HOŞGELDİN RAMAZAN (HASRET)

şeker Üye


.
.
.
..
.
.
.
.
.
..

HOŞGELDİN RAMAZAN (HASRET)

HASRET

Ona, teravih namazına giderken rastladım. Sevinçten adeta uçar
gibiydi.Aceleyle koşuşturup dururken:
-Hayrola Ömer,dedim. Bu ne telaş böyle?
Nefes nefese:
-Babam geliyormuş, diye gülümsedi. Bayramı burada geçirecekmiş
Duyduğuma göre anne ve babası Ömer henüz bebekken ayrılmıştı Yavrucağızın
yüzünü bile hatırlayamadığı babası kısa sure sonra Almanya`ya yerleşmiş,
annesi ise çocuğuna bakmak için bir ise girmek zorunda kalmıştı. Şimdi
beş-altı yaşlarında olan Ömer, yıllar boyu suren hasretini unutmuş
görünürken:
-Babam geliyor, diye tekrarladı. Herkes onun dönmesini bekliyor.Şimdiden
hazırlığa başlamışlar.
Tüy gibi vücudunu eğilip kucakladım. Kalbi yerinden fırlayacak gibi
çarpıyordu. Bir öpücükten sonra:
-Anlayamadım, dedim. Kimler bekliyormuş bakalım onu?
-Herkes, diye cevap verdi. Sağa sola bir çok yazı asmışlar. Bir tanesi de
ilerde duruyor.
Meraka kapılmıştım. Saatime bir göz atıp:
-Daha namaza çok var, dedim. Eğer uzak değilse, bana gösterir misin?
Böyle bir teklifi beklediği için hiç nazlanmadı. Küçücük avucunu avucuma
saklayıp ilerlemeye başladık. İki sokak aşıp caddeye çıktığımızda, büyük bir
gururla parmağını uzatarak:
-Bak işte! dedi. Hem de ne kadar kocaman yazmışlar. Ömer’in gösterdiği yere
baktığımda, o ana kadar yaşamadığım, belki de yaşadığım halde unuttuğum
duygularla sarsıldım. Gözlerini ayırmadığı yazıda babasının adi gecen Ömer,
karşımızdaki muhteşem caminin minareleri arasına gerilmiş olan mahyayı
gösteriyordu.
Işıklı yazıları birlikte heceledik:
´Hoş geldin Ramazan`yazıyordu.
 
Üst