Levhadaki yazı birkaç kelimeden oluştuğu zaman ilk kelime büyük harfle başlar: Otobüs durağı, Şehirler arası telefon, Öğrenci işleri bürosu.

Levhaların ilk kelimesi rakamla yazılmış bir sayı adı ise sonraki kelime küçük harfle başlar: 5. kat, IV. sınıf, I. blok.
Uyarı: Kat 3, Bölüm 6, Sınıf 3 şeklindeki yazılışlar yanlıştır.

5. Özel adlar büyük harfle başlar. Özel adların neler olduğu örnekleriyle birlikte aşağıda sıralanmıştır:
· Kişi adları, soyadları ve takma adlar: Mustafa Kemâl Atatürk, Yunus Emre; Demirtaş (Ziya Gökalp), Deli Ozan (Faruk Nafiz Çamlıbel).
· Kişi adlarından önce ve sonra gelen saygı sözleri, unvanlar ve meslek adları: Sayın Hasan Eren, Prof. Dr. Mehmet Kaplan, Yzb. Cengiz Topel.

Tarihî kişilerin adlarından önce gelen unvanlar ve lâkaplar da büyük harfle başlar: Fatih Sultan Mehmet, Yavuz Sultan Selim, Genç Osman, Deli Petro, Avcı Mehmet, Kanunî Sultan Süleyman.

Akrabalık bildiren kelimeler büyük harfle başlamaz:Fahriye abla, Ayşe teyze, Fatik nine, Ali enişte.
Resmî yazılarda saygı bildiren sözlerden sonra gelen ve makam, mevki, unvan bildiren kelimeler de büyük harfle başlar:

Sayın Bakan,
Sayın Vali,


· Hayvanlara verilen özel adlar: Tekir, Minnoş, Düldül, Karabaş.

· Millet,boy,oymak adları: Türk, Alman, Kırgız, Türkmen, Karakeçili.

· Dil ve lehçe adları:Türkçe, Rusça, Kazakça, Oğuzca, Yakutça.

· Devlet adları: Türkiye Cumhuriyeti, Azerbaycan Cumhuriyeti.

· Din ve mezhep adları ile bunların mensuplarını anlatan sözler: İslamiyet, Müslüman, Hristiyanlık, Katolik,Budist, Hanefî.

· Din ve mitoloji kavramlarını karşılayan özel adlar:Tanrı, Allah, Cebrail, Zeus.

· Gezegen ve yıldız adları: Merkür, Dünya, Neptün. Dünya, güneş, ay kelimeleri coğrafya ve gök bilimiyle ilgili yayınlarda terim olarak kullanıldığı zaman büyük harfle başlar.

· Yer adları: Asya, Avrupa, Taşkent, İstanbul Boğazı, Konya Ovası, Zafer Meydanı, Türk Ocağı Sokağı, Gazi Caddesi, Atatürk Bulvarı.
Yer adlarında ilk isimden sonra gelen deniz, nehir, göl, dağ, boğaz vb. tür bildiren isimler küçük harfle başlar: Marmara denizi, Tuna nehri, Erciyes dağı. Ancak ikinci isim özel isme dâhil ise ve ikisi birden kastedilen kavramı karşılıyorsa, ikinci isim de büyük harfle başlar: Van Gölü, Konya Ovası, Ağrı Dağı, Tuz Gölü, Çanakkale Boğazı.

· Saray, köşk, han, kale, köprü, anıt vb. yapı adlarının bütün kelimeleri büyük harfle başlar:Topkapı Sarayı, Horozlu Han, Çankaya Köşkü, Mostar Köprüsü, Bilge Kağan Anıtı.

· Kurum, kuruluş ve kurul adları: Selçuk Üniversitesi, Türk Dil Kurumu, Millî Kütüphane, Emek İnşaat, Çankaya Lisesi, Yeşilay Derneği, Danışma Kurulu, Türk Ocağı.

Kurum, merkez, bakanlık, üniversite, fakülte, bölüm vb. kuruluş bildiren kelimeler, belli bir kurum kastedildiği zaman büyük harfle başlar: Bu yıl Meclis, fazla mesai yapacak. Son günlerde Üniversitemizdeki canlılık iyice hissedilmeye başlandı.

· Kitap, dergi, gazete, tablo, heykel ve hukukla ilgili kanun, tüzük, yönetmelik, yönerge, genelge adlarının her kelimesi büyük harfle başlar: Nutuk, Safahat, Suç ve Ceza, Turfanda mı, Turfa mı?, Leylâ ile Mecnun; Türk Yurdu, Türkiye, Halı Dokuyan Kızlar (tablo), Düşünen Adam (heykel), Borçlar Hukuku (kanun).

Özel ada dahil olmayan gazete, dergi, tablo vb. sözler büyük harfle başlamaz: Milliyet gazetesi, Türk Dili dergisi, Türk Yurdu dergisi.

· Millî ve dinî bayramların adları: Ramazan Bayramı, Cumhuriyet Bayramı, Nevruz Bayramı. Bayram niteliği kazanmış günlerin adları da büyük harfle başlar: Anneler Günü, Öğretmenler Günü, Tıp Bayramı

· Tarihî olay, çağ ve dönem adları: Kurtuluş Savaşı, İlk Çağ, Millî Edebiyat Dönemi.

· Özel adlardan türetilen kelimeler: Türklük, Türkçülük, Türkçe, Konyalı, Türkoloji, Avrupalı, Asyalı.

Yer ve millet adlarıyla kurulan birleşik kelimelerde özel adlar: Antep fıstığı, İngiliz anahtarı, Van kedisi, Hindistan cevizi, Japon gülü, Maraş dondurması, Brüksel lâhanası.
 

Benzer Konular

Yanıtlar
1
Görüntülenme
3B
Yanıtlar
0
Görüntülenme
9B
Yanıtlar
0
Görüntülenme
4B
Yanıtlar
0
Görüntülenme
3B
Üst