EKMEKÇİ KIZ

Kırmızı Başlıklı Kız, Kibritçi Kız, Çıkrıkçı Kız gibi hikayeler var. Bu da ‘Ekmekçi Kız’ hikayesi. Farklı bir dil,farklı biçimiyle ve günümüze uyan gerçekçiliğiyle, buyurunuz.

_Sıcak Çikolatacı Kamil, karnının iyice acıkmış olmasının hissiyle ekmek almak için,gayrı ihtiyari, önünden geçerken ki görüp hatırladığı; 7x24 saat açık,ateş kırmızısı bir renkle önünde ‘’ Odun Ekmeği’’ yazılı fırına doğru hareket etmişti.Kamil, çok işlek olan bu büyük iş merkezinin yürüyen merdivenlerinden,evrende zamanın kayması gibi bir şeyler hissetmesinin hemen beraberinde, bu iş merkezinin çıkış kapısının önünde inmişti.Ortalıkta çok ta güçlü bir güneşin olmamasına rağmen, gökyüzünden bembeyaz kanatlı melekler gibi inen,açık bulut mavisi, kristal ışıltılı kar taneciklerinin olanca ihtişamı ile Kamil’in yüzüne-gözüne vurması, onda neşeli, yumuşacık dokunuşlu, çok tatlı bir öpücük hisli duyguların uyanmasına sebep olmuştu.

_Kamil’in rahatlamasını sağlayan bütün bu olanlar, içinde yaşadığı sistemin mekanik ve paracı olan, işletmecilik disiplininden alıp, O’nu, duyguların okşandığı başka bir yaşama bakış penceresine sürüklemesinden kaynaklanmıştı.Bu mutlu psikolojisi ile Kamil, fırının kapısından içeri adımını atar.
_Ekmekçi kızın gülüşüyle; hoş geldiniz efendim,nasılsınız? Diye hissettiren neşeli sesi, Kamil’de müthiş duygular uyandırmıştır.Kamil, içini saran tüm heyecanı ile ama ustaca, yeni yaşamaya başladığı bu şehrin, en güzel kadını diye düşündüğü bu Ekmekçi kızı elde etmek için, bütün yeteneklerini, etkileyiciliklerini sergilemeye başlamıştı bile. Ekmekçi kızın fakir bir aileden geldiğini, bir çok saflıkları,yetersizlikleri kişiliğinde taşıdığını, büyüdüğü kurnaz İstanbul hayatından öğrendiği tecrübeleriyle kolayca biliyordu Kamil.
_ Ekmekçi kız, gördüğü bu 26 yaşlarındaki,çok iyi giyimli,hoş kokulu,yakışıklı, kendinden emin bakışlara sahip, yeşil gözlü genç adamı dikkatlice süzmüş,hemen ardından da, adamın parmağında yüzük olmadığını fark etmişti. Doğrusu Ekmekçi kız, adamdan bu etkilenişi ile daha bir güzel, daha bir çekici oluvermişti.Adeta heyecandan etekleri tutuşuvermişti oracıkta. Ekmeğinizi dilimlememi ister misiniz derken, sesinde pınarlar akıyordu sanki.Yürüyüşünde bir fırtına çevirivermişti sanki etrafını. Kamil’e, öyle mükemmel ve etkileyici-sarhoş edici geliyordu ki yaşanan bütün bu anlar, oracıkta öylece kala kalmış, bütün-bütüne dikkat kesilivermişti kızın her şeyine.
_Kamil, o an Ekmekçi kızın etrafında, mevsimlerin döndüğünü,baharların yürüdüğünü hissetti. Ellerinde rengarenk çiçeklerin patladığını, bir-bir etrafına mis kokulu güller saçtığını hem görüyor, hem biliyor gibiydi. Ekmekçi kızın bu güzelliği, Sıcak Çikolatacı Kamil’i sarhoş etmişti. Kamil, dünyadaki bütün kırlangıçların, Ekmekçi kızın zeytin tanesi gözlerinden uçuşup geldiğini düşünmeye başlamıştı. Kamil, O’nun kirpiklerinin her hareketiyle gözlerinden,küçük bir mavi bulut, ışık, umut kanatlandığını sanıyor gibiydi.
_Daha sonraki günlerde, Sıcak Çikolatacı Kamil’in ekmeğini, işçisi değil de hep kendisi alacaktır.
_Ekmekçi kız, evli ablası da olmak üzere üç kız kardeştirler.Tekelden emekli babasının öldüğü üç yıldan bu yana, kız kardeşi ve anneleriyle birlikte, kenar mahalledeki müstakil küçük evlerinde birlikte yaşamaktadırlar. Ekmekçi kızın hep, çok çalışkan ve dinamik bir havası vardır. O’nu gördüğünüzde, çalışmak, mücadele etmek kanında var sanırdınız. Ama O’nu bir tek, yaşamının tekrar eden aynı süreçleri kaygılandırıyordu. Çevresinde gördüğü yeni ve güzel şeyler, O’na, sanki hep çağrı yapıyor gibiydi, kendisinin de hep davet edildiğini hissediyordu. Ama kendisi bütün bu albenili şeylere kapılmıyor ve onların da kendisini sarhoş etmesine izin vermiyordu. Biliyordu çok güzel bir kız olduğunu. Artık büyümüş, her şeyi ile mükemmel orantılardaki fiziği ile etrafını ne kadar da çok etkilediğini hissediyordu. Bu onun çok hoşuna da gidiyordu. Hem kim hoşlanmazdı ki kendisine tebessümle gülen nazik erkeklerden, sürekli güzel iltifatlar işitmekten.
_Aradan bir hafta kadar bir süre geçer. Kamil, her zaman kendisini içten bakışlarla ve sürekli gülen bir yüzle karşılayan Ekmekçi kızın; üzgün olduğu, o güzelim gözlerinden ırmaklar gibi yaşlar akıttığını gördüğü ve birkaç kişinin kızan sözlerini işittiği bir sırada fırına girmiştir. Bu tatsız duruma Kamil de üzülür. Yaş ve kuru pasta çeşitlerinin sergilendiği camlı tezgahtan biraz ileriye doğru yürüyerek, epey belirgin bir kızgınlık ifadesiyle, ekmekleri pişiren kürekçiye ve hamurcu olduğunu sandığı kişiye dikkatlice dik-dik bakar. Fırındaki her kes sus-pus olmuştur. Kamil bu esnada içeri giren müşterilerin çıkmasını bekler. Daha sonra para çekmecesinin yanındaki Ekmekçi kıza yaklaşarak, diğerlerinin duymayacağı bir ses tonuyla, lütfen üzülmeyin, sizce üzülmeye değer mi bu adamlar der. Bir bak dışarıya, ne güzel yağıyor kar taneleri değimli? Boş ver onları der. Hem fırsat bulursanız buyurun gelin dükkanıma, size en güzelinden bir sıcak çikolata ısmarlayayım der Kamil.
_Öğle yemeği arasında canı bir şey istemeyen Ekmekçi kız, Kamil’in, dünyaca ünlü bir çok mağazanın şubelerinin bulunduğu iş merkezindeki sıcak çikolata dükkanına gider. Şuradan-buradan derken, epeyce muhabbet ederler. Kamil’in harikulade iltifatları ve garsonlarının getirdiği çok özel sunumları ile nezaketleri arasında zaman çabucak geçer. Kalkma vakti geldiğinde Ekmekçi kız yine öyle gülümsüyor, gözlerinden yine öyle heyecanlı kırlangıçlar uçuşuyordu. Doğrusu; Kamilin nerde-nasıl bakacağını bilen gözleri karşısında ve hiç yoktan yaşatabildiği mutluluk-neşe getiren, çok nazik sözleri karşısında, Ekmekçi kızın masum kalbi, hiçbir şey yapamazdı.
_Aradan birkaç gün geçmişti ki Kamil’in tam zamanında ve reddedilemeyeceği bir atmosferde yaptığı; arabayla dolaşma fikrine Ekmekçi kızın aklı da evet der. Der ama bu onun, yaşam çizgisinin tamamen değişeceği bir başlangıcının ânı olacaktır. Bu yaşam O’na kim bilir? Belki mutluluk, beklide tahammülü mümkün olmayan acılar getirecektir.
_Artık sevgilidir her ikisi de.Zamanın su gibi akıp geçtiği anlar yaşanmaktadır.Ya da her iki öpüş arasındaki sürenin saliselere kadar kısaldığı-minimize olduğu,zamanın durduğu anlar yaşanmaktadır. Muhabbetler gülüşmeleri, gülüşmeler sevişmeleri getirmektedir. İş çıkışı gezmelerine, hafta sonu eğlenmeleri de karışmaktadır.Derken-derken genç adamın son model Aşk-özlem mavisi lüks arabasının içinde,harikulade güzel aşk şarkıları eşliğinde, bir kaç kadeh alkol alma, alışkanlık veren bir zevk haline dönüşmüştür Ekmekçi kızın hayatında. Böyle akşamların ilerleyen saatlerinden birinde yaşamıştır Ekmekçi kız, hayatının ilk cinsel deneyimini.Adı üstünde olan bu ilk ilişki deneyimi Ekmekçi kızda, pek de bir şey anlamadığı, sadece bir deneyimin acı hatırası olarak kalacaktır.Ama olanların hemen ardından da bu kavrayamadığı değişimin, kendisini sardığı endişe,korku ve ne yapacağını bilemediği duygularının kıskacı,onun hıçkıra-hıçkıra ağlamasına sebep olacaktır. Ekmekçi kız başını yastığa gömüyor, sanki oracıkta yok olmak istermiş gibi kendinden geçiyordu.
_Bu sıra dışı an için çok soğuk kanlı olan Sıcak Çikolatacı Kamil,ne yapacağını bilen bir tavırla, olabildiğince sakin ve gönül alan,rahatlatan bir edayla, Ekmekçi kızın durulmasına, yeni durumuna alışmasına çaba gösteriyormuş.Doğrusu Sıcak Çikolatacı Kamil çok hakim görünüyormuş her şeye.
_Diğer günlerde devam eden ilişkileri normal bir havaya bürünse de Ekmekçi kızın içindeki tedirginlik, yerini endişeli bir bekleyişe bırakır.Çünkü;birlikte olduğu anlarda Kamil’le çok mutlu aşklar yaşadığını hissediyor ama diğer zamanlarda da Kamil’in kendisine karşı çok ilgisiz kaldığını görüyordu. Bu durum Ekmekçi kızda cevabını bilmediği bir sürü sorular meydana getiriyordu. Her birlikteliğinde Kamil’e biraz daha aşık oluyor, aynı zamanda da onun kendisinden biraz daha uzaklaştığını fark ediyordu.
_ Sıcak Çikolatacı Kamil,günler geçtikçe artık, Ekmekçi kızın konuşmalarının,davranışlarının sıradanlığından sıkılmaya başlamıştır. Ekmekçi kızın hızla kavramaya,adapte olmaya çalıştığı yeni dünyanın, taze algılamalarındaki heyecan verici, masumca değişim saflığının, harikulade kıpırtılarını,Kamil, hiç mi hiç fark etmiyor, aksine çok rahatsızlık hissettiğini açıkça belli ediyordu.
_Zaman geçiyor, Kamil Ekmekçi kızdan kaçıyor, Ekmekçi kız Kamilin üzerine daha fazla düşüyordu.Bu sıkıştırmaların beraberinde Kamil, ilişkisine nasıl son vereceğinin çeşitli taktiklerini Ekmekçi kızın üzerinde uygulamaya başlamıştır bile. Ekmekçi kız geceler boyu ağlamaktadır,mutsuzdur artık,bilemediği düşsel yolculuklarının, kendisini sürüklediği, acı veren bunalımlarının girdabının, tam ortasındadır.Mahzun bakmaktadır. Artık O muhteşem zeytin tanesi gözlerinde, kırlangıçlar uçuşmamaktadır.Gül dağıtan elleri yumuk-yumuktur gayrı. Sesinden şıkır-şıkır pınarlar dökülmemektedir.Ekmekçi kızda olan bütün bu kötü değişimlere sebep, yaşamın koşullarının O’nu sürüklediği Sıcak Çikolatacı Kamil’dir.
_Günler, Ekmekçi kız için hep böyle mutsuz ve umutsuz geçmektedir. Üstelik te iş yerindeki durgunluğundan dolayı artan tartışmalar neticesinde işinden de atılmıştır.Ağzı kuruyor, dudaklarından zehir gibi bir tat hiç eksik olmuyordu. Çıldırmaktan korktuğu bir çok gün geçirdikten sonra ‘’bir sonu olmalı bu acıların’’, diye düşünür Ekmekçi kız. Artık kendisini sormayan sevgilisine karşı, içinde bir kin vardır. Büyüdükçe büyümekte ve ruhunu iyice sarmaktadır bu kin. Gözlerinde, kızgın bir kaplanın ürperten bakışları vardır artık.
_Karar verir Ekmekçi kız ve bir akrabasının arkadaşı olan Cesur Murat’la görüşmeye gider. Cesur Murat, Kuzenler adıyla bilinen, yarı gayri meşru çetenin ileri gelen adamlarından biridir. Yasal yüzü emlakçı bürosu olan bu işyerine vardığında,oradan biri ile başka mahalledeki bir eve giderler. Ekmekçi kız baş başa, Cesur Murat’a bütün olanları anlatır. Ve kendisini aldatan bu kişiden intikam almak istediğini söyler. Kendisine yardımcı olmasını,yol göstermesini ister ondan.
_ Cesur Murat,düşünür-düşünür ve Ekmekçi kıza mutfakta bir Türk kahvesi yapıp getirmesini söyler. Kahvesini içerken Ekmekçi kızı iyice süzer, gözlerinde yanan cesurca ifadeye içten-içe bir saygı duyar ve kahvesini bitirdikten sonra şöyle der: Sen şimdi doğruca evine git ve benim çağırmamı bekle. Ekmekçi kız, otoriter ve babacan bir edayla söylenmiş bu, gönlüne su serpen sözü başıyla onaylar. Adamın gözlerinde fark ettiği inceden arzu duyan erkeksi bakışa doğrusu hiç aldırış etmez.
_ Cesur Murat konuyu, Kuzenlerle yaptığı toplantıda dile getirir. Konuşulduğu şekilde yapılması her kes tarafından onaylanır. Bu esnada oto elektrikçi olan kuzen: Yaa şu beyinli arabalar çıktı çıkalı işlerimiz iyice düştü der. İnşaatçı kuzen hafif tatlı, azarlar bir ifadeyle: Sus-sus kuzen! Nerden öğrendin bu ağlamayı, anlamıyorum vallahi der. Muhtar kuzen: Eee ağlamayana meme vermezlermiş yaaa kardeşlerim der. Hep beraber bir kahkahadır kopartırlar ortalıkta.
_ İnşaatçı kuzen,bir gün sonra arabanın plakasını verdiği komiserden, araba sahibinin ev adresini öğrenir. Cesur Murat adamlarından ikisini bu görevle İstanbul’a gönderir. İki gün sonra adamlar Cesur Murat’a; adamın evli ve iki çocuğunun olduğunu, adamın babasının iş ve ev adreslerini ve adamın hiçbir gayrı meşru grupla bağlantısının olmadığı bilgilerini verirler.
_ Cesur Murat bu bilgileri bütün kuzenlere söyler,kuzenler de planın olduğu gibi uygulanmasını onaylar.
_ Cesur Murat Ekmekçi kızla irtibata geçer ve bir gün sonra yanına gelmesini söyler.
_Kararlaştırıldığı gün Ekmekçi kız, Cesur Murat’la ilk görüştükleri evde buluşurlar. Bütün bilgileri tek-tek öğrenir ondan. İçindeki tüm duygularının intikam çığlıkları attığını çok açık bir şekilde hissediyordur artık. Sıcak Çikolatacı Kamil’in her şeyi baştan beri bilerek ve planlayarak yaptığı fikri, birden bütün benliğinde sabitlenivermişti Ekmekçi kızın. Babasız ve erkek kardeşsiz olmanın içinde yarattığı o derin boşluk, bir alev topuna dönüşmüş, kımıldadıkça Ekmekçi kızın her yerini yakıyor-yakıyordu.
_Cesur Murat tüm bu olanları Ekmekçi kızın yüzünden dalgalar halinde geçen ifadelerden rahatlıkla anlayabiliyordu. Ekmekçi kıza bir kahve yapıp getirmesini söyler, bunu aslında biraz da, onun sakinleşmesi için istemiştir.
_ Cesur Murat, kahvesini içerken, kızın gözlerinin taa içine bakarak, kıza: Bunu ne kadar çok istiyorsun diye sorar. Ekmekçi kızın hiç tereddüt etmeksizin her şeyden çok istiyorum demesi, Cesur Murat’ın 30 a yakın yaşındaki yanaklarına bir tebessüm kondurmuştu. Cesur Murat o an, Sıcak Çikolatacı Kamil’in kalemini kırmıştı kafasında. Sesli bir şekilde intikam ve hafif alaycı bir nidayla: Seni senii Sıcak Çikolatacı seniii dedi Cesur Murat, bir de; ulan ben seni şimdi yemez miyim ha! Bakalım el mi yaman bey mi yamanmış gör! Der. Cesur Murat bunu söylerken Ekmekçi kızın yanaklarından bir tebessüm gelip-geçer ama gözlerindeki o eski ışıltı bu sefer, sert kristal çizgilerin manasında, keskin bir şahin bakışları ile tekrar geri gelir.
_ Cesur Murat adama yapmayı planladıklarını bir-bir anlatır ve Ekmekçi kıza; artık sen de benim bir adamımsın der. Ekmekçi kızın gözlerinin önünden, plandaki çikolatacının hali bir-bir film şeridi gibi geçer. Çok sevinir bu işe. İçinden: Gör bakalım aldatmanın bedeli ne oluyormuş züppe çikolatacı der.
_ Cesur Murat Ekmekçi kıza yanına oturmasını söyler. Ekmekçi kız, içinde aylardır yanan intikam ateşinin de vermiş olduğu güçle, kendisine sahiplenmek isteyen Cesur Murat’ın yanına oturur. Cesur Murat’ın, önce yanaklarını avuçlarının arasına alması ve gözlerinin taa içlerine kadar şefkatle bakmasının ardından, dudaklarına doğru eğilmesi ile birlikte, Ekmekçi kızın gözlerini kapayıp kendisini tamamen Cesur Murat’ın kollarına bırakması, aynı anlarda olmuştu.
_Artık Ekmekçi kız, yaşamın yepyeni bir deryasına doğru yelken açmıştı. Bunu hissediyor, kendisi de arzu ediyordu artık. Hem yaşamın kendisine monoton gelen kısımları da olmayacaktı bundan böyle. Çikolatacı Kamil’den alıştığı eğlenceli bir hayat istiyordu bütün beklentileri. Kısa zamanda Ekmekçi kıza çok şey öğretmişti hayat. Kendisi bu öğrendiklerinin ve öğrenmek zorunda olacaklarının neresindeydi, bunu şimdilik pek bilemiyordu, doğrusu bunu şimdi pek düşünmek de istemiyordu. Bütün her şeyi ile yalnızca planı düşünüyordu.
_Gecenin geç bir vaktinde, Cesur Murat ve iki adamı, akşamdan beri peşinde oldukları Sıcak Çikolatacı Kamil’i, yeni sevgilisini bıraktığı ara sokakta yakalar. Cesur Murat’ın, ensesine dayadığı soğuk namluyu Kamil, korku içinde hisseder. Alınıp götürüldüğü soğuk bir dağ kulübesinde Kamil’e, yaptıklarının cezası güzelce anlatılır. Yüzü maskeli kişiler, yüzü hariç Kamil’in her yerini çürükler içinde bırakacak şekilde sopalarla şiddetle döverler. Kamil her çeşit yalvarmalar neticesinde ne isterlerse yapacağını bir çok kez tekrarlar. Bu esnada Cesur Murat’a, yaranmak için iki adamı yalvarmaktadır, Kamil’i öldürmek istemelerine izin verilmesi için. Çikolatacı Kamil, ağzı yüzü sümük içinde ölüm korkusu ile kusmaktadır. O her şeyi bilen zengin ve güçlü bakışlı adam daha da bir tiksindirici olmuştur.
_ Cesur Murat Kamil’e,Yarın sabah Ekmekçi kızla birlikte notere gideceğiz der. Orada bu sıcak çikolata dükkanının devrini Ekmekçi kıza vereceksin, orada ya da daha sonra, eğer bir yamuk yaparsan, sana ait bütün bilgilerin ışığında, unutma ki kesinlikle öleceksin der. Kamil, bütün bu söylenenleri harfiyen yapacağına tekrar-tekrar söz verir.
_Sabah yanlarına Ekmekçi kızı da alarak notere giderler. Kamil, denenlerin hepsini harfiyen yerine getirir. Akşama kadar ki verilen sürede gidip, bir daha bu şehre asla gelmemesi şartıyla Kamil serbest bırakılır. Kamil’in peşindeki adam,şehrin 50 km. Dışına kadar takip ettiği yerden, akşamüzeri Cesur Murat’a telefonda ‘’arkadaşımız askerde eğitime devam etmektedir abi’’ der.Ve Cesur Murat’la Ekmekçi kız, elleriyle çak yapmanın ardından, tutkuyla öpüşmeye başlarlar. Akşamüzeri başlayan öpüşmeler, akabinde sevişmeye dönüşecek ve bu, zamanın durduğu sevişme anları,pastoral düş sahnelerinin eşliğinde, gecenin geç vakitlerine kadar devam edecektir. Daha sonraki zamanlarda, günler haftaları, haftalar ayları kovalayacaktır.
_Böylece geçen birbirinden ilginç,yarı gayrı meşru günlerin ardından, bir akşam üstü, Cesur Murat’la Ekmekçi kızın bindiği araç, polis ekip otoları tarafından çevirmeye düşürülür. Üç gün götürüldükleri polis karakolunda sorgulandıktan sonraki bir sabah, ifadesinin alındığı adliye koridorlarında Ekmekçi Kız, Cumhuriyet Savcısı tarafından serbest bırakılır. Türk adaletinin görkemli Adliye Sarayı merdivenlerinden basamakları bir-bir inerken Ekmekçi kız, daha bir güçlü, daha bir mağrur ve daha bir keskinleşmiş bakışları ile çevik bacaklarının üzerinde dimdik yürümektedir. Güneş olanca ışığı ile o sabah, Ekmekçi kız’ın muhteşem güzelliğini aydınlatmaktadır. O, Adliye Sarayının merdiven basamaklarının üstünde, tıpkı, harikulade yapılmış bir Yunan heykeli ihtişamında görünüyordu.
_O şimdi yaşamın, bütün kalleşliği ve bütün güzellikleri ile tam ortasında yer alıyordu. Biliyordu ki cesur olduğu müddetçe ve yaşamı yorumlamaya-anlamaya devam ettiği sürece hep ayakta kalacaktı.
 

Benzer Konular

Yanıtlar
0
Görüntülenme
3B
Yanıtlar
14
Görüntülenme
17B
Yanıtlar
0
Görüntülenme
3B
Yanıtlar
8
Görüntülenme
2B
Yanıtlar
1
Görüntülenme
4B
Üst