Hz.Muhammed (s.a.v)Peygamberimizin Etkileyen Özlü ve Güzel Sözler

SüKuN Harbi Aktif Üye
"...Anne ve babaya iyilik edin. Onlardan biri veya her ikisi senin yaninda yaslanirsa, sakin onlara "öf" bile deme ve onlari azarlama. ikisine de tatli ve güzel söz söyle. Onlari esirgeyerek alçakgönüllülükle üzerlerine kanat ger.
-Bir de akrabaya, yoksula, yolda kalmisa hakkini ver. Bununla beraber malini saçip savurma. Eli siki olma, büsbütün eli açik da olma; aksi halde kinanir ve kaybettiklerinin hasretini çeker durursun.
-Yetimin malina, rüsdüne erinceye kadar, sadece en güzel niyetle yaklasin.
-Geçim endisesiyle çocuklarinizi öldürmeyin.
-Zinaya yaklasmayin; çünkü o açik bir kötülük ve çok kötü bir yoldur.
-Verdiginiz sözü de yerine getirin. Çünkü verilen söz sorumlulugu gerektirir.
-Ölçtügünüz zaman tamamen dogru ölçün ve dogru terazi ile tartin. Bu hem daha iyi, hem de neticesi bakimindan daha güzeldir.
-Hakkinda bilgin bulunmayan seyin ardina düsme. Çünkü kulak, göz ve gönül bunlarin herbiri yaptiklarindan sorumludur.
-Yeryüzünde böbürlenerek yürüme; çünkü sen ne yeri yarabilir ne de boyca daglara erisebilirsin..."


"iyilikle kötülük bir olmaz... Sen kötülügü en güzel bir sekilde önle. O zaman seninle arasinda düsmanlik bulunan kimse, candan bir dost gibi olur."


"Kim zerre miktari kadar bir iyilik yaparsa karsiligini görür; kim de zerre miktari kadar bir kötülük yaparsa karsiligini görür."


"Yetimi sakin ezme, el açip isteyeni de sakin azarlama."


"...Size verilse, gözünüzü yummadan alamayacaginiz kötü mali hayir (yardim, sadaka) diye vermeye kalkismayin..."


"Bir topluluga duydugunuz kin sizi sakin adaletsizlige sevketmesin. Adil olun."


"Kim sabreder ve affederse, süphesiz bu hareketi yapilmaya deger islerdendir."


"Sen af yolunu tut, iyi olani emret ve bilgisizlere aldiris etme."


"Bir topluluk baska bir toplulugu alaya almasin. Belki de alaya aldiklari kisiler kendilerinden daha iyidirler."


"Birbirinizin kusurlarini arastirmayin. Biriniz digerini arkadan çekistirmesin."


"insanlardan alirken ölçüp tarttiklarinda tam, onlara vermek için ölçüp tarttiklarinda ise noksan yapan hilekârlara yaziklar olsun!"


"Ölçüyü tastamam yapin, eksik verenlerden olmayin. Dogru terazi ile tartin. insanlarin hakki olan seyleri kismayin. Yeryüzünde bozgunculuk yaparak karisiklik çikarmayin."


"Karsilikli rizaya dayanan ticaret hali olmasi disinda mallarinizi aranizda haksiz yollar ile yemeyin."


"Mallarinizi aranizda haksiz sebeplerle yemeyin. Kendiniz bilip dururken, insanlarin mallarindan bir kismini haksiz yollarla yemeniz için o mallari hakimlere aktarmayin."


"Sevdirin, nefret ettirmeyin; kolaylastirin, zorlastirmayin."


"...Yumusak davran ! Gerçekten bu davranis kimde bulunursa onu süsler; kimde bulunmazsa onu da çirkinlestirir."


"Bir kimse yumusak davranmaktan mahrum ise iyiligin tamamindan mahrumdur."


"...Asil pehlivan kizdigi zaman kendine hakim olabilen kimsedir."


"Üç kisi bir yerde otururlarken ikisi fisildasarak konusmasinlar. Çünkü bu davranis üçüncüyü üzer."


"izinleri olmadan iki kisi arasina oturulmaz."


"Bir kimse bir söz söyleyip sonra (acaba baska duyan oldu mu dercesine) iki tarafina bakindigi zaman, bu söz (dinleyene) emanettir."


"Kisi, o müsade etmedikçe, kardesinin alis-verisi sirasinda o alis-verise girmesin ve kardesinin evlenme teklifi üzerine (ayni kisiye) evlenme teklifinde bulunmasin."


"insanlarin en kötülerinden biri de, bir kisim insanlara bir yüzle baska bir kismina ise baska yüzle görünenlerdir."


"Fakirlere yapilan yardim bir iyiliktir; akrabaya yapilan yardim ise iki iyilik sayilir: Birincisi akrabayi gözetmek iyiligi, ikincisi de ona yardim etmek iyiligi."


"Haset (çekememezlik) iyilikleri yer bitirir; tipki atesin odunu yiyip tükettigi gibi. Sadaka hatalari söndürür; tipki suyun atesi söndürmesi gibi."


"iyi arkadas güzel koku satan kisiye benzer; ondan sana birsey degmese bile onun kokusundan sana siner. Kötü arkadas ise körükçüye benzer; sana karasindan birsey bulasmasa bile dumanindan bulasir."


"insanlarla yaptigi iste onlara haksizlik etmemis, konustugunda yalan söylememis, söz verdiginde sözünden dönmemis bir kimse; sahsiyeti gelismis, adaleti görülmüs, kardesi olmak gerekmis ve arkasindan konusulmasi yasak olmus bir kimse demektir."


"iyilige sebep olan, onu yapan gibidir."


"ilim Çin`de de olsa aliniz..."


"Sizden birisi bir kötülük görünce onu eli ile degistirsin, buna gücü yetmezse dili ile degistirsin, buna da gücü yetmezse kalbi ile bu durumu kötü görsün..."


"`insanlar iyi olur, iyilik yaparlarsa biz de iyi olur iyilik yapariz; haksizlik yaparlarsa biz de haksizlik yapariz' diyen kisilerden olmayin. Aksine siz kendinizi insanlar iyi olurlarsa iyi olmaya; kötü olurlarsa haksizlik yapmamaya alistirin."


"Güçsüzün incitilmeksizin hakkini alamadigi bir toplum yücelemez."


"is ehil olmayana verilince kiyameti bekle!"


"Herhangi birinizin elinde bir fidan varken, kiyamet kopacak olsa bile onu hemen diksin."


"Gerçek zenginlik mal çoklugu degil, gönül toklugudur."


"Siz erkeklerin kadinlar üzerinde hakkiniz oldugu gibi, onlarin da sizin üzerinizde haklari vardir."


"Sizin en iyiniz, kadinlarina karsi en iyi olaninizdir."


"Tokalasin ki kin gitsin; hediyelesin ki birbirinizi sevin ve düsmanlik gitsin."


SONUÇ:
A-) Söyledigi bu sözler, gelmesine aracilik ettigi inanç sisteminin bazi yapi taslarini olusturan kisi 571 yilinda dogdu. Çevresindeki insanlarin sevgisini ve güvenini kazanarak büyüdü. Daima örnek ve saygideger bir hayat yasadi, hiçbir kötülük ve ahlâksizlik ithamina maruz kalmadi. Aksine onu taniyan insanlar ondan bahsederken ismine "Emîn (Güvenilir)" sifatini eklediler ve öyle çagirdilar. O 610`lu yillarda bu sözleri söylemeye ve insanlara ulastirmakla görevlendirildigini söyledigi inanç sistemini yaymaya basladi.
O, savundugu bu ilkeleri baska bir insandan ögrenmedi. Kendisi dogmadan babasinin, alti yasinda iken ise annesinin vefatiyla tamamen yetim kalmisti. Önce dedesi sonra amcasi tarafindan büyütüldü. Çobanlik yapti, amcasiyla ticaret kervanlarina katildi. Öncelikle okuma yazmasi yoktu. Sonra bulundugu toplumda okuma yazmayi bilenlerin sayisi 15-20 kisi kadardi. Savaslarin ve baskinlarin yogun yasandigi ve genelde göçebe bir kabile hayatinin sürüldügü bu devrede herhangi bir okul da yoktu.
O zamanlarda, onun getirdigi ilkelerin çogunun aksine güçlünün hakli oldugu bir devir yasaniyordu. Hernekadar o zamanki insanlarda da vefa, cömertlik ve cesaret gibi bazi güzel nitelikler varsa da; kabileler birbirlerine karsi tuttuklari kin ve düsmanlik içinde yasiyorlar, savasacak düsman bulamazlarsa kardesleri ile savasiyorlardi. içki, kumar, fuhus son derece yaygindi. Kiz çocuklarini diri diri topraga gömmek gibi insanlik disi uygulamalar vardi. Kadin tüm islerinde erkegin yardimcisi oldugu halde çogu haklarindan mahrum birakilmisti. Erkek sinirsiz olarak, istedigi kadar kadinla evlenebilirdi. Bazen kadin kocasi ölünce, esya ve hayvanlar gibi miras kalirdi. Hatta bazi erkekler bazi yiyecekleri kadinlarina yasaklamislardi. Yillarca süren kan davalari, köleler ve tanri diye tapilan yüzlerce put yine bu devrin en önde gelen motiflerindendi. insanlar elleriyle yaptiklari putlara , taslara ve hatta ekmege tanri diye tapar, acikinca da bunu yerlerdi.
Bu zamanda insanlar iyinin tanimini yasadiklari toplum ve hayat sartlarina göre sadece kendi vicdanlarinda ve akillarinda buluyorlar ve ona göre davraniyorlardi.
Bu arada bahsettigimiz bu bölgede uzun zaman önce gelmis ibrahim adli bir peygamberden kalan bazi güzel nitelikleri yasamaya çalisan çok az sayida insan da vardi. Onlar kizlarini öldürmüyor, putlara tapmiyor, içki, fuhus ve kumardan uzak duruyorlardi.
Ayni zaman dilimi içerisinde yasayan bazi önemli devletlerden Bizans imparatorlugu`nda da durum pek iç açici degildi. Burada da kumar, içki, fuhus ve ahlâksizlik yaygin bir halde idi. Kölelik, en kötü sartlar altinda uygulaniyor, köleleler esyadan farksiz bir muamele görüyorlardi. Hür kisiler de bir bakima köle gibi bir hayat yasiyorlardi. Kadinlarin durumu, aile iliskileri ve hak anlayisi çok vahim bir haldeydi. Yine Sasani imparatorlugu ve Misir`da da özellikle bazi hükümdarlarin zamaninda asagi yukari benzer bozukluklar görülüyordu.
Buralarda özellikle hak kavrami çok zedelenmisti. insanlar borcundan dolayi kölelestiriliyor, hür insanlar da baskici yöneticilerin emri altinda köleden farksiz bir sekilde çalistiriliyorlardi.
Kisacasi artik insanlik -gecenin en karanlik vaktinin sabaha en yakin zaman olup aydinlanmak için günesi beklemesi gibi- kendi üzerine dogacak ve uzun zamandir unuttugu hâk, adalet, insan haklari, iyilik, dogruluk, güzel ahlâk gibi kavramlari kendisine yeniden ögretecek bir ögretmeni bekliyordu...
Ve 610`lu yillarda günlerden birgün bu ögretmen aldigi ilk vahiyle insanlara bir uyarici, bir müjdeleyici, bir rahmet ve bir sahit olarak çikageldi... Evet... Bu ögretmenin adi Hazreti Muhammed Mustafa idi (Allah`in selami onun üzerine olsun)...
 

Benzer Konular

Yanıtlar
0
Görüntülenme
20B
Yanıtlar
0
Görüntülenme
29B
Yanıtlar
0
Görüntülenme
2B
Yanıtlar
0
Görüntülenme
3B
Üst