Atatürk'ün Milli Egemenliğe Verdiği Önem

cicozz Çocukluk cicozlarda saklı
Atatürkün Milli Egemenliğe Verdiği Önem - Atatürkün Milli Egemenlik Anlayışı - Atatürkün Egemenlikle ilgili Sözleri
Millî Egemenlik, bir kişi veya sınıfın egemenliğine dayanmadan, milletin kendi yönetiminde söz sahibi olması demektir. Bunun, adaletin, eşitliğin ve hürriyetin dayanağı olduğunu düşünen Atatürk; Hürriyetin de, müsavatın da, adaletin de dayanağı milli hâkimiyettir diyerek bu düşüncesini dile getirmiş; Hakimiyet kayıtsız ve şartsız Milletindir diyerek de egemenlik anlayışını açık bir dille ifade etmiştir.

Atatürk ün bu konudaki düşünceleri, askeri ve siyasi hayatındaki çalışmalarını da etkilemiş, Kurtuluş Savaşı nın ilk gününden itibaren, kişi ya da zümre hakimiyetinden, milli hakimiyete geçişi sağlamak için uğraşmıştır. Mustafa Kemal, giriştiği mücadelenin bu temel unsurunu, Amasya Genelgesi ndeki şu sözleriyle ortaya koymuştur: Milletin istiklâlini yine milletin azmi ve kararı kurtaracaktır.

Atatürk önderliğinde başlatılan Milli Mücadele döneminde bazı kesimler, ülkenin kurtulması için büyük devletlerin mandası altına girmekten başka çare olmadığını savunurlarken; Atatürk, buna şiddetle karşı çıkmış ve milli iradeyi oluşturma ve bağımsızlığa kavuşma konusunda, inancını kaybetmemiştir.

Millî Mücadele ye millî hakimiyet düşüncesi ile başlayan Atatürk, diğer devletlerin manda yönetimi altına girmek yönündeki düşüncesini, Nutuk ta şöyle açıklamıştır: Efendiler, ben bu kararların hiçbirinde isabet göremedim. Çünkü bu kararların dayandığı deliller ve mantıklar çürük ve esassızdı.

Efendiler, bu vaziyet karşısında bir tek karar vardı: O da millî hâkimiyete dayanan, kayıtsız ve şartsız yeni bir Türk Devleti kurmak. İşte, daha İstanbul dan çıkmadan önce düşündüğümüz ve Samsun da Anadolu topraklarına ayak basar basmaz uygulamaya başladığımız karar bu karar olmuştur.
Milletin, hedeflediği tüm amaçlara ulaşma gücüne sahip olduğunu vurgulayan Atatürk, Millet girişimlerinin önüne geçebilecek hiçbir kuvvet yoktur. Kuvvet birdir ve o Milletindir. diyerek bu düşüncesini belirtmiştir. Erzurum Kongresinde, Millî iradenin başlıca güç kaynağı olduğunu, Kuva-yı Milliyeyi âmil ve İdare-i Milliyeyi hakim kılmak esastır sözleriyle ilân eden Atatürk ün bu ilkesi; daha sonraki tarihî gelişmelerde Türk İnkılâbının temel bir dayanağı olmuştur.

11 Eylül 1919 da Umumi Kongre tarafından ilân edilen, Sivas Kongresi Beyannamesi adı ile anılan ve kongrede alınan kararları içeren belgede; Erzurum Kongresi nde alınan bu kararın aynen tekrarlanması, Atatürk ün milli iradenin millete verilmesi konusundaki kararlılığının göstergesidir. Kronolojik açıdan bakıldığında, bütün bu çalışmaların Türkiye de millî egemenliği gerçekleştirmek esasına dayandığı görülecektir. Kongrelerde alınan kararların yanı sıra, millî egemenlik konusunda atılmış önemli adımlardan birisi de Misak-ı Millî kararlarıdır. Misak-ı Millî ile millî ve bölünmez bir Türk ülkesinin sınırları çizilmiş, Erzurum ve Sivas Kongreleri kararlarındaki millî kurtuluş programı, hukuk ve siyaset anlayışı esaslarına oturtulmuştur.

Atatürk ün Türkiye de milli egemenlik ilkesini tam anlamıyla gerçekleştirmesi ise TBMM nin açılması ile olmuştur. Türkiye Büyük Millet Meclisi nin açılmasıyla,Türkiye de Millî Egemenlik ilkesi resmen ve de fiilen gerçekleştirilmiştir. Hakimiyet kayıtsız şartsız Milletindir ifadesiyle, iradeyi TBMM ye veren Atatürk, milli hakimiyetin korunması konusunda Türk Milletine düşen görevi, şu sözleriyle ifade etmiştir:
Hiç şüphe yok, Devletimizin ebedi müddet yaşaması için, memleketimizin kuvvetlenmesi için, milletimizin refah ve mutluluğu için hayatımız, namusumuz, şerefimiz, geleceğimiz için ve bütün kutsal kavramlarımız ve nihayet herşeyimiz için, bütün uyanıklığımızla ve bütün kuvvetimizle millî egemenliğimizi muhafaza ve müdafaa edeceğiz.
 
Son düzenleme moderatör tarafından:

Benzer Konular

Yanıtlar
0
Görüntülenme
3B
Yanıtlar
0
Görüntülenme
8B
Yanıtlar
0
Görüntülenme
4B
Yanıtlar
0
Görüntülenme
7B
Üst