Akdeniz Bölgesinin Düğünleri

  • Konuyu başlatan LAL
  • Başlangıç tarihi
  • Görüntülenme 13.031
LAL
Moderatör
Akdeniz Bölgesinin Düğünleri , Akdeniz Bölgesinin Düğünleri Nasıl Olur?
Akdeniz Bölgesindeki Düğünler Nasıldır?


Akdeniz Bölgesinin Gelenek ve Görenekleri

DÜĞÜN ADETLERİ
Evlenme Yaşı
Düğün adetleri İlçe ve çevresinde evlenme yaşı eskiden 16-17 idi. Küçük yaşta evlenme geleneği, gençlerin kendi tercihlerinden ziyade ailelerinin kararına bağlıydı. Aileler bir taraftan çocuklarının mürüvvetini görmek için, diğer taraftan da evliliğin aileye katacağı iş gücünü hesaba katarak çocuklarını erken evlendirirlerdi. Hatta yörede "Erken kalkan yol alır; erken evlenen döl alır." ifadesi yaygındır.
Günümüzdeyse aileler evliliklerde kendi tercihlerinin yanında çocuklarının da tercihlerini dikkate alırlar. Genel olarak görücü usulü ile yapılan evliliklerde kararlar birlikte alınır. Evlenme yaşı erkeklerin askerliklerini bitirmeleri ve bir iş sahibi olmalarına bağlıdır. Kızlar eskiye oranla daha büyük yaşlarda evlendirilirler. Günümüz evliliklerinde erkeğin de, kızın da mutlaka onayları alınır.
Çocuğunu evlendirmek isteyen aile, öncelikle oğlunun fikrini sorar. Kendi tercihi varsa ve bu tercihin aile tarafından da uygun görülmesiyle birlikte kız istenir.
Kız araştırmalarında çok titiz davranılır. Hatta bu araştırma o kadar detaylı olur ki kızın soyu sopu ince elekten geçirilir. Nitekim yörede "Anasına bak kızını al, kenarına bak bezini al. " tabiri çok yaygındır.

Kız İsteme
İlçede evlilikler genellikle görücü usulüyle yapılır. İlk önce bir kadın aracılığıyla kız evinin ağzı yoklanır. Bu ağız yoklamasından kızın kesinlikle haberi olmaz. Eğer kız evi, kızı vermeye razı gibiyse oğlanın annesi ile aracı kadın tekrar kız evine giderler. Kadınlar arasında söz kesimi tamamlanınca oğlan tarafının ileri gelen büyükleri kızı istemeye giderler. Ve usule uygun olarak "Allah'ın emri peygamberin kavliyle" kız istenir. İsteme esnasında kız, dünürcülere kahve ikram ederek kendini gösterir. Bu arada dünürler de kızı iyice süzerler. Kız evi bu istemeye hemen cevap vermez. Biraz düşünme ve yakın akrabalarına danışma süresi ister. Kız evi amcanın, dayının ve en büyük erkek kardeşin fikrine başvurur.
Bunlardan herhangi birisinin rızası olmadığı taktirde kız verilmez. Amca, dayı ve en büyük erkek kardeş razı iseler oğlan evi bu üç kişiye kardeş yolu, emmi ve dayı yolu denilen hediye gönderir.
Bir müddet sonra oğlan evi tekrar giderek kız tarafının cevabını alır. Bütün bunlardan sonra kız verilir ve "kalın" kesilir. Oğlan evi yün ve kalın hariç, hiçbir şeye karışmaz. Kalın kesildikten sonra kızın tatlısı yenilir. Tatlıdan sonra sıra artık nişandadır.
Günümüzde ise kalın veya başlık adı altında alınan süt parası ortadan kalkmıştır. Çağın gereklerine uygun olarak düğün harcamaları kız ve oğlan evi tarafından ortak olarak yapılmaktadır.
Nişan:
Nişan için hazırlıklar yapılır. Kız eviyle oğlan evi birlikte alış-verişe giderek kıza elbise ve takı alınır. Nişan eğlenceli bir şekilde yapılır. Yakın dost ve akrabalar davet edilir. Davette yemekler verilir ve tatlılar ikram edilir. Oğlan evi ve akrabaları kıza altın takarlar. Nişandan sonra düğün tarihi kararlaştırılır. Oğlan evi kız evinden izin ister. Kendilerinin belirlediği tarihlerin uygun olup olmadığını kız evine sorar.Onların da onayı alındıktan sonra düğün işlemlerine geçilir.
Kız ve oğlan, düğün olana kadar birbirlerine yaklaşamaz ve birbirleriyle konuşamazlar. Bu gelenek halen köylerimizde devam etmektedir.
Köylerde kadınlar yolda veya sokakta erkekle karşılaştıkları zaman erkeğin önüne geçmezler. Ellerini, kollarını sallayarak yürümezler.
Çeyiz Açma :
İlçede çeyiz önemli bir kültürdür. Küçük yaşlardan itibaren kızlar
çeyiz düzmeye başlarlar. Bunlar arasında el işlemeleri, nakış, oya, mutfak eşyaları sayılabilir. Hazırlanan çeyizler sandık ve cemekan içerisinde muhafaza edilir. Evlilik çağına gelen her genç kız bu hazırlıkları yapar. Düğünden birkaç gün önce, hazırlanan çeyizler kız evinde sergilenir. Düğüne davet edilen kişiler (kadınlar) ve konu-komşu çeyiz görmeye gelerek hediyeler sunarlar. Kızın çeyizinde eksik bir eşya varsa tamamlanır. Gelin çıkarılmadan bir gün önce çeyiz, davul-zurna eşliğinde oğlan evine götürülür.
Düğün :
Düğün için "okuntu" denilen davetiyeler gönderilir. Buna "yol" da denir. Yol, daha çok yakın akraba ve dostlara gönderilir. Diğer çağrılacaklar ise davetiye gönderilerek düğüne çağrılır.
Düğün, geleneksel olarak cuma akşamından pazar günü öğleye kadar devam eder. Düğünün başladığı günden itibaren düğün evine Türk Bayrağı çekilir.
Düğün süresince damadın arkadaşlarından birisi "sağdıç" seçilir. Sağdıç, damada rehberlik eder. Düğün sonrası için öğütler verir. Damadı hamama ve berbere götürür. Düğün eğlencelerini sağdıç yönlendirir.
Davetlilerin yeme-içme ve barınma ihtiyaçları düğün evi tarafından karşılanır. Davul-zurna eşliğinde oyunlar oynanır, halaylar çekilir.
Kına gecesi:
Düğünden bir gün önceki gecedir. Bu gece düğünün en renkli ve en eğlenceli gecesidir. Kına gecesi öncesi bir koç süslenerek kız evine gönderilir. Erkek tarafından bir grup kadın, geline kına yakmaya giderler.Türkü ve maniler eşliğinde kına yakarlar. Gecede kadınlar çiğ köfte yoğurarak eğlenirler.
Kına bir tasta yoğrulur. Gelinin eline ve ayaklarına kına yakılır. Orada bulunanlardan isteyenler de kına yakarlar. Kına yakma esnasında türküler söylenir.

Kına gecesinde mani örnekleri :
Bu kıza gerek bir ana
Ağlayalım yana yana
Boğazındaki sarı hakık (hakik)
Boynun buruk yüzün yıkık
Yoğsa senin baban mı ölük
Evlerin önü iğde
İğdenin dalları yerde
Sanki bende gelin mi oldum
Ağ suvaklı büyük evde

Bir tarlada buğday ektim
Destesini siyeç çektim
Gurbet ele giden kızın
Gözlerine sürme çektim

Atladım gittim eşiği
Sofrada kaldı kaşığı
Büyük evin yakışığı
Aha! Koyup gidiyorum

Elimi yıkadığım arklar
Sildiğim, süpürdüğüm yurtlar
Belimi dayadığım dutlar
Aha! Koyup gidiyorum

Maniye mani katmış
Güle karanfil katmış
Gelini almamış da
Yalnız döşekte yatmış

Keten gömlek dizerek
Gel gidelim bize dek
Sarılalım yatalım
İlkbahardan güze dek

Çıktım pınar başına
Sabun koydum taşına
Anası kurban olsun
Kızının yoldaşına

Ay doğar anasından
Bulutlar arasından
Kız neren görünüyor
Düğmenin arasından

Mum olur da yanmaz mı
Yar yüzüme kanmaz mı
Ben bu dertten ölürsem
O yar beni anmaz mı

Değirmen sala benzer
Göğüs sandala benzer
Güzel kızın memesi
Erimiş bala benzer

Altın yüzük yaptırdım
Parmağıma dar benim
Pazarcık'ın içinde
Selvi boylu yar benim

Elde fincana kurban
Kolda mercana kurban
Eller mal aşıklısı
Ben de bir cana kurban

Keten gömlek giyemem
Değme yari sevemem
Ben güzel bir yar sevdim
Utanırım diyemem
Su gelir akma ile
Taşları kakma ile
İnsan yare doyar mı
Uzaktan bakma ile
Penceremde tül perde
Perdenin ucu yerde
Yürek oynar can titrer
Yari gördüğüm yerde

Aksu bayırdan gelir.
Suyu Cerit'ten gelir
Bir erkek hasta ise
Şifası kızdan gelir
Gökte yıldız top durur
Oğlan atın kopturur
Bu zamanın kızları
Ak gerdandan öptürür
Kaleden atın beni
Güzele katın beni
Benim babam fakirdir
Zengine verin beni


Ay doğar sini gibi
Sallanır selvi gibi
Yarin kokusu gelir
Pazarcık gülü gibi


Benim yolum düz gider
Bir hızmalı kız gider
O kız yolu şaşırmış
İnşallah bize gider


Gökte yıldız sayılmaz
Çiğ yumurta soyulmaz
Ben bir kıza vuruldum
Öpme ile doyulmaz

Karşı karşı kalalım
Pazarcıklı abalım
Gerek al gerek alma
Boynunadır vebalım

Gelin almaya gitme:
Sabah olmasıyla birlikte erkek evinde gelin alma hazırlıkları başlar. Önce bir ekip gönderilerek kızın çeyizi erkek evine getirilir. Gelin aracı süslenilir. Öğleye doğru gelin almak üzere topluluk halinde hareket edilir. Gelin evine varıldığında kız evinin kapısı kilitlenir. Kapıyı açmak için kızın erkek kardeşine bahşiş verilmesi istenir. Para konusunda bir hayli mücadele edilir. Araya hatırı geçen kişiler girerek iki tarafında rızası alınarak kapı açtırılır. Kapının açılmasıyla engeller bitmez. Kız tarafının yakınlarından biri çeyiz sandığının üzerine oturur. O da bahşişini ister. Sağdıçla sıkı bir pazarlığa girilir. Nihayet o engelde aşılır. Kızın erkek kardeşi gelinin beline kırmızı kuşak bağlar. Kırmızı kuşağın anlamı kızın bekaretini ifade eder.
Gelin dışarı çıkarılır. Düğünün en hüzünlü anı bu andır. Çalgıcılar da en hüzünlü havaları bu sırada çalarlar. Kız tarafında adeta bir matem havası yaşanır.
Kız, önce babasının ve annesinin; sonra da aile büyüklerinin elini öperek vedalaşır.
Gelin alayı davul zurna eşliğinde büyük bir coşku içerisinde araçlarla konvoy halinde erkek evine doğru yol alır. Konvoy ilerlerken yer yer gelin aracının önü bahşiş için kesilir. Gelinin erkek evine girişi sırasında başına şeker saçılır. Uğur olsun diye gelin, cam bir bardağı kırarak yeni evine girer. Akşam yemeğinden sonra çiftlere imam tarafından dini nikah kıyılır.
Gelin ve damat kendi odalarına geçerler. İki rekat namaz kılarlar. Damat gelinin duvağını açmak için ona "yüz görümlüğü" adı altında hediye verir.
Gerdek sabahı damat aile büyüklerinin elini öper.
O günden itibaren üç gün süreyle konu komşu duvak görmeye gelirler.
Bir hafta sonra gelinle damat kız tarafına el öpmeye giderler. Bu ziyaret sırasında gelinin babası yeni evli çifte bir hediye verir.
Doğum :
Eskiden genellikle köylerde doğum diplomasız ebe kadınlar tarafından yapılırken şimdi bu durum ortadan kalkmıştır.
Yörede çocuk doğduğunda komşu ve yakıları tarafından "güvent" adı verilen gelenek uygulanır.
Güvent :
Çocuk yeni doğduğunda sepete konulan hediyenin bacadan ipe bağlanarak bırakılması.
Çocuğun dişleri çıktığında (diş hediği :buğdayın kaynatılması) yapılarak komşularına dağıtılır. Yürümeye başlayınca da "köstek kırma" yapılır. Bulgurlu tavuk pilavı pişirilir, çocuklara koşu yaptırılır.
 

Benzer Konular

Yanıtlar
0
Görüntülenme
13B
LAL
Yanıtlar
0
Görüntülenme
33B
Yanıtlar
0
Görüntülenme
10B
LAL
Yanıtlar
0
Görüntülenme
6B
LAL
Yanıtlar
0
Görüntülenme
12B
LAL
Üst