Fil Hamdi Nasıl Yakalandı - Aziz Nesin

Ömer
Yönetici
Fil Hamdi Nasıl Yakalandı Aziz Nesin, Fil hamdi özet

İstanbul Emniyet Müdürlüğünden, bütün taşra vilayetleri Emniyet Müdürlüklerine şu telgraf çekilmişti:

“Otuzbeş yaşında, uzun boylu, ikiyüz kilo ağırlığında, kumral, üç dişi eksik, üst çenede bir azı dişi dolgulu, alt sol köpek dişi altın kaplama, çizgili kahverengi elbiseli, saçları oldukça dökülmüş ablak çehreli, kahverengi gözlü, “Fil Hamdi” adında azılı sabıkalı bir dolandırıcı, üç gün üç gece içinde oturdukları nöbet kulübesini büyük bir dikkatle bekledikleri için uykusuz kalan iki polus memurumuzun, yolda giderlerken uyuklamalarını fırsat bilerek ellerinden kaçmıştır. Yaptığımız tahikat, takibat ve tetkikat sonunda Fil Hamdi’nin kaçtığı kesin olarak anlaşılmıştır. Vilayetiniz ve vilayetinizdeki kaza karakollarından birine uğradığı veya bir polis memuruna yol, adres sorduğu takdirde, kendisine lütfen merakla yonunu beklediğimizi, bizi daha fazla intizarda bırakmıyarak, münasip, boş bir zamanında İstanbul Emniyet müdürlüğüne gelerek teslim olmasını rica ettiğimizi söyleyin. Azılı sabıkalı Fil Hamdi’nin fotoğraf ilişiktir.”

***

Taşra vilayetlerinin birinin istasyonunda iki polis memuru konuşuyor:

Ramazan, kardeşim, şu salep içen herif mutlaka Fil Hamdi.

Hııı... Benziyor... Resmi çıkar bakalım.

Bir resim çıkarır, arkadaşına gösterir.

O değil be Ramazan. O senin resmin!

Hıı... Bayramda çektirmiştim. Nasıl!

İyi ama, acık gülseydin be!... Şu Fil Hamdi’nin resmini bul...

Ramazan cebinden bir sürü resim çıkarır, karıştırır:

Bu benim oğlanın resmi... Bu askerlik hatırası. Bu kimdi Mahmut?

O mu? Şey olacak... Eroin kaçakçısı Duman Ali...

Bu da otel faresi Suphi... Resimler birbirine karışmış. Bul şu Fili be Ramazan!

Mahmut’la Ramazan resimleri karıştırırlar, Fil Hamdi’nin resmini ararlar.

Çabuk ol Mahmut... Herif salebi içti, kaçacak...

Bak nasıl bakıyor etrafına?

Buldum, şu resim olacak. Tamam, ta kendisi!

Şüphelendikleri adamın yanına giderler.

Hemşerim, şöyle dursana...

Bir resime, bir de adamın yüzüne bakarlar.

Bir de yan dur bakayım.

Ah, benzemiyor bu Ramazan.

Bir kere de komiser bey görsün Mahmut. Belki o benzetir.

Hemşerim, haydi yürü... Karakola kadar gideceksin.

***

Başka bir taşra vilayetinin Pazar yerinde iki memur konuşuyor:

Ayıp oldu be şükrü kardeşim. Akşama kadar fır dolandık, şu Fil Hamdi’yi yakalıyamadık.

Şu adam olmasın?

Belki de odur. Soralım.

Adamın yanına giderler:

Bayım senin adın ne?

Mustafa...

Birbirinin kulağına:

Mustafa, diyor.

Hamdi diyecek değil ya... Adını saklıyor.

Aklı sıra bizi kandıracak.

Bayım, biraz gelir misiniz?

***

Bir taşra vilayetinin kahvesinde iki memur konuşuyor:

Dün ben üç tane Fil Hamdi yakaladım, komiser hiç birini beğenmedi.

Şu bizim komiser de ama müşkülpesent haaa...

Hişşşt! Yavaş konuş, çaktırma. Şu çay içen adama yan gözle bak!

O be... Tak kendisi!

Ama gelen evrakta şişman diye yazıyordu. Bu zayıf, iskelet gibi herif...

Zayıflamıştır birader, kaçak gezmek kolay mı?

Öyle ya... Ama bu esmer, Fil Hamdi kumralmış.

Dağda, bayırda gezmekten rengi atmıştır.

Haklısın. Yalnız birader, bunun sık siyah saçları var. Evrakta Fil Hamdi’nin saçları dökülmüş diye yazıyordu.

Eh artık o kadarcık da olur. Herif tanınmamak için belki peruk takmıştır.

Ne duruyoruz? Yakalıyalım.

Adama yaklaşırlar.

Adın ne senin?

Hamdi...

Birbirlerine manalı manalı bakıp gülerler.

Yürü bakalım karakola... Haydi!

Ne var? Ne oldu?

Fazla sorma! Karakolda öğrenirsin.

***

Bir taşra vilayetinin, bütün taşra vilayetlerinde olduğu gibi, bir iki kilometrelik asfaltı üzerinde iki polis, yoldan geçen bir adam yakalarlar.

Aç ağzını!

Ağzımda bir şey yok ki benim.

Madem bir şey yok, açarsın.

Adam ağzını açar. İkisi birden adamın dişlerine bakarlar.

Polisin biri öbürüne sorar:

Baksana şu evraka kaç dişi yoktu?

Öbürü evrakı okur:

Üç dişi eksik, üst çenede bir azı dişi dolgulu, alt sol çenede köpek dişi altın kaplama...

Polis memuru, adamın dişlerini sayar:

Bir, iki, üç... dört... Oynama be. Şaşırttın... Bir, iki, üç, dört, beş... yirmi dört... yirmi dört dişi var.

Yirmi dört mü? Kaç dişi eksik? Senin kaç dişin eksik, biliyor musun?

Sekiz...

Çektirmiştir. Delilleri ortadan kaldırmak için dişlerini çektirmiştir.

Benim dişlerim takmadır. Ağzımda hiç kendi dişim yok...

Evrakta takma olup olmadığını yazıyor muydu?

Yazmıyor, unutmuşlardır. Bu canım, bu... Tak kendisi... Köpek dişine baksana, altın kaplama... Bayın, gel bizimle beraber.

Nereye?

Karakola! Yürü!...

***

Taşra vilayetleri Emniyet müdürlüklerinden İstanbul Emniyet Müdürlüğüne günde yüzlerce telgraf geliyordu.

“Falan falan tarihli, filan filan sayılı yüksek telgrafınıza cevaptır:

Vilayetimiz dahilinde on dört tane çizgili kahverengi elbiseli, sekiz tane köpek dişi altın kaplamalı olmak üzere on dört Fil Hamdi yakalanmıştır. Bu miktarın yeter olup olmadığının, araştırmaya devam edip etmiyeceğimizin emir buyrulmasını saygı ile rica ederim.”

“Falan falan tarihli, filan filan sayılı telgrafa cevaptır:

Vilayetimiz dahilinde 180 kilo ile 220 kilo arasında iki düzine Fil Hamdi yakalanmış olup, aradaki kilo farkının, kantarların ayarsızlığından ileri geldiğini, hepsinin de gözlerinin kahverengi olduğuna göre, Fil Hamdi olduklarında en ufak bir şüpheye yer kalmadığını, yakalanan Fil Hamdi’ler sevkedilmiş olup, gözden ve peyderpey sevkedileceğini saygı ile arz ederim.”

***

İstanbul Emniyet Müdürlüğünden, taşra Emniyet Müdürlüklerine gönderilen telgraf:

“Koyacak bütün yerler dolmuş olduğundan, şimdilik eldeki Fil Hamdiler yeter görülmüştür. İkinci bir emre kadar Fil Hamdi’lerin yakalanmasına ve aranmasına ara verilmesini teşekkürlerimle rica ederim.”

Not: Firar eden Fil Hamdi yakalanmıştır.
 

Benzer Konular

Yanıtlar
0
Görüntülenme
3B
LAL
Yanıtlar
0
Görüntülenme
8B
Yanıtlar
0
Görüntülenme
11B
Yanıtlar
2
Görüntülenme
14B
Yanıtlar
0
Görüntülenme
17B
Üst